Güncelleme Tarihi:
İnsanlık tarihi boyunca salgın hastalıklar her zaman var olmuştur. Hem can kayıplarına neden olmuş hem de insanların hayatlarını zorlaştırmıştır. İnsanların salgınlar sırasında karşılaştıkları zorlukları şöyle sıralayabiliriz. Ekonomik gerilemenin oluşmasıyla ortaya çıkan problemler, tarım ve sanayi alanındaki iş gücü eksikliğinden dolayı yaşanan sıkıntılar, yeterli miktarda besin alamayan çocukların güçsüz kalmasının doğurduğu sonuçlar ve elbette eğitim-öğretim faaliyetlerinin sürdürülmesi noktasında görülen eksiklikler. Bu listeyi uzatmak pekâlâ mümkün.
SALGIN’IN BOYUTLARI NEDİR?
Çoğunlukla izlediğimiz salgın konulu filmlerdeki görüntülerden gerek sanatsal anlamda gerekse yaratıcılık anlamında etkilenip bu durumları asla yaşamayacağımızı düşünürüz. Ancak insanlık 2019’un Aralık ayında Çin’in 11 milyon nüfuslu Wuhan kentinde ortaya çıkan Koronavirüs olarak bilinen salgın nedeniyle Steven Soderbergh tarafından 2006’da çekilen ‘Salgın’ isimli filmdeki sahnelerin neredeyse pek çoğunu yaşıyor bugünlerde. Hareketliliğin hep önemli bir şey olduğunu söyleyen insanoğlu, şimdi de bu hareketlilik yüzünden bizden ortalama olarak 7 bin 218 kilometre uzakta olan bu şehirden tüm dünyaya yayılan koronavirüle mücadele ediyor.
EĞİTİM SALGINDAN NASIL ETKİLENİYOR?
Ortaya çıkan vaka sayısı açısında Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, Çin, İspanya ve Almanya başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesini etkileyen virüs yüzünden ülkemizde de tüm eğitim-öğretim faaliyetlerinin uzaktan eğitimle yürütülmesi kararı alındı. Virüsün yayılmasını engellemek adına son derece mantıklı olan bu kararın önemli bir yansıması da dünyada yaklaşık olarak 1.5 milyara yakın öğrencinin evinde eğitime devam etmesi oldu. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen EBA TV aracılığıyla sürdürülen uzaktan eğitimin yanı sıra anne babaların çocuklarının eğitim süreçlerinin aksamaması için evde pek çok etkinlik yaptığını görüyoruz. Özellikle sosyal medyada bu konuda çeşitli paylaşımlar yapılıyor ve evde sürdürülen eğitim konusunda anne babaları destekleyici pek çok öneride bulunuluyor. Alanımın yabancı dil eğitimi olmasından dolayı da ben de sürekli olarak şu soruyla karşılaşıyorum:
“Hocam, evde yabancı dil konusunda neler yapabiliriz?”
İşte bu yazı tam olarak bu sorunun cevabına odaklanmayı amaçlıyor. İçinden geçtiğimiz bu zor günlerde dünyanın pek çok ülkesi gibi eğitimlerini evlerinde sürdürmek durumunda kalan öğrencilerin yabancı dil eğitim süreçlerinin aksamaması için evde anne babaların çocuklarıyla yapabilecekleri küçük etkinlik önerileriyle bu sürece olumlu bir katkı sunmayı amaçlıyorum.
EVDE YABANCI DİL ÖĞRENMEK MÜMKÜN MÜ?
Özellikle yaz tatilinde öğrenme kaybı kavramına dikkat çekilir. Yabancı dil eğitimi söz konusu olduğunda bu duruma daha çok dikkat etmek gerekiyor. Zira dil öğrenmek emek ister. Peki aileler bugünlerde çocuklarının yabancı dil öğrenme süreçleriyle ilgili evde neler yapabilir? Evde de yabancı dil öğrenmek ve çeşitli etkinliklerle bu süreci keyifli hale getirmek mümkün. Aşağıda pek çoğunu bizzat uyguladığım etkinliklerin bugünlerde çocuklarının yabancı dil eğitimi anlamında olumlu katkılar sunmak isteyen anne babalara faydalı olacağına inanıyorum.
ETKİNLİK ÖNERİLERİ
1- Youtube’da bulunan çok sayıdaki çocuk şarkısını dinleyebilirsiniz. Diyelim ki şarkı renklerle ilgili. Her bir rengin ismini -red, yellow- duyduğunuzda çocuğunuzla birlikte zıplayabilirsiniz. Bu etkinlik pek çok şekilde yapılabilir.
2- İnternette bol miktarda bulabileceğiniz boyama etkinliklerini çocuğunuzla birlikte yaptıktan sonra, resimle ilgili soru sorabilirsiniz. İngilizcenizin çok iyi olmasına gerek yok.
What is this? - Bu nedir?
Cat. Kedi
İngilizcenizin çok iyi olmasına gerek yok.
3- https://makebeliefscomix.com isimli internet sayfasında çocuğunuzla beraber karikatür hazırlayabilirsiniz. Çocuklarınız kısıtlı da olsa İngilizce cümleler yazabilir. Çok keyifli.
4- Diyelim ki çocuğunuz geçmiş zamandan söz etme konusunu çalıştı. Duvarın bir tarafına küçük kağıtlara yazılmış fiillerin ilk hallerini (see, go gibi), diğer tarafına geçmiş zaman hallerini (saw, went gibi) asın. Müzik eşliğinde çocuğunuz doğru eşleştirme yapmasını sağlayın.
5- Just dance diye bilinen videoları izleyerek birlikte şarkı söyleyebilirsiniz. Önemli olan birlikte İngilizce duymanız, bu süreci eğlenceli bir şekilde geçirmeniz.
6- Çocuğunuz İngilizce’de öneride bulunmaya çalışmış olsun. “You should read books.” Tüm kelimeleri A4 kağıdına yazıp dağınık bir şekilde çocuğunuza gösterin. Should/books/read/you Herkes bir kelimeyi eline alsın çocuğunuz da kelimeleri düzgün bir şekilde sıraya koysun.
7- Çocuğunuzun dinlemekten keyif aldığı şarkıları öğrenin. İnternetten bu şarkıların sözlerini bulun. En fazla 10 tane kelimeyi çıkarıp onların yerine boşluk -- koyun. Boşlukların en az sekiz kelimede bir olmasına dikkat edin. Şarkıyı bir kere daha dinleyin, çocuğunuz boşlukları doldursun. Sonra şarkıyı birlikte söyleyin. Bunu yaparken karaoke versiyonunu da yararlanabilirsiniz.
8- Netflix’te bulunan çizgi filmleri -özellikle daha kısa olanları seçebilirsiniz- önce Türkçe altyazılı dinleyin. Eğer çocuğunuz anlayabiliyorsa, yakaladığını düşündüğü beş kelimeyi size söylesin. Başarı hissi motivasyonu arttırır.
9- Yeni bir bakış açısıyla kurgulamanız gereken ekran süresini eğer İngilizce video izlerlerse arttırabileceğinizi söyleyin. Bunları kontrol etmek elinizde. Önemli olan çocuğunuzun İngilizce duymasını sağlamak.
10- Evde yapması gereken ödevlerle ilgili konulara ilişkin İngilizce videolar bulmaya çalışın. Voice of America, english central bu konuda çok faydalı olabilir. Diyelim ki o haftaki konu tartma olsun. Bu konuda en fazla iki dakikalık bir video izlemesi bile yeterli olacaktır.
11- Çocuğunuzun sevdiği bir dizinin bir sahnenin sesini kısıp ondan dublaj yapmasını isteyin. İngilizceyi harika bir şekilde kullanması önemli değil. Eğlenirken birkaç cümle bile kurması bizim için yeterli.
12- Evde bir nesne saklayıp onu bulması için sadece cold, warm, hot gibi yönergelerle onu yönlendirin. Sıcak/soğuk oyunu. Çok sevecektir.
13- Çocuğunuz size İngilizce cümleler söylesin siz de o söylediklerini çizmeye çalışın.
-There is a tree next to the house. -Evin yakınında bir ağaç var.
Bir sonraki sefer de siz söyleyin çocuğunuz çizmeye çalışsın.
14- İkinizin de bildiği birini aklınızda tutarak onu tarif edin. Mesela;
He is tall. Boyu uzun.
He has got brown eyes. Kahvereni gözleri var.
Who is he? My uncle
Ayrıca meslekleri de tarif edebilirsiniz.
She works at a hospital.
She helps people.
Who is she?
Doctor.
15- Işıkları söndürüp gölge oyunundaki gibi elinizle şekiller yapın, çocuğunuz tahmin etsin. Mesela, bir kuş şekli yapıp ‘What is this?’ diye sorabilirsiniz.
What is this?
Bird.
16- Evde geçirdiğiniz bir günle ilgili çocuğunuzla video çekin. Çocuğunuz günlük rutinlerinden söz edebilir.
I get up at 9.00.
I have breakfast at 9.30.
I do my howework at 11.00.
17- Sessiz sinemayı İngilizce oynamaya çalışın. Çocuğunuz bildiği filmlerle başlayabilirsiniz. Frozen, Iron Man gibi bildiği filmlerden başlayabilirsiniz.
18- Televizyon veya internet yoluyla öğrendiği konulara ilişkin küçük projeler yapabilirsiniz. Örneğin, konu güvenli oyun alanlarıysa onunla ilgili görseller bulun. Bunları bir kartona yapıştırabilir veya size küçük bir sunu yapabilir. Mükemmel bir sunu olmak zorunda değil.
19- Alışveriş listesini İngilizce hazırlamasını sağlayın.
Shopping list
Eggs, Chees
20- Dijital okuma platformlarından yararlanıyorsa okuduğu bir kitaptan bir sahneyi canlandırın. Etkili olması için küçük malzemeler kullanın.
21- İngilizce saklambaç oynayın.
One, two, three..
Ready or not here I come.
Ebeyi yakaladığınızda ‘I got you’ diyebilirsiniz
22- Adam asmaca oyununu da İngilizce olarak oynayabilirsiniz.
- - - - - Apple
Yukarıda söz ettiğim etkinliklerin bazıları için İngilizce bilmeniz gerekirken diğerlerini rahatlıkla yapabilirsiniz. Büyük bir ilerleme beklemeden tek amacımızın çocuklarınızın yabancı dilde öğrenme kaybı yaşamasının önüne geçmek olduğunu hatırlayalım. Herkesin oldukça zor bir dönemden geçtiğini biliyorum. Sadece çocuklar için değil aynı zamanda anne babalar için de kaliteli zaman geçirmek anlamına gelen bu etkinlikler bir nebze de olsa içinde bulunduğumuz ruh halinin değişmesine yardımcı olabilir. Çocuklarla evde vakit geçirmek için yapabileceğimiz en iyi şey onlarla oyun oynamak, etkinlikler yapmak ve eğlenceli vakit geçirmektir. Çünkü biz bunları yaparken de öğreniriz.
İyi eğlenceler.
PROF. DR. CEM BALÇIKANLI KİMDİR?
1980’de İstanbul’da doğan Prof. Dr. Cem Balçıkanlı, 2003’te Gazi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı’ndan mezun oldu. Sonrasında aynı üniversitede yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamladı. Doktora eğitimi sırasında 2008-2009 yılları arasında Fulbright bursuyla Florida Üniversitesi, Avrupa Araştırmaları Merkezi’nde Türkçe okutmanı olarak görev yapan Balçıkanlı, 2013’te doçent, 2019’da da profesör unvanını aldı. Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülen ‘öğretim programı yazımı’, ‘hizmet içi eğitim’, ‘içerik oluşturma’ çalışmalarında bulundu. Uluslararası yayınevleri tarafından yayımlanmış kitaplarda bölümleri, uluslararası endekslerde taranan dergilerde makaleleri, uluslararası konferanslarda sunulan bildirileri ve çeşitli dergilerde eğitim içerikli yazıları bulunan Prof. Dr. Balçıkanlı, 2011’den beri ESCI endeksinde taranan The Journal of Language Learning and Teaching (jltl.com.tr) isimli derginin editörlüğünü yürütüyor. Halen Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapıyor.