Etkili zaman kullanmak, ders çalışırken mola nasıl verilmeli, motivasyonu nasıl artırır, kaygıyı nasıl etkiler?

Güncelleme Tarihi:

Etkili zaman kullanmak, ders çalışırken mola nasıl verilmeli, motivasyonu nasıl artırır, kaygıyı nasıl etkiler
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2021 11:42

Zaman…Bilgi akışının ve belki de zaman algısının daha yavaş ve sakin olduğu eski dönemlere göre zamanın hızla aktığı günümüzde, “etkili zaman kullanmak” “yaşamaya vakit bulmak” daha bir dikkat çeken mesele haline geldi. Sürekli hareket halindeyiz, bir şeylere yetişmeye çalışıyoruz ve üstümüzdeki “stres” dediğimiz yük giderek artıyor.

Haberin Devamı

Biz erişkinler olarak hal böyleyken, yaşamlarının daha başında olan çocuk ve gençlerin işi de hiç kolay değil. Bir yandan büyümekle uğraşmak, yeni beceriler edinmek, insan ilişkilerini öğrenmek, toplumda ortak sosyal yaşama alışmak gibi listelerde bekleyen pek çok işleri var.

NEDEN ZAMANIMI ETKİLİ VE VERİMLİ KULLANMALIYIM
Zamanımızı verimli kullanmak, hem işlerimizi gereğinden fazla uzatmadan ve “sıkılmadan” bitirmeyi, hem de bir şeyler üretmiş olmanın keyfini daha iyi anlamamızı sağlar. Burada üretimden kastedilen, mutlaka bir somut ürün ortaya çıkarmak değil, bir kitabı okumuş olmak, bir bilgiyi özümseyerek beynimize yerleştirmek, yaptığı ve bitirdiği işten memnun olmak da bir üretim aslında. İşler bitince elimizdeki keyif zamanı da ek kazancımız olur, zamansızlık bizi kontrol etmiş olmaz, biz zamanı yönetmiş oluruz. Zaman algısı ile ilgili gözlem ve araştırmalar, birçok deneyimde bulunmanın, rutin dışı değişik şeyler yapmanın zaman algısını yavaşlattığını, kişide, sanki daha uzun zaman geçmiş hissi ile doyum yarattığını gösterir. Kısa sürede bitecek bir tek işi, iyi yönetemediğimiz için çok uzun sürelerde yapmak zorunda kalıyorsak, ek rahatlatıcı deneyimler ve eğlenceye vakit olmayacağı için bu bizde büyük bir sıkıntı doğurur ve zaman kaybı hissi yaşarız.

Haberin Devamı

KAYGI AZALIR
Verimli zaman kullanımının anahtarı işleri öncelik sırasına koyabilmekle ve planlayabilmekle başlar, bu basamaklar, beynin ön bölümündeki esas yönetici alanların, diğer alanlarla bağlantıları sayesinde olur. Beynimiz daha kolay ve işe yarayan, günlük hayatı kolaylaştıran yöntemleri öğrenmeyi ve uygulamayı sever. Kendi bireysel özelliklerimize göre belirleyeceğimiz iş planı ve önceliklerimizle işe başlamak, tüm işi bitiremesek de önemli olanların halledilmiş olması sonucuyla bizi rahatlatır.
Yapacaklarımızla ilgili zamanı önceden planlamak; günlük yaşantıda karşımıza çıkan “zaman tuzaklarıyla” daha kolay başa çıkmamızı sağlar, kendimize işlerimizle ilgili bir anlayış ve çerçeve sunar, olası fırsatları önceden görmemizi sağlar, “daha çok” değil, “daha akıllıca” çalışmamızı sağlar; dolayısıyla işleri nasıl bitireceğimizle ilgili “kaygımızı” azaltır. Planlama sonrasında bize kalacak eğlence zamanının varlığı da motivasyonumuza katkı sağlayacaktır.

Haberin Devamı

SIK MOLA VERMEK RAHATLATIR
Zaman yönetimi ile ilgili çizelge yapma, ajanda kullanma gibi uygulamalara başlarken, kişinin kendi bireysel özelliklerini de kısaca gözden geçirmesi faydalı olacaktır. Çünkü herkesin iş yaparken ya da bir öğrencinin ders çalışırken dikkatini dağıtan ve/veya motivasyonunu kıran etmenler farklıdır. Bunları gözden geçirmek, kendi özellikleriyle ilgili farkındalık işleri ve yaşamı planlamada yararlı olur.
Çalışma süresi ve mola verme ihtiyacı kişiden kişiye değişmektedir. Bireysel, dikkati yöneltme ve sürdürmeye dair özelliklere, yaş dönemi gelişimsel hedeflerin farklılığına, kişilik özelliklerine göre bireysel program oluşturmak ve kişinin kendisiyle ilgili gerçekçi olması genelde işe yarar. Bazı bireyler için işleri bölerek ve sık molalar vererek halletmek daha rahatlatıcı ve etkin olurken, bazıları başından sonuna az veya hiç mola ile işini bitirmeyi tercih edebilir.
Bazı bilimsel verilere de tam burada değinmek iyi olabilir, örneğin iş veya ders molalarında dikkat ve motivasyonu -mola sonrasında işine devam etmekte- bozucu etkisi olan, zaman algısını yanıltan televizyon seyretme, akıllı telefon, tablet veya bilgisayar oyunları ile vakit geçirmekten kaçınılmalı; dinlendirici, kısa zamanda dinlenmeyi sağlayıcı ve motivasyonu daha az zedeleyici bir mola etkinliğini tercih etmek gerekir.

Haberin Devamı

ZAMAN YÖNETİMİ İÇİN AİLELER NELER YAPABİLİR?
Yaşama ilk adımın atıldığı ailedeki anne baba gibi bakım verenlerin, bebeğin beyninin doğuştan getirdiği özelliklerle birlikte çevresel etkenlerle yapılanmasındaki önemi günümüzde tartışılmaz. Aile içindeki küçük yaştan itibaren ev düzeninde ve işlerinde, çocuğun da yaşına ve gelişimine uygun görev dağılımına katılması ve sorumluluk almasının sağlanması, zamana dair algının iyi oluşması için ev içi etkinlik ve oyunların buna göre planlanması faydalı olacaktır.

Bellek, dikkat işlevleri, plan program yapma ve sürdürme, geçmiş deneyimlerden ders çıkarma, dürtü, kaygı kontrolü gibi işlevleri olan “beynin”, olumlu gelişiminde katkısı olan, kitap okumanın bir alışkanlık olarak benimsenmesini sağlayacak bir ev iklimi yaratılması, spor yapma, hareket etme ve bedenini farkındalıkla kullanabilmesi ve kendisiyle ilgili gerçekçi bir imge oluşması için küçük yaştan itibaren desteklenmesi önemlidir. Zaman algısını, motivasyonu, dikkati bozarak beyin gelişimine hiç katkısı olmadığı gibi, hasarlar veren dijital bağımlılık yapıcı özellikteki oyun ve fazla sürede ekran maruziyetinin engellenmesi de ayrıca koruyucu olacaktır. En basitinden bir tohumun filizlenmesine şahit olmak gibi, “doğayla yakın temas”, doğal döngünün gözlenmesine fırsat tanıyan bir yaşam da hem ruh sağlığı koruyucu hem de beyindeki zamanın da yer aldığı bir çok kavramın oluşmasında kolaylaştırıcı olacaktır.

Haberin Devamı

PROF. DR. BURCU ÖZBARAN KİMDİR?
2004 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı’nda Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlığını almış, 2010 yılında doçent, 2015 yılında profesör olmuştur. 2008 yılında Halime Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Vakfı’nda Psikanalitik Yönelimli Bireysel ve Grup Psikoterapileri Eğitimini tamamlamış, 2012’de psikoterapist ünvanını almıştır. Özel muayenehanesi yanısıra, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı öğretim üyesidir ve ağırlıklı olarak Bebek ve Erken Çocukluk Ruh Sağlığı, Otizm Spektrum Bozuklukları, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi, Yeme Bozuklukları alanlarında çalışmaktadır.

BAKMADAN GEÇME!