Eski Türkçe dönemi kaça ayrılır ve hangi yüzyılları kapsar? Eski Türkçe dönemi tarihi, özellikleri ve eserleri

Güncelleme Tarihi:

Eski Türkçe dönemi kaça ayrılır ve hangi yüzyılları kapsar Eski Türkçe dönemi tarihi, özellikleri ve eserleri
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2021 03:51

Tarih bilmek bilhassa kendi ülkesinin ve kültürünün tarihini bilmek çok kıymetli bir özelliktir. Bireylerin ve toplumların geleceğine dair vizyon uluşmasına katkı sağlar. Türkçe ve Türkçe dilinin tarihi, ne kadar geriye gittiği hangi bölgelerde konuşulduğu gibi çok farklı sorular akla gelmektedir. Eski Türkçe bahsi geçtiğinde bu meseleler merak konusu olmaktadır. İşte ilgiyle okuyacağınız eski Türkçe dönemi kaça ayrılır, hangi yüzyılları kapsar, eski Türkçe dönemi özellikleri, eski Türkçe dönemi eserleri ve konu hakkında çok daha fazlasını sizler için derledik.

Haberin Devamı

Eski Türkçe dönemi olarak adlandırılan dönem, Türkçe'nin karanlık devri diye bilinen devrinden sonra gelen dönemdir.

 Eski Türkçe Dönemi Kaça Ayrılır Ve Hangi Yüzyılları Kapsar?

 Türkçenin tarihi araştırılırken ilk izlere Sümer kaynaklarında rastlanan Tür dilinin ilk verileri Hunlardan kalan birkaç sözcüktür. Bunun dışında Moğolistan'da bulunan XI satırlık "Çoyr Yazıtı" ( 687-692) Türkçenin tarihi bilinen en eski metnidir.

 Eski Türkçe dönemi olarak adlandırılan dönem 7. yüzyıl ile 12. yüzyıl arasını kapsar. Bunda daha gerisi karanlık devir sayılır. Bu dönemler ise Çuvaşça ile Yakutça'nın buluştu; biraz daha geriye gidildiğinde Altay dilleri ile birleşir. Altay dilleri de Moğolca ve Mançuca'dır. Eski Türkçe Dönemi Köktürkçe, Uygurca ve Karahanlı yazı dillerini kapsar. Bu dönem kendi içinde Göktürk Türkçesi ve Uygur Türkçesi olmak üzere ikiye ayrılır.

Haberin Devamı

 Eski Türkçe Dönemi Tarihi, Özellikleri Ve Eserleri

 Türkçe, VII - X. Yüzyılları arasında Macaristan'dan Güney Sibirya'ya ve Moğolistan içlerine kadar uzanan sahada Göktürk harfleriyle yazılan bir yazı dili olarak kullanılmıştır. Bu yazıtlar Moğolistan'dan sonra en yaygın olarak Güney Sibirya'da ve bunların kollarının suladığı alanlarda bulunmaktadır.

 Eski Türkçe dönemi genel kabule göre 7.yüzyılda başlayıp yaklaşık 10.yüzyılın sonuna kadar olan dönemdir. Eski Türkçe Dönemi 2 kola ayrılır: Bu dönemin özellikleri ve eserleri aşağıdadır:

Eski Türkçe dönemi eserleri arasında VII. Yüzyıl ortalarından başlamak üzere Orhun, Talas ve Yenisey bölgelerinde dikilmiş taş anıtlar, mezar taşları ve diğer yazıtlardır

Bu dönem kullanılan dile "Köktürkçe" adı verilir. Bu devrin bilinen ilk yazılı eserleri XIII: Yüzyılda Orhun kıyısında dikilmiş olan meşhur "Göktürk yani Orhun Yazıtları"dır.

Bu dönemin eserlerinden olan "Göktürk Yazıtları" Göktürkçe alfabesi ile yazılmıştır. Türklerin ilk yazılı ürünleri Göktürk alfabesi ile yazılmıştır.

XIII. Yüzyıl sonlarına doğru Uygur Türkleri, Uygur Yazısı ile daha geniş ve sürekli bir yazı dili oluşturmuşlardır.

Haberin Devamı

Eski Türkçe devresi kendi içinde ikiye ayrılır: 1-Göktürkçe, 2-Uygurca

744 yılında yıkılan Göktürk devleti yerine geçen Uygurlar Uygur alfabesini geliştirmişlerdir. Uygurlar, Hint, Çin ve İran kültüründen etkilenerek Uygur alfabesini düzenlemişlerdir. Dolayısıyla eski Göktürk alfabesini de böylelikle bırakmışlardır.

Uygur alfabesinin tam olarak ne zaman kullanılmaya başlandığı tam olarak bilinmemektedir. "Sogd" kökenli olan Uygur alfabesi birtakım değişikliklerle Türkçeye uygulanmıştır.

14 harften oluşan Uygur alfabesi Türkçenin seslerini tam olarak yansıtmamaktadır.

Uygur alfabesi kullanılarak ortaya çıkarılan ilk eserin IX. Yüzyıl sonlarına ait oldukları tespit edilmiştir. Daha çok dinsel içerikli Uygur yazılı eserlerden en önemlileri "Sekiz Yükmek", "Altun Aruk", "Irk Bitig"dir. Bu dönem Uygurların kabul ettikleri din "Mani-Buda" dinidir.

Haberin Devamı

Bu şekilde Göktürklerden sonra gelen Uygurlar, IX: Yüzyıldan itibaren Tarım havzasında, Gansu bölgesinde Göktürk, Uygur, Soğdak ve Brahmi alfabeleriyle eserler meydana getirmişlerdir. Kağıda yazılı metinlerin en erken tarihlisi IX: Yüzyılda Uygurlar'a aittir. Bu anıtlara "Belgü" ve "Bitig" ismini vermişlerdir. Türk Budist edebiyatının çoğunluğunu Tibetçe, Çince, Sanskritçe, Toharca ve Sogdcadan yapılmış çeviriler oluşturmaktadır. Pek az sayıda telif eserlere de rastlanmıştır. 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!