Güncelleme Tarihi:
Bu bulgu EÇE’nin bir ülkedeki eğitime, sağlığa, toplumsal gelişmeye olumlu katkılarının olacağını dolayısıyla da insani ve ekonomik gelişme düzeyini yükselteceğini işaret ediyor (Van der Gaag, 2002; Kaytaz 2005). İyi eğitim almış insanların daha başarılı olacağı, daha kaliteli işlerde çalışacağı, sağlık hizmetlerini daha etkili kullanacağı beklenir. Daha kaliteli iş gücü insani ve ekonomik olarak toplumun gelişmesine de önemli bir katkı yapacaktır.
Bütün bunların yanında EÇE’nin önemli bir rolü daha var. Eşitsizliklerin ortadan kalkmasına ya da azalmasına katkı yapmak. Tabii ki bir ülkede eşitsizliklerin tamamen kalkması imkansız. Önemli olan gelişimleri risk altındaki çocuklara eşit fırsat verebilmek. Çünkü bu çocuklar eğitimde ve yaşamlarında daha avantajlı şartlarda yaşayan çocuklardan geride kalacaklar. Ancak, EÇE aracılığı ile insanların hayata daha eşit bir başlangıç yapmaları sağlanabilinir (Bekman, 1998, 2000; Bekman & Koçak 2011; Kağıtçıbaşı ve diğerleri, 2001, 2009 ).
Her çocuk, gelişimi için gerekli olan şartlara sahip olmayabilir. Sağlıklı doğmuş, iyi beslenme ve yeterli bakım imkanı ve uygun barınma koşullarına sahip, engellilik veya diğer biyolojik kırılganlıklar taşımayan çocuklar olmayabilir. Onlara gereken bakımı, beslenmeyi sağlayabilecek ve gelişimleri için doğru tutum ve davranışlara sahip olan aileler tarafından da yetiştirilemiyebilirler. İşte o zaman bu çocukların gelişimleri risk altındadır. İyi gelişmeleri için bir müdahale gerekir.
Bu da gelişimleri için destekleyici faktörleri arttırmak ve yaşamlarındaki risk faktörlerini azaltmakla mümkün olur. Amaç onları dirençli kılmaktır. Bu da erken müdahale programları aracılığı ile gerçekleşir. Eğer bütün çocuklar gelişimlerinin en üst potansiyaline ulaşamıyorsa ve erken yaşların çocuğun gelişiminde belirleyici olduğuna ve ilerideki hayatını etkilediğine dair bilimsel kanıtlar var ise , çocukların gelişimlerini ve iyi olma halini erken yaşlarda iyileştirmemiz gerekiyor. Bunun için de farklı müdahale programlarına ve politikalarına ihtiyaç var.
Üç farklı erken müdahale düzeyinden söz edebiliriz:
Temel müdahale: Beklenilen sorunlar vardır. Hedef bu beklenilen sorunların önüne geçmek onlar ortaya çıkmadan müdahale etmektir. Müdahale ya ülkedeki genel nüfusu ya da risk altındaki kitleyi amaçlıyor. Örneğin, eğitim düzeyi düşük ebevynli ailelerden gelen çocukların örgün eğitimde zorluk yaşayacakları biliniyorsa onlar okula başlamadan müdahale programları ile okula hazırlanabilirler.
İkincil müdahale: Ortaya çıkan olumsuzlukların yaygınlığını azaltmayı amaçlıyor. Daha ciddi sorunları önlemek üzere mevcut erken belirtilerin üstesinden gelerek yüksek risk taşıyan kitleye müdahale eder. Aynı örneği kullanırsak eğitim düzeyi düşük ailelerden gelen çocuklar okula başladıktan sonra başarısızlık yaşayabilirler. Onların okulda başarılı olması ve ilerdeki farklı sorunları engellemek için yapılan müdahale ikincil bir müdahaleye örnektir.
Üçüncül müdahale: Ortaya çıkan olumsuzlukların tekrarını azaltmayı amaçlıyor. Etkilenen bir kitleye müdahale eder, mevcut ciddi sorunların üstesinden gelir ve tekrarını veya uzun vadede devamını önler. Eğitiminde başarısız olmuş ve okulu terk etmek zorunda kalan çocukların yaşama uyumunu sağlamak ve onları üretime katmak için yapılacak bir müdahale programı buna iyi bir örnektir.
Kaliteli bir okul öncesi eğitimi, çocuğun gelişimine katkıda bulunuyor
Çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen farklı risk faktörleri var. Sağlıkla ilgili risk faktörü olarak çocukların beslenme durumu, anne ve çocuğun sağlık hizmetlerini ne kadar kullandığı, gelir düzeyinin seviyesi, temiz su olup olmadığı , temiz ve emniyetli bir çevrede yaşayıp yaşamadıkları sayılabilir.
Beslenmeyle ilgili risk faktörleri ise boy kısalığı/bodur kalma, demir, iyot eksikliği, anne karnındaki büyümede eksiklik ve düşük doğum ağırlığı olarak sıralanabilir. Bu gibi risk faktörleri bilişsel ve sosyal gelişimdeki yavaşlamalara yol açıyor, beslenme bozukluğunun en önemli sonuçları olarak karşımıza çıkıyor.
Psikolojik risk faktörlerinin başında ev ortamının çocuğun gelişimini destekleyici özelliklere sahip olup olmaması geliyor. Kaliteli bir okul öncesi eğitim merkezine katılma çocuğun gelişimine önemli bir katkıda bulunuyor. Bunun olmaması ise bir risk faktörüdür. Ebeveynler dışındaki alternatif bakımın kalitesi de önemli bir risk faktör. Çocuk koruma ile ilgili risk faktörlerinin başında çocuğun nüfusa kayıtlı olup olmadığı geliyor. Eğer nüfusa kayıtlı değilse çocuk birçok haktan mahrum kalıyor, bu da önemli bir risk faktörü oluyor.
Bir diğeri de şiddete baş vuran ebeveyn davranışları. Çevre ve topluma bağlı risk faktörlerine gelince, bunların başında yoksulluk/ mahrumiyet geliyor. Yoksulluk içindeki çocuklar birikmiş bir çok risk faktörüne maruz kalıyorlar. Biyolojik risk faktörleri, beslenme bozuklukları, düşük doğum kilosu, çevresel zehirlere maruz kalmak yoksullukla birlikte gelen risk faktörlerinin başında yer alıyor.
Sosyal dışlanma, çevre ve topluma bağlı diğer bir risk faktörü. Bu, eğitime ulaşamama, oturma merkezlerinden uzak yerlerde yaşam, çocuğun ana dilinin azınlık dili olması ve cinsiyet gibi risk faktörlerini içeriyor. Erken evlilik, erken yaşta doğum da bu alandaki risk faktörleri olarak sıralanabilir.
Gelişimlerini desteklemek için bütüncül yaklaşım önemli
Müdahale programları ve politikalarında risk faktörlerinin olumsuz etkilerini aşabilmek için çocukların gelişimlerini desteklemede bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi gerekiyor. Bu çocuğun sağlığı, beslenmesi, ve gelişimini içerdiği gibi gelişiminin sosyo duygusal, zihinsel ve fiziksel gibi farklı alanlarını da içermeli.
Aslında bu yaklaşım tam da gelişimin tarifini yansıtıyor. Tabii bütüncül yaklaşımı uygulamak çok yönlü disiplinlerin işbirliği yaptığı bir yaklaşımı da beraberinde getiriyor. Bu da müdahale programları ve politikalarında gelişimciler, eğitimciler, biyologlar, antropologlar, sinir bilimciler, ekonomistler, çevre bilimciler gibi farklı disiplinlerden uzmanların birleşmesi ile olabilir.
Erken müdahalelerin aileye odaklanması da önemli. Müdahale anlayışına yön vermiş yaklaşımlardan “Gelişimsel Çerçeve”( Guralnick, 1997) yukarıda da belirtildiği gibi çocuğun gelişiminde ebeveyn-çocuk ilişkisini, ailenin çocuğa sunduğu yaşam ve deneyimleri ve aile tarafından sunulan beslenme ve sağlık olanaklarını belirleyici olarak kabul ediyor.
Ailenin bu davranışları ideal düzeyde olduğu zaman çocuğun iyi gelişeceğini bu davranışlar olumsuz olduğunda da gelişimin olması gereken düzeye ulaşamayacağının altını çiziyor. Ailenin bu davranışlarının kalitesini arttırmak müdahale programlarının hedefi olmalı. Aile davranışları ideal düzeye çıkarıldığında çocukların gelişimi için destekleyici faktörlerin artması sağlanmış demektir.
Müdahale programlarında üç önemli adım var
Müdahale programları ve politikalarının yapacağı üç önemli şey var. Çocuklar ve aileleleri için “kaynak desteği”, “sosyal destek” ve “bilgi ve hizmetler” sunmak. Kaynak desteği, aileleri toplumdaki mevcut hizmetlerden haberdar etmek, onlara ulaşmalarını sağlamak ve bu hizmetleri koordine etmektir. Gerektiğinde maddi destek de verilebilir.
Sosyal destek sosyal bağların harekete geçirilmesi, ebeveynden-ebeveyne grupları kurmak, aile danışmanlığı hizmetleri vermektir. Bilgi ve hizmetlerde ise ev ve kurum merkezli müdahale programlarının uygulanması, uzmanlar ile ebeveynlerin ilişkisini kurmak ve bu ilişkinin, problem çözme ve yönlendirici olma niteliğini taşımasını sağlıyor.
Erken Çocukluk Eğitimi (EÇE) erken müdahalenin en önemli ve en temel aracıdır. Gelişimleri risk altındaki çocuklar ve aileleri farklı EÇE hizmetleri ile (kurum bazlı, ev bazlı, alternatif yaklaşımlar) desteklenebilir ve yaşamda eşit bir fırsat yakalayabilirler. Müdahale programlarının etkisini gösteren birçok bilimsel araştırma var. Ülkemizde EÇE sistemine gereken önemi vermeyerek çocukların gelişim ve eğitiminde dolayısıyla toplumun gelişiminde olumsuzluklar yaratmış oluyoruz. Bununla birlikte gelişimleri risk altındaki çocuklara yaşamları için eşit fırsat verme imkanını da kaçırmış bulunuyoruz.
Kaynakça
- Bekman, S.; Koçak. A.A. ( 2011 a). Beş Ülkeden Anneler Anlatıyor I: Anne-Çocuk Eğitim Programı Kimler İçin ve Neden Etkili, Eğitim ve Bilim 36,160, 171-183.
- Bekman, S.; Koçak. A.A. ( 2011 b). Beş Ülkeden Anneler Anlatıyor II: Anne-Çocuk Eğitim Programı’nın Etkileri , Eğitim ve Bilim 36,161, 131-144.
- Bekman, S. (2000). Anne-Çocuk Eğitim Programı’nın Okul Başarısına Etkisi, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Dergisi XVII, 17-37.
- Bekman,S. (1998) . Eşit Fırsat Anne-Çocuk Eğitim Programı’nın Değerlendirilmesi, Anne-Çocuk Eğitim Vakfı Yayınları,Yapım Matbaası,İstanbul.
- Guralnick, J.M. ( 1997) . In M. J. Guralnick, (Ed.), The Effectiveness of Early Intervention, 1997, Baltimore: Brookes.
- Heckman, J. & Carneiro, P. ( 2003). Benefits and Costs of Early-Childhood Interventions: A Documented Briefing. Working Paper. National Bureau of Economic Research www.nber.org/papers/w9495
- Kağıtçıbaşı, Ç., Sunar, D., Bekman, S., Baydar, N., & Cemalcilar, Z. ( 2009) Continuing effects of early enrichment in adult life: The Turkish Early Enrichment Project 22 years later. Journal of Applied Developmental Psychology, 20, 764-779.
- Kağıtçıbaşı,Ç., Sunar, D. and Bekman, S. ( 2001) Long-term effects of early intervention: Turkish low-income mothers and children. Applied Developmental Psychology, ,22, 333-361.
- Kaytaz, M. (2005). Türkiye’de Okul Öncesi Eğitimin Fayda-Maliyet Analizi. İstanbul: Anne-Çocuk Eğitim Vakfı
Van Der Gaag, J. (2002) From Child Development to Human Development. M.E.Young (Ed) From Child Development to Human Development. Washington D.C.: World Bank