Güncelleme Tarihi:
Marmara Üniversitesi’nde işletme eğitiminin ardından Stanford Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptı. Eğitim alanında 20 yıllık deneyime sahip bir politika analisti ve eğitim uzmanı. Haziran 2015’te Türkiye genel seçimlerine bağımsız milletvekili adayı olarak, ülke çapında her çocuğun mahallesindeki okulda kaliteli eğitim alması için kampanya yürüttü. Liberya Eğitim Bakanlığı’ndan Üstün Hizmet Ödülü alan Aydagül, Chicago Council on Global Affairs tarafından Türkiye’de kamu eğitimine katkılarından dolayı 2012 Patricia Blunt Koldyke Sosyal Girişimcilik Ödülü’ne layık görüldü.
Bütün bu parlak kariyerinde eğitimde değişimi sağlamak onun için bir tutku. Aydagül ile Sivil Toplum Kuruluşları’nda (STK) kariyer yapma üzerine konuştuk:
STK’larda kariyer yapmak için hangi niteliklere sahip olmak gerekiyor?
- Özellikle sosyal değişim için çalışan STK’larda kariyer yapmak isteyenlerin de olası zorlukların farkında, bu mücadelenin etkisini zaman içinde görecek sabrı ve bu amaç için çalışma sürecinden motive olması çok önemli. Çalışma yaşamına hazırlanan bireylerin kendilerine “hangi işi yapmak istiyorum?” sorusundan daha çok “hangi mesleğin sıkıntılarını ve zorluklarını yaşamaya gönüllüyüm?” diye sorması önemli. İş seçimine kadar olan eğitim yolculuğunda test çözmeye odaklanmış bireyler bu soru karşısında zorlanabilirler. Mümkünse erken yaşlardan itibaren kendileriyle ve toplumla ilgili soran ve sorgulayan bireyler STK’larda çalışmak için daha elverişli adaylar olabilir. Zaten STK’lar işe alım süreçlerinde bireylerin toplumsal farkındalığını ve duyarlılığını geçmişteki deneyimleri temelinde görmek ister.
STK’larda kariyer kişisel gelişime ne kazandırır?
- ERG’ye 2003’te başladım. Karaköy’deki Minerva Han’da asansörü beklerken hissettiğim heyecanı ve yüzümdeki gülümsemeyi hâlâ hatırlıyorum, aradan geçen süreye rağmen hâlâ asansöre gülümseyerek biniyorum. Sadece bu yüzden bile kendimi çok şanslı hissederim ve bir sivil toplum girişiminde çalışmak bugün olduğum kişi olmama çok katkı sağladı. Bu olumlu ilişkinin her birey ve her STK arasında tekrarlanmayacağını biliyorum, hatta örneklerini gördüm. Bu deneyimlerim bana Türkiye’nin sosyal değişim tarihinde aktif bir rol oynama fırsatı verdi, bunu yaşayabildiğim için çok şanslıyım. Sivil toplumda olmak, özgür ve eleştirel düşünme, yaratıcılık, araştırma ve bilimsel bilgiye hakim olma konularında diğer tüm sektörlere göre farklı fırsatlar sunuyor. Çalıştığınız konuda derinlemesine ve güncel bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Çünkü bu işinizin yanında bir hobi değil, bizzat işin kendisi.
Niçin STK’da kariyer yapmalı?
- Sosyal değişim hayatın tam içinde gerçekleşiyor ve STK’larda çalışan bireyler de buna erişebiliyor. Bireylerin ve toplumun gelişimi için çalışmak günün sonunda insanı hayata yakın hissettiriyor, hayatı farklı renkleriyle tanımaya izin veriyor; olumlu ve olumsuz yanlarıyla daha gerçekçi bir algı oluşmasını sağlıyor. Ayrıca profesyonel olarak emeğinizi insanlara doğrudan ya da dolaylı olarak dokunan bir şekilde kullanmanın getirdiği manevi tatmin geliyor. Sivil toplum, Türkiye’de demokrasinin gelişmesi ve kurumsallaşması için çok önemli. Toplumsal farkındalığa sahip yetkin bireylerin bu alanda kariyer yapmasının, sivil toplumu güçlendireceğine inanıyorum. Öte yandan, kimse “özel sektörde çalışmak çok zor, sivil toplumda daha rahat koşullar bulabilirim belki” diye düşünerek STK’larda kariyer yapmayı değerlendirmesin, durum öyle değil. STK’larda çalışanlar özel sektördeki akranlarından daha az çalışmıyor. Her işte olduğu gibi stres var, bu stres özellikle zamana karşı, bütçesi içinde ve etkili olarak gerçekleştirilmesi gereken çalışmalar sırasında oluşabiliyor. Kamuyla çalışmak da zor ve çoğu zaman stresli. İşin artıları ve eksileri bir yana, bireylerin esenliği ve sosyal değişim için çalışan STK’ların duyarlı, inatçı ve nitelikli bireylere ihtiyacı var, sırf bunun için bile bu kurumlarda kariyer yapmak (keza gönüllü olmak) değerlendirilmeli.
Bu alanı tercih edecekler lise ve üniversite yıllarında nasıl hazırlanmalı?
- Kariyer tercihi zaten kişisel yolculukla çok yakından ilişkili. Sivil toplumda çalışmak ya da gönüllü olmak için önemli olan toplumsal duyarlılık ve farkındalık, eğitimin öncelikli kazanım hedeflerinden biri değil. Bazı lise ve üniversiteler bunu desteklemeyi amaçlayan çalışmalar yapıyor, katkısı olabilir. ‘İyi eğitim’ tanımında ‘okulun bireyin farkında olmadığı pencereleri açmasını ve buralarda gördüklerinin peşinden gidecek cesareti ve becerileri vermesi’ gerektiğini savunurum. Türkiye’de bunun önünde çok engel var. Ancak son dönemde özellikle ebeveynlerin eğitimden beklentilerini çocuklarının iyi bir iş bulmasına aracılık etmesiyle sınırlaması önemli bir risk. Günümüzde çalışma hayatı kendini tanıyan ve yazılı ve sözlü ifade edebilen bireylere ihtiyaç duyuyor. Eğitim hayatlarında kendi ilgi ve tutkularını keşfedebilen ve onların peşinden -engellere rağmen- giden bireyler hangi kariyeri seçerlerse seçsinler iyi bir başlangıç yapmak için daha hazır olur. Bu tercih STK’lar olacaksa yollarının açık olacağına ve ülkenin de bundan kazançlı çıkacağına inanıyorum.