Engelli bireylerin yaşam kalitesi ve özel eğitim
Güncelleme Tarihi:
Günümüz Türkiye’sinde engelli vatandaşlarımızın toplumla bütünleşme yönünde yoğun sorunlar yaşadıkları biliniyor. Hayatın pek çok alanına yayılan bu sorunlar, engelli bireylerin toplumla işlevsel bir bütünlük içinde yaşamalarını güçleştiriyor. Sürekli sorunlarla boğuşan, onlara anlamlı çözümler üretemeyen bireyler, kendilerini mutsuz hissedebiliyor. Bu da temel bir insan hakkı olan bireyin kendisini gerçekleştirme hakkını ortadan kaldıran düşük yaşam kalitesi demek.
Karşı karşıya kaldığımız bu olumsuz durum bize “engelli bireyin yaşam kalitesini arttırmak için ne yapabiliriz?” sorusunu sorduruyor. Engelli bir bireyin bağımsız iletişim becerisi geliştirmesi ve topluma entegrasyonu erken çocukluk dönemiyle başlayan ve sürekliliği olan bir özel eğitim programıyla mümkün. İstatistikler engelli bireylerin eğitim ortamlarına dâhil edilme oranlarında artış olduğunu gösteriyor. Bu artışa rağmen eğitim ortamlarına dâhil edilemeyen engelli sayısı halen çok yüksek.
Ortaöğretime geçişte azalma
Eğitim gören engelli sayılarının eğitim kademelerine göre değişimine baktığımızda ise ortaöğretim (lise) düzeyinde eğitim gören öğrenci sayısının, ilkokul ve ortaokul düzeyindekilerden daha az olduğu görülüyor. Bir başka değişle, lise düzeyinde engelli bireylerin büyük bir kısmı eğitimin dışında kalıyor. İlköğretimden ortaöğretime geçişte yaşanan bu azalma, üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir sorunu tetikliyor, özellikle engelli bireylerin meslek sahibi olarak toplumda yer almalarına engel oluyor.
Bu yüzden engelli bireylerin eğitim ortamlarına dâhil edilmeleri için çok daha geniş kapsamlı ve etkili çalışmaların yapılması gerekiyor. Bu kapsamda toplumun, engelli bireylerin eğitim ortamlarına katılımlarının gerekliliği ile ilgili bilgilendirilmesi büyük önem arz ediyor. Engelli bireylerin örgün eğitim ortamlarında yer almalarının sağlanması için bireyselleştirilmiş eğitimin önemi vurgulanmalı, bu konuda özellikle eğitim kurumları ve personellerinin gelişimleri sağlanmalı. Çoğunlukla bireysel eğitimin uygulandığı özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerine verilen devlet desteğinin, eğitimin sürekliliğini sağlamak için örgün eğitim kurumlarına da verilerek engelli bireylerin örgün eğitim ortamlarını tercih etmeleri için imkân yaratılmalı.
Özel tasarlanmış sınıflarda eğitim
Bu konuda uzun yıllardır çalışmalar yürüten bir kurum var: Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı. Vakıf, özel eğitim alanında uzun yıllara dayanan deneyimleri sonucunda 2011 yılında Ataşehir’de Metin Sabancı Özel Eğitim Okulları’nı kurdu. Okulda özel eğitime gereksinim duyan çocukların, özel tasarlanmış sınıflarda sunulan eğitim ile akademik becerilerinin gelişimi ve sosyal hayata entegrasyonlarının sağlanması hedefleniyor. Metin Sabancı Özel Eğitim Okulları bünyesinde okul öncesi ve ilkokul düzeyinde eğitim sunan Hafif Düzey Zihinsel Engelliler İlkokulu ve Özel Eğitim Uygulama Merkezi I. ve II. Kademe (Okulu) bulunuyor.
Okulda eğitimler altı veya sekizer kişilik sınıflarda; sınıf öğretmeni, yardımcı öğretmen ve bakıcı personelin desteği ile sürdürülüyor. Okulda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan müfredat ve okulumuzun uzman kadrosunun hazırladığı ‘Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı’ uygulanıyor. Okulun bir diğer önemli uygulaması ise programların ailelerle beraber planlanarak dönem boyunca öğrenci, öğretmen ve aile işbirliği ile yürütülmesi.
Eğitimin teknoloji ile desteklendiği okulda özel eğitim ve fizyoterapi çalışmaları tablet uygulamaları eşliğinde yapılıyor. Tablet uygulamaları çocukların dikkat sürelerinin artmasına, öğrenme ve hareketlilik kazanmalarına destek oluyor.
Okulun 2016-2017 dönemi için kayıtları başladı. Başvuru için www.metinsabanciokulu.k12.tr adresinden form doldurulabiliyor.