Güncelleme Tarihi:
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde her yıl çocukların eğitim, barınma, sağlık vb. hakları gündeme geliyor. En çok dile getirilen konu ise ‘çocuğa yönelik cinsel istismar’ oluyor. Gazi Üniversitesi Çocuk Koruma Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin 13 yıl süren araştırması da konuyla ilgili çarpıcı bulgular ortaya koyuyor. Merkeze 13 yıl içinde gelen ve istismara uğrayan 0-18 yaş arası 199 çocuk ve genç üzerinden yapılan araştırmaya göre, en çok cinsel istismar mağdurun kendi evinde yaşanıyor. Ailede en çok baba istismar ediyor. Çocuk Koruma Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Figen Paslı tarafından hazırlanan ‘Gazi Üniversitesi Çocuk Koruma Merkezi’ne Gelen İstismara Uğramış Olan Çocukların Değerlendirmesi’ adlı çalışma 2001-2014 yıllarında istismara uğrayan veya bu kuşkuyla başvuran, yönlendirilen kişileri kapsıyor. Çocukların adli ve sosyal hizmet bildirim sürecinin işlevselliğinin de ele alındığı araştırmaya yüzde 72.9’u (145) kız, yüzde 27.1’i (54) erkek olmak üzere 0-18 yaş arasındaki çocuk ve genç katıldı ve bunların aileleriyle de görüşüldü. 2017 yılında yayımlanan ‘Tıbbı Sosyal Hizmet’ kitabında da yer verilen araştırmada özetle şu bulgular göze çarpıyor:
CİNSEL İSTİSMAR EN ÇOK 13-18 YAŞ ARALIĞINDA
- Cinsel istismara uğrayan kızların (yüzde 76.3) oranı erkeklerinkinin (yüzde 23.8) üç katından fazla. Fiziksel istismarda kızlar ile erkeklerin oranı birbirine daha yakın.
- Yüzde 57.8 ile cinsel istismar en fazla 13-18 yaş grubunda görüldü. Bunu yüzde 33.1 ile 7-12 yaş grubu izledi. Fiziksel istismarın ise yüzde 43.5 ile en fazla 0-6 yaş aralığında olduğu tespit edildi.
- Parçalanmış ailelerin yüzde 18.2’sinde, parçalanmamış ailelerin ise yüzde 81.2’sinde cinsel istismara rastlandı.
- Cinsel istismara uğrayanların anne-babaların çoğu 35 yaş ve üstünde. Annesi 20-35 yaş arası olan mağdurların yüzde 37.5’i ve babası aynı yaş grubunda olanların yüzde 12.8’i; annesi 35 yaş üstündekilerin yüzde 62.5’i, babası bu yaşın üstündekilerin ise yüzde 87.2’si cinsel istismara uğradı.
- Eğitim düzeyi düşük annelerin çocuklarının daha fazla istismara uğradığı ortaya çıktı. Buna göre okur-yazar/ilkokul mezunu annelerin çocuklarının yüzde 61.9’u, ortaokul/lise mezunu olanların yüzde 30.6’sı, üniversite/yüksekokul olanların yüzde 7.5’i cinsel istismara maruz kaldı. Bu oran babalar için ise sırasıyla şöyle: Yüzde 8.9, 53.8 ve 37.3.
- Çocuklara cinsel istismarda bulunanların büyük çoğunluğu erkeklerden oluşurken, fiziksel ve diğer istismarcıların büyük bölümü kadın.
MAHKEME ORANI DÜŞÜK
- İstismarcılar anne, baba, akraba, üvey ebeveyn, akran, öğretmen, tanıdık ve yabancılardan oluşuyor. Bu kişilerden anneler yüzde 46.7 ile daha çok fiziksel istismarda bulundu. Çocuğa cinsel istismarda bulunanlar genelde tanıdıklar. Bunlar içinde en çok akranlar, daha sonra babalar ve akrabalar geldi. Aile içinde istismar ise en çok baba tarafından yapıldı.
- Çocuğun yaşadığı evde cinsel istismar görülme oranı yüzde 63.9 iken bu oran okulda yüzde 8.2, istismarcının işyerinde/evinde yüzde 18.2, sokakta yüzde 18.9, çocuğun evinin bodrumunda yüzde 13.8, araç içinde yüzde 1.3. Fiziksel istismarın ise yüzde 20.6’sı evde oldu.
- Cinsel istismarın yüzde 58.8’i aileden birine, yüzde 20.8’i tanıdığa, yüzde 18.8’i profesyonel birine anlatılırken; yüzde 2’sine gözlemle tanı konuldu. Başvurulan yer çoğunlukla adli kurumlar, fiziksel ve diğer istismarlarda ise sağlık kuruluşları oldu.
- Cinsel istismar bildirimini çoğunlukla aileden biri ya da tanıdık yaptı. Annelerin yüzde 42.7’si, babaların yüzde 13.1’i, anne ve baba birlikte yüzde 6, öğretmen/okul yüzde 11.1, kendisi yüzde 2.5, çocuk koruma birimi yüzde 2, hastane yüzde 10.6 bildirimde bulundu.
- Çocuklar birden fazla kez öykü vermek ve beden muayenesi yaptırmak zorunda kaldı. Cinsel istismarda ikiden fazla öykü verme oranı yüzde 80.6. Fiziksel ve diğer istismarlarda da ikiden fazla öykü verme dikkat çekti. Cinsel istismara uğrayanların yüzde 54.8’i bir, yüzde 33.1’i birden fazla fiziksel muayene oldu.
- Adli bildirimi yapılanların yüzde 83.6’sında cinsel istismarla ilgili mahkeme açıldı. Fiziksel istismarda bu oran yüzde 26.1, diğer istismarlarda ise yüzde 18.8 olarak tespit edildi.
MEVZUATTA ÇOCUĞUN YARARI ÖNCELİKLİ OLMALI
Çalışmayı değerlendiren Dr. Figen Paslı şunlara dikkat çekiyor:
“Toplumda karar vericilerin, yönetenlerin, uygulayıcıların çocuğa yönelik algısının değişmesi ve onu hak sahibi birey olarak görmesi gerekiyor. Çocuğa, kadına bakış açısı çok önemli. Yasal düzenlemeler, mevzuatlar çocuğun yararını öncelikle gözetmeli, yasa uygulayıcıları da buna dikkat etmeli. Ebeveynlerin eğitimi, bilinçlenmesi ve çocukların ‘hayır’ demeyi öğrenmesi ön plana çıkıyor. Biat eden değil sorgulayan çocuk yetiştirmek önemli. Annenin farkındalığının, bilinç düzeyinin arttırılması devlete düşen bir sorumluluk. Sağlık ve sosyal hizmetler kurumları bu yönde daha çok çaba göstermeli.”