Güncelleme Tarihi:
Bilgi, eğitimci gözüyle kendi içinde farklı seviyelerde ele alınan bir kavram. Sosyal medyada dolaşan bilgiler, sokaktaki insan için ‘bilgi’ olarak adlanıdırılsa da eğitimci ve bilim insanı için bir değer taşımıyor. Bunların bazıları günlük ihtiyaçlarımızı kolayca karşılamamıza yarayabilir. Ancak bu, doğruluğu kanıtlanmamış ve kaynak kişinin de çoğunlukla bunun doğru, gerçek bilgiyi içermesi konusunda sorumluluk taşımadığı bilgi türüdür. Belki bunları ‘haber’ veya ‘bilgi’ olarak farklı şekilde kodlamak ayırt etmemizi kolaylaştırabilir.
Çağın insanı çok küçük yaşlardan itibaren teknolojik araçlar sayesinde bilgi yağmuru altında. Belli kriterler aracılığıyla elenmediği zaman bu bilgi insana yarar değil, zarar getirebilir. Örneğin, Nazi Almanya’sında radyo aracılığıyla verilen propoganda türündeki bilgileri düşünün. Bu kişileri belli bir gruba karşı düşman kılıp bir grubun çıkarına taraf olunmasını sağlayabilir. Bu bilgileri olduğu gibi benimsemek ve sorgulamamak bize yarar değil, zarar getirir. Eleştirel düşünme becerisi sadece pek çok kaynaktan gelen bilgileri elemek için değil, aynı zamanda insanın üst düzey düşünme işlevini geliştirmek için de. Bu yazıda eleştirel (kritik) düşünmenin ne olduğu, unsurları ve eleştirel düşünme gelişimini anlatacağım.
FARKLI TÜRDE DÜŞÜNME BECERİLERİ
Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük, düşünmeyi şöyle tanımlıyor: Düşünce işi, tefekkür; duyum, izlenimlerden ve tasarımlardan bağımsız olarak aklın kendine özgü durumu; karşılaştırmalar yapma, ayırma birleştirme, bağlantıları ve biçimleri kavrama yetkisidir.
Düşünmede değerli olan, duyu organlarımız bizi yanıltsa bile aklın bunlardan bağımsız ve üst bir konum olarak bilgileri önceki bilgilerle karşılaştırarak, onlarla kıyaslarak mantık yoluyla birleştirmesi veya ayırt etmesi ve ne olduğunu anlamasıdır. Canlı grupları içinde, bizi diğerlerinden üstün kılan da farklı türde düşünme becerilerimizin olmasıdır.
BİR FİKRİ DEĞERLENDİRMENİN BASAMAKLARI
Eleştirel, yansıtmacı, yaratıcı düşünme gibi becerileri eğitim yoluyla öğreniriz. ‘Eleştirel’ sözcüğünün kökeni, Yunanca ‘sorgulama, anlamlandırma ve değerlendirme’ anlamlarına gelen ‘kritikos’ kelimesine dayanıyor. Bir fikri ya da olguyu iyi ya da kötü yanlarıyla ‘değerlendirme, test etme’ anlamına geliyor. Ancak günlük dilde yanlış bir şekide eleştirel kelimesi, herhangi bir şeyi olumsuz yönleriye ele almak ve değerlendirmek olarak kullanılıyor. Eleştirel düşünme konusunda uzun yıllardır çalışan bilim adamı Ennis’e göre, eleştirel düşünme, “Neye inanılacağına veya ne yapılacağına karar vermeye odaklanan makul ve yansıtıcı düşüncedir.”
Eleştirel düşünen bireyler, neye inanacaklarını ve ne yapacaklarını seçerken genel olarak şunları yapar:
1- KAYNAKLARIN GÜVENİRLİĞİNİ SORGULAMAK: Burada bireyin pek çok kaynaktan gelen bilgileri mantık, akıl veya bilimsel yollarla sınaması anlatılıyor.
2- SONUÇLARI, SEBEPLERİ VE VARSAYIMLARI TANIMLAMAK: Bireyin olayların neden-sonuç ilişkilerini anlayabilmesi ve sunulan bilgilerin doğruluğunu veya geçerliliğini bilmediğimiz ancak öyle olduğunu varsaydığımız şeyleri ayırt edebilmesi anlamına geliyor.. Örneğin, emniyet kemeri takmanın pek çok kazada sürücüyü şiddetli çarpmalardan koruması bizim de emniyet kemeri taktığımızda korunacağımız inancını getiriyor.
3- BİR FİKRİ İDDİA EDERKEN ÖNEMLİ KRİTERLERİ ESAS ALMAK: İddia edilen şeyin sebeplerini, hangi varsayımlara dayandığını ve kanıtlarının kabul edilebilirliğini göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekiyor. Örneğin, bir eleştirel düşünür, bu sene şampiyon olacağını iddia eden bir spor kaptanının röportajını dinlerken şu soruları sorar: “Takımda önceki yıllara kıyasla oyuncu değişikliği var mı? Takımın daha fazla mı idman yapıyor? Farklı oyun taktiklerini mi deniyor?”
4- HERHANGİ BİR MESELEYLE İLGİLİ BİR TARAF BELİRLEMEK VE BUNU SAVUNABİLMEK: Ortaokul düzeyinde en çok tartışma konusu haline getirilen sorulardan birini düşünerek bu maddeyi açıklayacak olursak, “Çevre mi yoksa sanayileşme mi? Belli bir yeşil veya ormanlık alanı çevrecilerin istediği gibi korumak ve çok konforlu olmayan makinenin az, insan emeğinin fazla olduğu bir yaşam mı? Yoksa refah ve konforu arttıran makineleşmiş ancak yeşil ve ormanın olmadığı bir hayat mı tercih edilmeli?” Bu iki sorunun da avantaj ve dezavantajları değerlendirilmeli.
5- AÇIK FİKİRLİ OLMAK: Hepimizin bir yaşam felsefesi ve buna bağlı olarak oluşmuş ilkeleri vardır. Bunları yeni karşılaştığımız problem ve seçeneklerin olduğu bir karar durumunda kriter olarak kullanırız. “Gösteriş yapmak hoş bir tavır değildir” inancında olan bir kişi, farklı koşullar altında bu tutumu değişik şekilde değerlendirebilir. Parasını, variyetini göstermek için lüks arabasının anahtarını özellikle gözünüze sokan biri, bu inancın haklılığını perçinler. Öte yandan, Ömer Seyfettin’in İncili Kaftan hikâyesindeki bir çavuşun gittiği yabancı ülke kralının gözünde ülkesini, devletini aşağı göstermemek için gösterişli bir kaftanı giymesini hoş görebilir, hatta alkışlayabilir. Bu değerlendirme kriterlerinde bağnaz olmamayı işaret eder.
6- İYİ BİLGİYİ ARAMAK: Belli olay ve durumlar için doğru, açıklayıcı ve parçaları arasında mantıksal birleşikliği olan bilgileri kaale almak, anlatılmak isteniyor.
7- TEDBİRİ ELDEN BIRAKMADAN ÇIKARIMLARDA BULUNMAK: Bir bilgi, bizi diğer bazı sonuçlara varmaya itebilir. Bir başbakan bir kişiyi, danışman olarak atıyorsa, o kişinin belli bir alanda yeterli olduğuna inandığı, kendisine doğru ve iyi yolu göstereceğini düşündüğü çıkarımını yapabiliriz.
Açıklamaya çalışılan eleştirel düşünen kişi tutumları bize şunu gösteriyor. Yedi maddede tutum ve davranışları sergileyen eleştirel düşünür, kolay aldatılamaz ve yönlendirilemez. İşte tam da bu nedenle, çocuklarımızın okul ve müfredat yoluyla eleştirel düşünme becerisini geliştirmemiz, hem onları yanlış yapmaktan korur hem de kendi özgün ve sağlam temellere dayanan düşüncelerini geliştirmelerini sağlar. Bu da ülkenin geleceğinin sağlama alınması anlamına gelir.
PROF. DR. ESRA ASLAN KİMDİR?
1984’te İstanbul Üniversitesi Eğitim Bilimleri bölümünden mezun olan Prof. Dr. Esra Aslan, yüksek lisansını Marmara Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı’nda tamamladı. Aslan, yaratıcı düşünme, psikolojik danışma ve rehberlik alanında araştırmalarını sürdürüyor. Prof. Dr. Aslan’ın birçok makale ve kitap yazısı da bulunuyor. Profesör, İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanında öğretim üyesi olarak görevine devam ediyor.