Güncelleme Tarihi:
Okulların kapanmasıyla çocuklar, aylardır hayalini kurduğu tatilin planlarını yaparken, aileler de onların bu dönemi nasıl değerlendirmesi gerektiğine karar vermeye çalışıyor. Her ne kadar yaz tatili çocuklar için serbest bir dinlenme dönemi olsa da, sınırsız bir rahatlık olarak görülmemeli. Bu zaman dilimi, çocukların sosyal becerilerini geliştirebilecekleri ve farklı spor etkinliklerine katılabilecekleri anlamlı bir süreç olarak yaşanabilir. Ancak, çocukların yaşıtlarıyla serbest oyun oynayabilecekleri, özgürce becerilerini geliştirebilecekleri açık oyun alanları, park ve bahçe ortamları geçmişe göre oldukça kısıtlı. Ayrıca güvenli bir oyun ortamı oluşturabilmek gittikçe zorlaşıyor.
SPORTİF VE SANATSAL FAALİYETLERE KATILABİLİR
Ortak yaşam alanlarının daralmasının yanında birbirini tanıyan mahalle kültürünün zayıflaması karşısında; yaz okulu kavramı karşımıza çıkıyor. Yaz okulu genelde tüm çocuklar için ama özellikle tatilini çeşitli nedenlerle, yeterince verimli geçiremeyen, evden güvenli bir biçimde dışarı çıkma fırsatı olmayan, sosyal açıdan yalıtılmış çocuklar için oldukça faydalı. Ayrıca bilgisayar ve televizyon gibi ekrana bağımlı çocuk ve gençler için de yaz okulu iyi bir alternatif olabiliyor. Gün boyu evde oturup saatlerce bilgisayar oynayıp televizyon izlemek yerine spor ve sanatsal faaliyetlere katılmak çocuklar için daha verimli bir uğraş olacaktır.
EĞİTİMİN DEVAMI
Yaz okullarının; tatilin rahatlığına uygun olarak yapılandırılmış bir ortamda; öğrendiklerini pekiştirme, yeni bilgiler edinme, fiziksel aktivitelere katılma ve bu süreçte kendini bir bütün olarak daha iyi tanıma gibi önemli gelişimsel tecrübeleri beraberinde getirmesi bekleniyor. Yaz okullarının asıl amacı, sadece eğlenmek ve heyecanlı tecrübeler yaşamak değil; aynı zamanda çocukların yaşıtlarıyla birlikte sosyal, duygusal ve yetenek gelişimlerine katkıda bulunmak olmalı. Birçok ülkede yaz okulları, eğitim programının devamı olarak düşünülüyor ve bu programlar bütüncül bir yaklaşımla ele alınıyor.
ÇOCUKLA BİRLİKTE KARAR VERİLMELİ
Diğer yandan, tüm kış okula giden, yoğun sınav temposu yaşayan ve tatil özlemi içinde olan bir öğrencinin okul kapanır kapanmaz yaz okulu eğitimine başlaması çok uygun olmayabilir. Çocuğun en azından bir-iki hafta tamamen serbest bir dinlenme süreci geçirmesi, daha sonra ebeveynle birlikte değerlendirdikleri bir yaz okulu programını seçip başlaması daha doğru olacaktır. Çocuk, okul kelimesinden yola çıkarak yaz okulu fikrine karşı çıkabilir, ödev ve sınavla ilgili yarışmacı bir sürece gireceğini zannedebilir. Bu durumda doğru bilgilendirilmeli, bunun bildiğimiz okul düzeninden farklı olduğu, eğlenceli, sportif ve sanatsal faaliyetler içerdiği anlatılmalı. Çocukla birlikte okulların etkinlikleri gözden geçirilmeli, sonrasında okul birlikte görüldükten sonra kayıt yaptırılmalı. Yani okul seçim sürecine çocuğun da katılması ve tercih ettiği yaşıtlarıyla birlikte olması en çok önerilen yaklaşım stilidir. Çocukların; hak ettikleri sağlıklı ve keyifli vakit geçirebileceği güzel bir tatil dönemi dileğiyle.
PROF. DR. AYŞE RODOPMAN ARMAN KİMDİR?
1992 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman, ihtisasını aynı üniversitede Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda 1997’de tamamladı. Aynı ana bilim dalında 1997-2002 yılları arasında uzman doktor olarak çalıştı. 2006 yılında doçent unvanını aldı. Prof. Dr. Arman, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi.