Eğitim ve bilgisayar oyunları

Pek çok ebeveyn ve eğitmenin bünyesi bilgisayar başında, tablet elinde çocuk, genç görünce büyük çoğunlukla negatif duygular salgılıyor. En yumuşatılmış ifade ile tedirgin oluyor.

Hala kafalardaki genel algı; bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi aygıtlar ve onların içindeki programların “dikkat dağıtan, kontrolsüz, melanetlere açık, bağımlılık yapabilecek ayartıcılar” olduğu yönünde. Teknolojik şeyler çoğunlukla çocukların ve gençlerin korunması gereken tehdit unsurları... Kullanım saatleri, şekilleri sınırlandırılması gereken aletler.

Okul açılınca bilgisayar, internet sınırlaması yapmayı düşünenlere...

- Evdeki cihazları okul açılınca toparlıyoruz, dolaba kilitliyoruz. Sonra tatilde veriyoruz.
- Günde sadece ...... saat kullanmasına izin var.
- Yok yok... Maşallah bizimkinin hiç o taraklarda bezi yok. Allaha şükür hala kitaptan öğreniyor.

Bu tondaki tüm söylemler felaket habercisi bilesiniz...

Yukarıdaki kafada olan insanlar klasik öğrenme araçlarını düşündüğümüzde aslında şunu yapıyor gibi oluyorlar; çocukların, gençlerin kalem, kitap, defter, boya kalemlerini vb. ellerinden alıp, dolaba kilitliyor ya da günde bir kaç saat kullanmalarına izin veriyorlar, sınırlamalar getirip, bilgisizliğe, cehalete mahkum ediyorlar. Tam, “kaş yapayım derken göz çıkarma, eğitim alsın derken cahil bırakma” hali...

İşte bunlara maruz kalan insan, çocuk, genç ne olur idiyse, bundan böyle onun daha fenası internet bağlantısı kesilenlere, ellerinden akıllı cihazları alınanlara olacak...

Başlığın cevabı çok net belli; Oyunlar ve aplikasyonlar baş belası değildir, aksine yeni yetenek geliştiricilerdir!

Hu huuu ey büyükler uyanın!.. Çoklu ve interaktif öğrenme dönemindeyiz!

Öğrenme araçları, kanalları ve yöntemleri tamamen değişiyor. Değişmek zorunda.
Becerikli insan tanımı, yetenekli kimlere denir tarifi, başarı formülleri...

Her şey her şey değişiyor!

Bunu algılayamayan ya da adaptasyon için gereken özeni, çabayı sergilemeyen insanlar matbaanın çıkmasından sonra hala taş tablete kitap kazımaya ya da taş tabletten okumaya çalışanlara benzeyecek.

Evet, uçurum o kadar büyük olacak... Olabilir...

Bundan sonra eğitim odaklı değil, öğrenme merkezli düşünmeli ve tüm kurguyu öğrenme ihtiyacını karşılamaya dönük yapmalıyız. Yeni teknolojik olanakların, eğitim teknolojilerinde “çoklu öğrenme”nin açtığı yeniçağı görmeli, fırsatları kucaklamalıyız.

Şunları kesin kes anlamalıyız;

- Kalemin yerini “parmağın”, kitabın, defterin, tahtanın yerini “ekranın” aldığını,
- Öğrenmenin yaşının kalmadığını (hepimiz ömür boyu öğrenciyiz),
- Eğitmekte hiyerarşik yapının dağıldığını (küçükler büyüklere teknoloji öğretecek),
- Sınıfların eğitim vermek, öğretmenden öğrenmek yeri olarak kalamayacağını (online eğitim ile her yer okul, her yer sınıf),
- Okulların deneyim, duygu, bilgi paylaşmaya, sosyalleşmeye hizmet edeceğini,
- Öğretmenlerin içerik sağlayıcı olacağını (kafasındakileri çoklu platformda paylaşılabilecek şekilde dijitale dökemeyip, buluta taşıyamayan öğretmen modeli giderek yok olacak),

Peki yeniçağa nasıl hazırlanılacak?

Okulların yetmediği hatta daha değişimin kapsam ve hızının farkına bile varamadıkları, varsalar hızla dönüşemeyeceklerini bildiğimiz bir ortamda neler yapmalıyız?

Yeniçağ insanı nasıl yetişecek? insanlar yeniçağın istediği yeteneklere nasıl sahip olacaklar?

Yanıt belli; Tü kaka dediğimiz “oyunlar ve uygulamalar” ile...

Eğitimin Geleceği Oyunlar ve Aplikasyonlarda...

Çünkü;

- Oyun oynayan insanların görme, duyma, okuma, hareket refleks ve senkronizasyonları,

- Strateji geliştirme, simülasyon yapma, çözüm bulma, tehditleri fark etme, olasılık geliştirme yetenekleri,

- Hızlı karar alma, hızlı görme, detaylara dikkat etme, uyanık olma kabiliyetleri,

- Yabancı dilleri ve farklı kültürleri öğrenmeleri, daha çabuk dünya insanı olma halleri,

- Savaş oyunu oynaya oynaya cani olmak yerine, her insanda olan vahşi güdülerini, kızgınlıklarını, fazla enerjilerini törpüleme güçleri müthiş gelişiyor...

Bunlar çok önemli, çünkü iş yapıyoruz diyen insanlar gelecekte hem bu tür aletleri kullanacaklar, hem bu ortamlarda tasarlayacaklar, üretecekler, hem de bu tür ortamlarda öğrenecekler.

Lütfen şu videoyu izleyin http://bit.ly/1dafBVO. Böyle tamircilerin olacağı, hatta robotların da o tamircilerin yerini alacağı ortamları hayal etmek dahi söylediklerim için kuvvetli destekleyiciler olmuyor mu?

Tabii ki her şeyin aşırısı, kontrolsüzü, kötüye kullanım alanları olduğu gibi bunların da olabilir. Çare yasaklamak değil, bilinçli, insanlığın yararına kullanım için daha çok öğrenmek, daha çok paylaşmak ve birbirimize rehberlik edebilecek seviyelere çıkmakta...

Haydi çocuklar okula der gibi, haydi herkes “oyuna” demek istiyorum.