Eğitim Sen'den 'üniversitelerimiz' araştırması

Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, ODTÜ, Yüzüncü Yıl, Çukurova, Ankara, Karadeniz Teknik ve Cumhuriyet üniversitelerinden bin 480 öğrenci üzerinde yapılan “Üniversitelerimiz” konulu anketin sonuçlarını genel merkezde düzenlediği basın toplantısında açıkladı.

Araştırmaya göre, eğitim ve fen-edebiyat fakülteleri öğrencileri daha az şehir kökenli; tıp, iktisadi idari bilimler ve mühendislik-mimarlık fakülteleri ise şehir kökenli öğrencilerden oluşuyor.

Eğitimine devam eden öğrencilerin yüzde 19'u lise yıllarında bir işte çalışmışken, bu öğrencilerin büyük bir kısmı yaz tatillerini çalışarak değerlendiriyor. Üniversitede eğitimine devam ederken çalışanların oranı ise yüzde 12.6.

ÖSS'YE GİRİŞ SAYISI

Öğrencilerin yüzde 93.8'i, üniversite sınavı için lise eğitimi dışında bir hazırlık yaptığını belirtirken, yüzde 5'i herhangi bir hazırlık yapmadığını ifade ediyor. ÖSS'ye giriş sayısının da araştırıldığı araştırmaya göre, öğrencilerin yüzde 46'sı birinci girişte, yüzde 36'sı ikinci girişte ÖSS'yi kazandıklarını bildiriyor.

Üniversitede okudukları bölümü tercih etme gerekçesini, öğrencilerin yüzde 51'i “ÖSS puanının o bölüme yettiğini”, yüzde 19.5'i “ailesinin bulunduğu şehir olmasını” gösteriyor.

Araştırmaya göre, “belde ve köy kökenliler, büyük şehirlerdeki üniversiteleri daha çok tercih ediyor. Aile gelir durumuna göre, üniversite kalitesi bir miktar daha önemseniyor.”

ÖSS sisteminde reform ihtiyacı ile ilgili olarak öğrencilerin yüzde 70'i, “kendi alanlarında veya tüm alanlarda önlerinin açılması ve başarılarına göre istedikleri yere yerleştirilebilmeyi”, yüzde 13'ü ise “ÖSS'nin bugünkü gibi kalmasını” istiyor.

“YÜZDE 50'Sİ GAZETE OKUMUYOR”

Üniversitedeki yaşam koşulları ile ilgili sorular yöneltilen öğrencilerin yüzde 31.1'i “aile veya akraba yanında”, yüzde 27.2'si “devlet, üniversite, kurum yurdunda” kaldığını bildirdi. Öğrencilerin yüzde 34.4'ü ise “kirada oturuyor.

Araştırma, lisans ve lisans üstü programlarda eğitim gören öğrencilerin yabancı dil olarak “en iyi İngilizce” bildiğini ortaya koyuyor. İngilizce ve Almanca'nın yanı sıra İspanyolca ve Balkan dilleri de ilgi görüyor.

Boş zamanlarını, öğrencilerin yüzde 86'sı “müzik dinleyerek”, yüzde 76'sı “kitap okuyarak”, yüzde 67'si “internette gezinerek” değerlendirirken, yüzde 7'si “oyun salonlarında” geçiriyor.

Öğrencilerin yüzde 3.9'u “hiç kitap okumadığını” belirtirken, yüzde 34'ü “yıllık beş veya daha az kitap okuduğunu” söylüyor. Öğrencilerin yüzde 50.3'ü “günlük düzenli olarak gazete okumadığını” ifade ediyor.

Araştırma, öğrencilerin örgütlenme durumlarını da ortaya koyuyor. Buna göre, öğrencilerin yüzde 37'si “öğrenci organizasyonlarında” yer alıyor. “Toplumsal ve siyasal örgütlenme” içinde öğrencilerin yüzde 17'si yer alırken, erkekler, köy kökenliler, baba eğitimi ve mesleği düşük olanlar bu tür örgütlenme içinde daha fazla bulunuyor. Öğrencilerin yüzde 36'sı “sağ eğilimler”, yüzde 33'ü “merkez sol-milliyetçi eğilimler”, yüzde 28'i de “sosyalist sol eğilimler” içinde bulunuyor.

YÖK'E BAKIŞ

Araştırmada öğrencilere, üniversitelerin sorunları ve YÖK ile ilgili de birtakım sorular soruluyor. Buna göre, öğrencilerin yüzde 50'si üniversitelerin öncelikli sorununu “öğrenim maliyetinin yüksekliği”, yüzde 40'ı “öğrenci ve akademisyenlerin yeterli diyalog kuramaması” olarak görüyor.

Öğrencilerin yüzde 40'ı “YÖK'ün tümden kaldırılmasından yana” görüş bildirirken, yüzde 31'i “küçük düzeltmelerle YÖK'ün sürdürülmesinden”, yüzde 14'ü “eş güdüm organı haline getirilmesinden”, yüzde 1'i “mütevelli heyetlerin oluşturulmasından”, yüzde 8'i ise “Milli Eğitim Bakanlığına bağlanması yönünde” görüş belirtiyor.

AB konusunda ise öğrencilerin yüzde 39'u “üyelikten yana” görüş belirtirken, yüzde 49'u “karşı eğilimde” bulunuyor.