Güncelleme Tarihi:
Pandemiyle birlikte geleceğimiz olan evlatlarımızın da eğitim-öğretim yaşantılarını etkileyen değişiklikler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bu süreci hep birlikte bilgi, deneyim, duygu ve düşünce paylaşımında bulunarak aşacağız. Gençlerimizin salgın döneminde edindikleri yeni alışkanlıkları ve günlük yaşamı zorlaştıran (travmatik) bu duruma ilişkin tepkilerini anlamaya çalışmalıyız. Öte yandan geçtiğimiz bu süreçten akademik ve psikolojik olarak zarar görmeden, hatta yeni kazanımlarla kazançlı çıkabilmeleri konusunda destek olmalı ve onları eğitim- öğretim sürecine her zamankinden daha güçlü biçimde hazırlamalıyız. Bunun için de özellikle güçlü bir iletişim ile önce bilgilenmeli, durumumuzu ve gencin içinde bulunduğu şartları anlamalı ve duygularına değer vererek onlara destek olmalıyız. Zor koşullarda güçlü kişiliklerin test edildiğini, yaşamla baş etme duygusunu geliştirdiğimizi ve kendi öz kaynaklarımızı keşfederek yola devam edebileceğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız. Gençlerimize de bu şartlarda önce rol model olmalıyız. Yetişkinler olarak psikolojik sağlamlığımızı korumamız ve hatta arttırmamız gerekiyor. Gün geçtikçe yaşanan riskli sürecin olumsuz psikolojik etkileriyle daha iyi başa çıkarak, daha az kaygı yaşamamız, kendimizi güvende hissetmemiz ve yaşanan sürece sağlıklı uyum göstermemizi sağlayacak. Bu bakış açısı çocuklarımız için de geçerlidir. Onları eğitim öğretim sürecine adapte etmek için;
Artık salgın süreci ile ilgili doğru bilgilere ulaşabildiğimizi, korunma önlemlerine uymanın ne denli önemli olduğunu anlatmalıyız. Ayrıca kurumlarımızda gerçek anlamda alınan önlemlerin ne denli etkili olduğunu paylaşarak ortamı güvenli olarak tanımlamalıyız.
Medyadaki bilgi akışı içinde güvenilir ve yararlı bilgileri ayırt ederek, gerçekçi bir tutum takınmalıyız. Yanlış bilgilerle gereksiz kaygı taşımamalıyız.
Beslenme ve uyku düzenimize dikkat ederek bağışıklık sistemimizi güçlü kılmalıyız.
Evde çocuklarımız için bir rutin oluşturarak uygun araç gereç ile kendi düzenini geliştirmesine katkıda bulunmalıyız.
Duygusal olarak geliştirdiği tepkilerin nedenini anlamalı, onu önemsediğinizi hissettirerek kaygısını gidermeye çalışmalıyız. Hedefler belirlemesine ve bir program çerçevesinde bulunduğu ortamı öğrenme ortamına çevirmesine destek olmalıyız.
Tüm bu süreç içinde mutlaka bir olağan hayata dönüşün gerçekleşeceğini, önemli olanın bu dönemin yaşam koşullarına uyum sağlamak olduğunu unutmamalı, çocukların da bunu fark etmesini sağlamalıyız.
Küçük yaş grubundaki öğrencilerimiz uzaktan eğitim sürecinde ebeveynlerinin desteğine daha fazla ihtiyaç duyarlar. Yüz yüze eğitimde okulun fiziki unsurları ve öğrenme ortamının soyut ve somut bileşenleri eğitim/öğretimin vazgeçilmez çerçevesini oluşturur. Uzaktan eğitimde ise bu çerçevenin sürekliliğini sağlamak için küçük öğrencilerimizin aile desteğine ihtiyaçları vardır.
Bu bağlamda; Okul öncesi ve ilkokul öğrencilerinin bir okul gününü ebeveynleri ile birlikte planlamasını öneriyoruz. Bu günlük planı üç ya da iki parçaya bölüp daha da sadeleştirmek öğrencinin konsantrasyonu ve motivasyonu açısından daha faydalı olacaktır.
Evdeki yaşam alanı ile eğitim alanının fiziki sınırları ayrılmış olmalı. Ayrı bir çalışma odasının olmadığı durumlarda, öğrencinin odasının bir kısmı eğitim alanına (çalışma masası, bilgisayar, kitaplar defterler vb.) dönüştürülmeli ve o alanda sadece eğitim faaliyetleri yapılmalı.
Evde oluşturulan fiziki ortam dikkat dağıtıcı, çeldirici uyaranlara karşı yalıtılmış olmalıdır. Yapılan araştırmalara göre duvara bakan masalarda çalışan öğrenciler, pencereye bakan masada çalışan öğrencilerden daha uzun süre konsantre olabiliyorlar.
Çocuklar canlı dersteyken hem kendisinin hem öğretmenin dikkatini dağıtacak arka plan gürültüsü ve görüntüsüne engel olmalıyız.
Uzaktan eğitim sürecine eğitimci olarak bizler tüm kaynaklarımız ve kadromuzla hazırız. Bu olağanüstü dönemde hem öğrencilerimizin hem de ebeveynlerin bu sürece uyum sağlaması biz eğitimcilerin sorumluluğu altındadır. Aileler kendi içinde çözemedikleri sorunlarla karşılaştıklarında okullardaki psikolojik danışmanlara başvurmaktan çekinmemeli.
OKULLAR ÖNLEMLERİNİ ALIYOR
Okullar öğrencilerin hijyen, koruyucu maske ve sosyal mesafe sağlanarak sınıfta ve diğer donatılarda güvenli bir şekilde yaşayıp eğitim ve öğretim alabilmeleri için hazırlandı. Okul girişlerine dezenfektanlı paspaslar kondu. Okul girişine ve tüm sınıflara dezenfektanlar yerleştirildi. Girişte ateş ölçümü yapılacak, okula öğrenci dışında kimse alınmayacak ve maske kontrolü yapılacak. Sınıflarda öğrenci sıraları en yakınındaki ile yeterli mesafe olacak şekilde yeniden dizildi, gereken sınıflarda öğrenci sayısı azaltıldı. Sıra ve sandalyeler etiketlenerek her öğrencinin yıl boyunca sadece kendi sırasına oturması sağlanacak. Okulun her yerinde uyarıcı, yönlendirici ve bilgilendirici posterler asıldı. Merdivenler sadece iniş ve sadece çıkış olarak ayrıldı. Klimalı sınıflarda gerekli teknik inceleme ve düzenlemeler ile bakımlar yapıldı. Yemekhane ve kantinlerde hem yemek ve ürün servisi hem de oturma düzeni için uygun düzenlemeler yapıldı. Kapalı spor salonları, yüzme havuzları, laboratuvar ve diğer atölyelerde yine hem teknik hem kullanım olarak tüm hazırlıklar tamamlandı.
TEDBİRLERE HERKES UYMALI
Fiziksel ve teknik hazırlıklarla birlikte okul paydaşlarının tümünün tehlikeye karşı bilinçli ve tedbirli olması ile kurallara uyması önemlidir. Öğretmenlerimizin ders ve diğer etkinliklerde virüs tehlikesini dikkate alarak neleri nasıl yapmaları veya yapmamaları gerektiği belirlenip, eğitimleri tamamlanmalı. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik programı kapsamında yaş ve seviyelere göre öğrencilerin okula geldikleri ilk gün itibari yapılacak olan virüsten korunma ve koruma eğitimi, ruh ve beden sağlığı bilinci, beslenme ve ergonomi, stres ve kaygı yönetimi, pandemi travmasından çıkış için psikolojik destek, yeni normal yaşantısına uyum eğitimleri hazırlanmalı.
Okullarımız, öğretmenlerimiz, dersler ve etkinlikler. Kısaca okul hayatı her boyutu ile hazır. Öğrencilerin bir an önce bu hayatı yaşamaya başlamaları gerekiyor. Kısmi veya tamamen. İkili veya tekli. Haftanın belirli günleri veya tümü. İl ve ilçelere göre yerel veya tümüyle. Soru şu; ülkemizdeki 18 milyon öğrenci acaba şu anda okullarda olsaydı, öğrenci kaynaklı bulaş şimdikine göre daha mı fazla olurdu yoksa daha mı az olurdu? Elimde nicel veri olmamakla birlikte gözlem ve deneyimlerime dayalı verilerim bana daha az olurdu cevabını verdiriyor.
Nevzat Kulaberoğlu kimdir?
1971 Rize, Ardeşen doğumlu olan Nevzat Kulaberoğlu, Boğaziçi Üniversitesi’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Eğitimi Anabilim Dalında yüksek lisans yaptı, aynı üniversitenin Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde doktora eğitimini gerçekleştirdi. Fizik öğretmenliği bölümü mezunu Kulaberoğlu, iş hayatına 1994’te Marmara Kolejinde Fizik öğretmeni olarak başladı. Marmara Koleji’nde görev aldığı 18 yıllık süre zarfında farklı birim ve alanlarda liderlik yaptı. Kulaberoğlu, eş zamanlı olarak Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesinde dersler verdi. Eğitim sektöründe özgün, yenilikçi projeleri hayata geçirmeye önem veren Kulaberoğlu, 2012 yılında kariyerine Darüşşafaka Eğitim Kurumlar'ında lise müdürü ve kampus koordinatörü olarak devam etti. 2016 Eylül ayında Uğur Okulları'nda Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olan Kulaberoğlu, 2017 Nisan ayı itibariyle Uğur Okulları Genel Müdürlüğü'ne atandı. Kulaberoğlu, evli ve 2 çocuk babasıdır.