Güncelleme Tarihi:
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin 2021 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eğitimin, her zaman kalkınmanın en önemli unsurlarından biri olduğunu söyledi. Toplumun tüm kesimlerini içine alan örgün ve yaygın eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütebilmek için program bütçeye göre hazırlanan eğitim bütçesinin 211 milyar 993 milyon 156 bin lira olarak belirlendiğini belirten Selçuk, şöyle konuştu:
'HEDEFİMİZ TEKLİ VE OKULÖNCESİ EĞİTİME GEÇİŞ'
“Bu rakam 2021 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 15.7'sini oluşturdu. MEB'in 2021 yılı bütçesi, Program Bütçe'ye göre hazırlandı. Sınırlı kaynakların, topluma en yüksek faydayı sağlayacak programlara tahsis edilmesi gerçeğinden hareketle bakanlığımız faaliyetleri, engellilerin toplumsal hayata katılımı ve özel eğitim, hayat boyu öğrenme, ortaöğretim, ölçme, seçme ve yerleştirme, temel eğitim, uluslararası eğitim işbirlikleri ve yurtdışı eğitim ve yönetim ve destek programlarına ayrıldı. Engellilerin Toplumsal Hayata Katılımı ve Özel Eğitim Programı'na 7 milyar 568 milyon 630 bin lira, Hayat Boyu Öğrenme Programı'na 3 milyar 24 milyon 407 bin lira, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Programı'na 69 milyon 132 bin lira, Ortaöğretim Programı'na 42 milyar 478 milyon 310 bin lira, Temel Eğitim Programı'na 80 milyar 809 milyon 296 bin lira, Uluslararası Eğitim İş Birlikleri ve Yurtdışı Eğitim Programı'na 1 milyar 645 milyon 282 bin lira, Yönetim ve Destek Programı'na ise 11 milyar 325 milyon 177 bin lira ödenek ayrıldı. 2021 Program Bütçesinde 67 performans göstergesiyle programlar yıllık belirlenen ölçülebilir hedeflerle takip edilecek. Tekli eğitime geçiş ve okulöncesi eğitim hedefimiz, uzaktan eğitim, okullardaki deprem güçlendirme faaliyetleri ve meslek liselerinin atölye altyapısı gibi özel önem verdiğimiz alanlar için Milli Eğitim Bakanlığı yatırım bütçesini, 5.8 milyar liradan yüzde 94 arttırarak 11.3 milyar liraya çıkartıyoruz.
2021 yılı bütçesinden öğrencilere doğrudan nakdi ve ayni olarak önemli destekler sağlamayı sürdüreceğiz. Bu kapsamda tahsis edilen ödenek tutarı 30.1 milyar lira, 2 milyon öğrenci faydalandığı burs ve öğrenim kredisi için 13,9 milyar lira, 1 milyon 256 bin öğrencinin faydalandığı taşımalı eğitim ve yemek yardım programı için 5,5 milyar lira, 411 bin engelli çocuğun faydalanacağı eğitim programları için yaklaşık 4,8 milyar lira, öğrencilere destekleme ve yetiştirme kursu çerçevesinde 1,9 milyar lira, pansiyonlarda barınan 328 bin öğrenciye barınma desteği olarak 1,3 milyar lira, ücretsiz kitap dağıtımı için 1 milyar lira, özel okul desteği kapsamında 891 milyon lira, üniversitelerde uygulanan harç desteği kapsamında 763 milyon lira destek verileceğiz.
SALGIN DÖNEMİNDE UZAKTAN EĞİTİMDEN YARARLANILDI
Tüm dünyayı ve ülkeyi etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla birlikte uzaktan eğitim sürecini başlatarak hayati önlemlerden birini uygulamaya koyduk. Uzaktan eğitim sürecinde TRT EBA İlkokul, TRT EBA Ortaokul ve TRT EBA Lise TV kanalları üzerinden uzaktan eğitim içeriklerini ve ders anlatım videolarını öğrencilerle buluşturduk. Aynı dönemde belli başlı ülkeler, öğrencilerine sadece işlenecek konularla ilgili mail göndermekle yetindi. Bu süreçte ortaya çıkan öğrenme kayıplarını en aza indirmek amacıyla her seviyede Telafi Öğretim Programları'nı hazırladık. Salgın nedeniyle uzunca bir süre gerek aile ortamı gerek sosyal medyada salgın ve salgının etkileriyle ilgili uyaranlara maruz kalan öğrencilerin yeniden okula başladıklarında olağan düzenlerine dönmeleri için Okuldayım Güvendeyim-Çocuk ve Gençler İçin Uyum Etkinlikleri kitapçığı hazırladık. Çalışmalarımız bu kapsamda artarak ve çeşitlenerek devam ediyor. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun değerlendirmeleri doğrultusunda çocukların faydasını önceleyerek okullarda yüz yüze eğitime aşamalı geçişi başlattık. Ülkemizle benzer özellikler gösteren ülkelerde tüm okullar tam zamanlı ve tüm seviyelerde açılırken biz kontrollü ve aşamalı bir geçişi tercih ettik. Yüz yüze eğitime başlayan öğrenciler haftanın iki gününde okullarına devam ediyor. Sınıf mevcutlarını Bilim Kurulu’nun tavsiye kararları doğrultusunda gruplara ayırarak azalttık, ayrıca ders sürelerinde yaptığımız düzenlemeyle çocukların okulda kalış sürelerini de kısalttık. Okullarda Covid-19 tedbir ve takip ekipleri oluşturduk ve öğretmenlerin salgın tedbirleri konusunda eğitimlerini tamamladık. Eğitim Kurumlarında Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi ve Enfeksiyonu Önleme Kontrol Kılavuzu'nu hazırladık.
13 BİN 304 EBA DESTEK MERKEZİ
Bilgisayar ve internet erişimi konusunda desteğe ihtiyacı olan öğrenciler için Türkiye genelinde 13 bin 304 EBA Destek Merkezi, 127 mobil EBA Destek Noktası oluşturduk. EBA Destek Noktaları’nın sayılarının hızla artmaya devam edecek. Bakanlık olarak ilk aşamada ihtiyaç sahibi öğrenciler arasından, ailesinin gelir düzeyi, eğitim çağındaki kardeş sayısı, yüz yüze eğitime devam etme durumu, özel eğitim gereksinim halleri gibi hususlarda resmi veriler üzerinden yaptığımız sıralamalar doğrultusunda 500 bin öğrenciye tablet bilgisayar ulaştırdık. Ayrıca yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, kamu ve özel sektör kuruluşları ile sivil inisiyatifler tarafından sunulan ayni ve nakdi bilgisayar desteklerinin de öncelikli ihtiyaç sahibi öğrencilere hızla ulaşabilmesi için de aynı stratejiyle çalışmalar yürütüyoruz.
974 BİN 837 ÖĞRETMENİMİZ VAR
Resmi eğitim kurumlarında görev yapan 974 bin 837 öğretmen var. Hükümetimiz döneminde atanan öğretmen sayısı, mevcut resmi öğretmen sayısının yüzde 71'ine karşılık geliyor. 40 yaş ve altındaki öğretmen sayısı toplam öğretmen sayısının yüzde 62'sine tekabül ediyor. Öğretmen başına düşen öğrenci sayımız, ilköğretimde 16'ya, ortaöğretimde de 11'e düştü. Ülkemizin tüm coğrafi bölgelerindeki öğretmen doluluk oranları birbirine yakın bir seviyeye yükseltildi. Norm kadro doluluk oranları Doğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 95, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 93, ülke genelinde ise yüzde 92 seviyesinde. Öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında önemli iyileştirmeler yapıldı ve 1 Temmuz 2020 itibarıyla bakanlığımız bünyesinde göreve yeni başlayan 9’uncu derece birinci kademedeki bir öğretmenimizin maaşı 4 bin 369 lira, ek ders ücretinin saati net 18.22 lira oldu. Ayrıca, tüm öğretmenlere, her eğitim ve öğretim yılı başında eğitim ve öğretime hazırlık ödeneği veriliyor. 2020-2021 eğitim ve öğretim yılında öğretmenlerimize 1210 lira ödendi. Bakanlığımızın üst yönetimiyle ilgili hizmetler, yardımcı hizmetler, hukuki danışmanlık ve muhakemat hizmetleri, idari ve mali hizmetler, danışma ve denetim faaliyetleri ile insan kaynakları yönetimine 2021 yılı bütçemizin Yönetim ve Destek Programına 11 milyar 325 milyon 177 bin TL kaynak ayrıldı.
5 MİLYON KULLANICIYA ULAŞTIK
Dijital eğitim platformu Eğitim Bilişim Ağı (EBA), gelişen teknolojiyle uyumlu şekilde ve 2023 Eğitim Vizyonu hedefleri doğrultusunda tamamen yenilendi. Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim Projesi ile aynı anda 5 milyon kullanıcıya hizmet sunabilmeyi, sunulan elektronik içeriklerin miktarını, kalitesini, işlevselliğini ve içerik üretim altyapılarını önemli ölçüde arttırmayı planlıyoruz. Mesleki ve teknik eğitimi tercih edip yerleşen öğrenci sayısı yüzde 63 arttı. Öğretmenlerin yüzde 85'ine yeni teknolojiler ve sistemler konusunda eğitim imkânı sağladık. 2019-2020 eğitim ve öğretim yılının temasının mesleki ve teknik eğitimde ‘patent, faydalı model, marka ve tasarım yılı’ olarak belirlenmişti. Bu kapsamda şu ana kadar 142 patent, faydalı model, tasarım ve marka tescili alındı. Ayrıca 66 patent, 85 faydalı model, 197 tasarım ve 260 marka olmak üzere toplam 608 tescil başvurusu değerlendirilme aşamasında. Kovid-19 salgını sürecinde mesleki ve teknik eğitimin önemi daha da ön plana çıktı. Bugüne kadar okullarda 6 milyon litre yüzey temizleyici, 800 bin litre el dezenfektanı, 30 bin litre kolonya, 60 milyon adet cerrahi maske, 15 bin N95 maske, 1 milyonun üzerinde yüz koruyucu siperlik ve 35 bin tek kullanımlık çatal-bıçak üretimi yapıldı. Ayrıca salgın sürecinde ihtiyaç duyulan diğer ürünlerin üretilmesini sağlamak amacıyla altyapısı güçlü meslek liselerimizde Ar-Ge merkezleri kurduk. Bu merkezlerde kısa sürede cerrahi maske makinesinden solunum cihazına, UVC hava sterilizasyon cihazından, N95 standardında maske makinesine, video laringoskop cihazından izole numune alma ünitesine, temassız kızılötesi (IR) termometre cihazından yoğun bakım yatağına kadar çok sayıda ürün üretilmiş ve sağlık kuruluşlarına teslim edildi. Türkiye genelinde 2019'da 28 ilde 52 özel eğitim anaokulu bulunuyor, artık tüm illerde bu okulları açtık. 21 Eylül 2020 itibarıyla 81 ilimizde en az bir özel eğitim anaokulu hizmet vermeye başladı. Diğer taraftan bazı illerimizde ihtiyaca göre birden fazla anaokulu açtık. Toplamda tüm illerimizde özel eğitim anaokulu sayımız 110'a çıktı. Ayrıca 76 ilde hizmet veren özel eğitim anasınıfı uygulamasını da 81 ile çıkarttık. Böylece özel eğitim anaokulu ve özel eğitim anasınıfı olmayan ilimiz kalmamış oldu. Özel eğitim meslek okulu sayısının da 81 ilde 175'e çıktı. Ayrıca yeni standartlarda destek eğitim odası 600'e çıkardık.
182 BİLSEM’DE 63 BİN 95 ÖĞRENCİ VAR
Özel yetenekli bireylerin eğitimi için çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda 2020'de 16 bilim ve sanat merkezini (BİLSEM) öğrencilerin hizmetine sunduk. Toplamda 182 bilim ve sanat merkezimizde 63 bin 95 özel yetenekli öğrencimiz bu eğitim hizmetinden yararlanıyor. BİLSEM'leri güçlendirmek için önemli yatırımlar yaptık. Bu kapsamda 2020 yılının sonuna kadar 182 BİLSEM'in tamamında 1000 kitaptan oluşan özel bir kütüphane kuruyoruz. Ayrıca BİLSEM'lere yine bu kapsamda ilave laboratuvarlar ile tasarım ve beceri atölyeleri kuruyoruz. 2020 yılında BİLSEM'lerde 168 yeni tasarım ve beceri atölyesi kurduk. 2020 yılının sonuna kadar bu iki destek paketini tamamlamış olacağız.
ÖZEL OKULLARDA EĞİTİM GÖREN ÖĞRENCİ ORANI YÜZDE 8.8
2020-2021 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla tüm eğitim kademelerinde 14 bin 617 özel okul bulunuyor. 2019-2020 eğitim ve öğretim yılında açıköğretim öğrencileri hariç tüm özel okullarda kayıtlı öğrencilerin toplam öğrenci sayısına oranı yüzde 8.8'e ulaştı. Örgün eğitim içerisindeki özel okul sayılarının toplam okul sayısına oranı ise yüzde 20.2. Eğitim sürecinin önemli boyutlarından birinin de ölçme ve değerlendirme. Bakanlık olarak 'ölçmek için öğrenmek yerine öğrenmek için ölçmek' felsefesine uygun bir yapı oluşturuyoruz. Bakanlık olarak ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemine sahip olması için adım attık ve her iki belgeyi de aldık. Çocuklarımızın izlenmesi, değerlendirilmesi, geliştirilmesi ve yönlendirilmesi amacıyla her çocuk için bir e-Portfolyo oluşturduk. Tüm alanlarda ve eğitim kademelerinde, öğrencilerimizin her düzeydeki yeterliliklerinin belirlenmesi, izlenmesi ve desteklenmesi için etkin bir ölçme ve değerlendirme sistemi uygulanabilmesi için 2021 yılı bütçemizde Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Programı'na 69 milyon 132 bin lira kaynak ayrıldı. OECD üyesi ülkeler ve diğer katılımcı ülkelerdeki zorunlu eğitimi bitiren öğrencilerin modern toplumda yerlerini alabilmeleri için gereken temel bilgi ve becerilere ne ölçüde sahip olduklarını ölçmeyi hedefleyen PISA 2018 uygulamasında matematik, fen ve okuma becerileri alanlarının üçünde de manidar bir artış sağladık.
TÜRKİYE MAARİF VAKIF 104 ÜLKEDE
Eğitim ve öğretim alanında diğer ülke ve uluslararası kuruluşlarla yapılan işbirliği çalışmaları ve yurtdışında yaşayan vatandaşlara yönelik 2021 yılı bütçesinde Uluslararası Eğitim İş Birlikleri ve Yurtdışı Eğitim Programı'na 1 milyar 645 milyon 282 bin lira kaynak ayrıldı. Türkiye Maarif Vakfı, 104 ülkeyle resmi temas sağladı, 67 ülkede faaliyet göstererek 52 ülkede temsilcilik açtı. Vakıf, 42 ülkede 11 eğitim merkezi, bir üniversite, 328 okul ve 42 yurt ile eğitim ve öğretim hizmetlerini sürdürüyor.
SAYIŞTAŞ RAPORLARI İNCELENİYOR
Sayıştay denetim raporunda yer alan bulgular bakanlık tarafından detaylı bir şekilde inceleniyor. Bulgularda belirtilen sorunların çözümü için bulgularda yer verilen öneriler dikkate alınıyor, benzer sorunların yaşanmaması için de gerekli tedbirler alınıyor. Sayıştay denetim raporlarında yer alan ‘muhasebe birimi dışında, yetkisiz kişiler tarafından bankalarda hesap açılması, bu hesaplarda izlenen gelir ve giderlerin bakanlığın muhasebe sistemine ve yönetim dönemi hesabına dahil edilmemesi’ bulgusu ve ‘bakanlık bütçesine dahil edilmesi gereken gelir ve giderlerin bakanlıkça çıkarılan yönetmelik, yönerge ve esaslara dayanılarak özel hesaplar şeklinde yönetilmesi’ bulgularıyla ilgili Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca gerekli inceleme ve soruşturmalar sonucunda İnceleme Raporu oluşturuldu. Okul ve kurumlar adına tüm bankalarda açık bulunan hesapların bağlı bulundukları milli eğitim müdürlüklerince tespit edilmesi, yasal dayanağı bulunmayan hesapların kapatılarak hazineye gelir kaydedilmesi ve özel hesapların yürürlükte bulunan mali mevzuat hükümleri kapsamında amacına uygun kullanımı sağlandı. Raporda ayrıca yer alan ‘destekleme ve yetiştirme kurslarının temel amacından uzaklaşması ve bu kurslar için ayrılan kaynağın sürekli artması’ bulgusunda belirtilen hususlar ve çözüm önerileri de dikkate alınarak Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi, 24 Ekim'de güncellendi ve bulguda yer verilen sorunlar ortadan kaldırıldı. Diğer yandan ‘şirketler ile yapılan protokollerden elde edilen gelirler ile bu gelirlerden yapılan harcamaların bakanlık bütçesine dahil edilmemesi’ başlıklı bulguyla ilgili 8 Haziran tarihli ve 7591309 sayılı Onay ile MEB Logolu Kredi Kartları hesabı üzerinden gerçekleşecek iş ve işlemlerin disipline edilmesinin sağlandı.
TOPLAM EĞİTİM BÜTÇEMİZ 211 MİLYAR 993 MİLYON ÖNGÖRÜLDÜ
Eğitim alanında gerçekleştireceğimiz faaliyetler için 103 milyar 376 milyon 777 bin lira personel giderleri, 16 milyar 348 milyon 832 bin lira sosyal güvenlik kurumuna devlet primi giderleri, 11 milyar 656 milyon 741 bin lira mal ve hizmet alım giderlerinde kullanılmak üzere cari harcamalar, 4 milyar 199 milyon 31 bin lira devlet parasız yatılı öğrencileri, burslar ile diğer cari transferler, 11 milyar 301 milyon 160 bin lira sermaye giderleri, 37 milyon 693 bin lira sermaye transferleri olmak üzere toplam 146 milyar 920 milyon 234 bin lira Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine tahsis edildi. Bununla birlikte 45 milyar 395 milyon 788 bin lira Yükseköğretim Kurulu, Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin bütçesi, 643 milyon 549 bin lira Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı bütçesi, 19 milyar 33 milyon 585 bin TL’si Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu bütçesi olmak üzere toplam eğitim bütçemiz 211 milyar 993 milyon 156 bin TL olarak öngörüldü. Ayrıca ilköğretim öğrencilerinin ücretsiz ders kitabı giderleri, taşımalı ilköğretim/ortaöğretim uygulaması kapsamında öğle yemeği giderleri ve özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin taşıma giderleri için toplam 2 milyar 957 milyon lira kaynak da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan karşılanacak.
Eğitim, ülkenin yarınını şekillendiren en önemli unsur ve insana dair yapılacak yatırımların en değerlisi. Hükümetimiz bu bilinçle hareket ediyor, eğitim alanına yönelik yatırımlarını bilimsel ve pedagojik gelişmelerle koşut bir şekilde sürdürüyor. Milli Eğitim Bakanı olarak şahsım, eğitim camiamız ve milletimiz adına, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bu sürece katkısı olan ve bize destek veren herkese teşekkür ediyorum. Eğitimin ortak memleket meselesi olarak görülüp bu desteğin sürdürülmesi önemlidir. Komisyonumuzun da bu desteği vereceğine olan inancım tam.
Köy okullarıyla ilgili mevzuatta yapılan değişiklik sonucu 3-5 öğrenci olması halinde de tüm köy okullarının açılabilmesine imkân sağlandı, binlerce okul da açıldı. 500 metrekareden az bahçesi olan özel okulların açılması söz konusu değil. Özel okulların belli koşullarda açılmasıyla ilgili düzenleme Cumhurbaşkanlığında, hayata geçmek için sırasında bekliyor. Eğitim öğretim yılı başlangıcında ‘EBA’nın çöktüğüne’ yönelik iddialarla ilgili, bu dönemde hem iki uluslararası siber saldırı olduğu hem de tüm öğrencilerin sisteme birden girmesi nedeniyle Telekom hizmetleri bu durumu da saldırı olarak algıladığını anlattı. Birçok ülke sadece öğrencilere mail göndererek sorumlu oldukları konuları bildirdi ancak Türkiye üç kanal kurdu, EBA'nın altyapısını güçlendirdiğini, EBA Destek Noktaları kurduğunu ve öğrencilere yazın da eğitim verildi. Yapılanlara rağmen eksikler var. Fakat hiçbir şey yapılmamış gibi 'EBA çöktü' denilirse, bir yanlış anlamadan kaynaklanan ve uluslararası Hollanda ve Amerika merkezli iki siber saldırıdan dolayı yaşadığımız bir problemin 'EBA çöktü' şekilde ifade edilmesi çok sağlıklı değil diye düşünüyorum.
İzmir'de ağustos-ekim aylarında 50 okulumuzun yıkımını gerçekleştirdik. Bu okulları zaten boşaltmıştık. Depremde 2 bin 600 okuldan sadece 139'unun duvarlarında, sıvalarında çatlak var. 139 hafif sorunlu okul içinde Bayraklı'da tek bir okul bile yok. 139 okulla ilgili de sıva, tamir vesaire her türlü tedbir alınacak. Son birkaç yılda elbette ödenekler artıyor. 2021'de bu inşaatları tamamlayacağız. 2021'de ek bütçe sağlanması ihtimalini de göz önünde bulundurarak ilave tahkik çalışmalarını da programlayacağız.
2021’DA ATAMA YAPACAĞIZ
2021'de tabi ki atama yapacağız. Bütçede öğretmen ataması var. Sayısının yüksekliği konusunda bizim gayretimiz, çabamız, girişimlerimiz var. Bunun müjdesini inşallah olduğunda paylaşacağız. Bu yıl taşımalı eğitim bütçesinde tasarruf söz konusu. Bu yıl kitap onaylarının yapılacağı ayla ilgili mevzuattaki değişiklik ve diğer tedbirlerle beraber 434 milyon TL ders kitaplarında tasarruf sağlandı. Her okul kendi yakacaklarını, ihale açarak alırken bu yıl Enerji Bakanlığı ile bir anlaşma yaptık ve kömürleri belirli bir kalorinin üzerinde olması şartıyla merkezi olarak aldık ve okullara ulaştırdık. Dolayısıyla hiçbir okul ihaleyle uğraşmadı, hiçbir okulda ihalelerle ilgili sıkıntılar vesaire konuşulmadı. Bunu Türkiye olarak merkezi düzenledik ve sadece kömürden 155 milyon TL civarında bir tasarruf sağlandı. ‘Bakanlığın yaklaşık 1 milyon lirayı hediyelik eşyalara harcadığı yönündeki haberler’ ilgili şunu söyleyebilirim: Türkiye'de çok sayıda başarılı öğrenci ve öğretmen var. Bunlara satranç takımı, kalem, kitap gibi hediyeler veriliyor Başarılarla ilgili törenlerde, ziyaretlerde, kutlamalarda çeşitli hediyeleri çocuklara dağıtıyoruz. Yoksa bakanlık ya da bakan 1 milyonluk hediye almış da bunu dağıtmış böyle bir şey söz konusu değil.
Kapalı köy okulları muhtarlık ve sağlık ocaklarının kullanımına veriliyor. Bizim eğer ihtiyacımız yoksa ki bunlar tahsis bize Milli Emlak tarafından, biz bunların mülkiyetine sahip değiliz, hepsi tahsis. İhtiyaç duyulması halinde Milli Eğitim Bakanlığına geri verilmesi koşuluyla biz bu kullanılmayan binaların tamamını serbest bıraktık ve sayın valilerin denetiminde, gözetimindedir. Her il bunu rahatlıkla yapabilir. Bizim merkezi olarak bu konularla ilgili günlük takibimize ihtiyaç bile yok, geçici kullanım söz konusu. Hiçbir engel yok.
DÜNYA BANKASINDAN 300 MİLYON DOLARLIK KREDİ
18 bin okulun depreme dayanıklı olmadığı yönünde bir değerlendirmede bulunuldu. Bu çok abartılı bir rakam. Bu konuda soruşturmalar devam ediyor. Bununla alakalı yazılı olarak ayrıntılı bilgi vereceğiz. Milli Eğitim Bakanlığının depremle ilgili harcaması olacak, bunun da planlamasını yaptık. Dünya Bankasından da 300 milyon dolarlık uzun vadeli bir kredi aldık ve o kredi de uygulamaya geçti. Harcama yapılabiliyor. Depremle ilgili kullanılması koşuluyla 300 milyon dolar tamamen okul binalarımızın yenilenmesi ve güçlendirilmesi için kullanılacak."
YÖK BAŞKANI SARAÇ: YABANCI UYRUKLU ÖĞRENCİ SAYIMIZ 200 BİNİ AŞTI
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç da, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, MEB’in yanı sıra YÖK, ÖSYM Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin bütçelerinin ele alındığı toplantıda, sunum yaptı. Yükseköğretimde 8 milyonu aşkın öğrenci bulunduğunu belirten Saraç, şöyle konuştu:
“207 yükseköğretim kurumu ve 45 bin civarında yükseköğretim programı var. Fakülte sayısı 1915 civarında, öğretim elemanı sayısı 175 bin civarında. 2003'te bu rakam çok düşüktü. Sayı 74 binden 175 bine yükseldiğini. Kadın öğretim üyesi sayısı Avrupa'nın çok çok üstünde seyrediyor. Araştırma görevlisi arasında kadın araştırma görevlileri erkeklerden fazla. Bugünün araştırma görevlileri öğretim üyeleri olacağı için dört yıl içinde Türk yükseköğretim sisteminde kadın akademisyenler daha fazla olacak. Kadın akademisyen oranı açısından büyük bir ihtimalle Türkiye'nin Avrupa'nın önde gelen ülkelerinden birisi olması mümkün. YÖK 24 üniversite için kuruldu ancak çok büyük bir sayıya ulaşıldı. Nitelik ve kalite yönlü büyüme yönünde belirleme yaptık, buna göre yetki belirleme ve yetki paylaşımı süreçlerini başlattık. Bölgesel kalkınma odaklı, tematik, mesleki eğitime dayalı üniversitelerle ‘yükseköğretimde tek tip üniversite var’ sözü rafa kalktı ve çeşitlilik geldi. Eğitim öğretimin niteliğini arttırıcı en büyük husus çok büyük laboratuvarlar, yüksek maaşlar ve benzeri şeyler değil. YÖK 100/2000 Doktora Projesi'nde şu an sistemde 5 bin dolayında Türkiye'nin öncelikli alanlarında doktora yapan bilim insanımız var. Geleceğin bilim hayatını bunlar belirleyecek diye düşünüyoruz. Türkiye'de 48 bin olan yabancı uyruklu öğrenci sayımız 200 bini aştı. Bu artış oranı, Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde son üç yılda görülmedi. Eğitim öğretimde kaliteyi arttırıcı en büyük etkenin şeffaflık ve hesap verilebilirlik olduğunu düşünüyoruz. Bundan dolayı üniversitelerle ilgili raporları her yıl açıklıyoruz. YÖK Anadolu Projesi'nin kurgusu tamamlandı ve yakında detayların kamuoyuna açıklanacağız. YÖK Sanal Laboratuvar Projesi'ni de 15 bin öğrencinin hizmetine sunulduk. YÖK'ün kamu yararını gözeten önerilerine verdikleri destekten dolayı bütün partilere teşekkür ediyorum.”
'YÖK'TE BÜTÜN HALILARIMIZIN ALTI TERTEMİZ'
Tıp eğitimi ve üniversite hastanelerinin borçlarıyla ilgili soru üzerine Saraç, tıp eğitimiyle ilgili endişelere kendisinin de katıldığını söyledi. Saraç, şöyle konuştu:
"Hastane meselesi aslında hem bir hizmet kurumu hem de ikincisi tıp eğitiminin bir parçası. Ondan sarfınazar edersek hem eğitimi kaybederiz hem de hizmet sunumunun özelleştirilmesine doğru giden bir yol hızlanır. Bu çözülmesi gereken bir husus. Üniversite hastaneleri özel hastane değil ve kısmen zarar da edebilirler, bunu bir nevi görev zararı olarak düşünmek gerekiyor. Beyin göçü de bizimle alakalı bir durum değil. Başarılı öğrencilerin kendilerine üniversitelerde yer bulamama endişesinin de çok önemli olduğunu biliyoruz. İki hafta içinde tamamladığımız ‘YÖK Akademik Kariyer-Liyakat Projesi’ni hayata geçireceğiz. Bunun önemli ölçüde fayda sağlayacağına inanıyoruz. Şeffaflık en büyük denetleme. Bizim YÖK'te bütün halılarımızın altı tertemiz, pırıl pırıl.
‘Hukuk fakültelerinde hukukçu dekan yok’ tartışmaları var. Bu doğru değil, aslı astarı da yok. Nedense emekli bir hukukçumuz böyle bir şey çıkardı. YÖK'ün üniversite özerkliğini yok eden bir kurum olduğu yönündeki eleştiriye karşılık şunu söyleyebilirim, bilakis, 3-4 yıldan beri en fazla eleştirildiğimiz husus 'Niye üniversitelere bu yetkiyi verdiniz'. Bu salonda bize yönelttiğiniz eleştirilerin önemli bir kısmı da üniversitelerin yetkisi dahilindeki işlemler dolayısıyla. YÖK, son beş yıldan beri yükseköğretim politikaları yapan bir kurum. Soruşturma açan bir kurum değil, müfredatı belirleyen bir kurum değil. ‘YÖK üniversiteyi paralı bir yere devşirmeye çalışıyor’ şeklinde bir söylem var. Yükseköğretimdeki bakış açımız kamucudur. Buna göre planlamalarımızı yapıyoruz ve buna göre projelerimizi hayata geçiriyoruz. Kamucudur, sosyal adaletçidir ve fırsat eşitliğini vurgular."
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, ÖSYM Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversitelerin 2021 yılı bütçeleri kabul edildi.