Güncelleme Tarihi:
Ebeveynler için hazırlanmış çok sayıda makale, kitap ve eğitim söz konusu. Ailelerin duygusal zekası yüksek çocuklar yetiştirmesi çok çok önemli. Ama atlanan bir alan var sanki, çocuklarımızın gününün çoğunu geçirdiği yer, okullar. Duygusal zekası yüksek okullar da oluşturmak gerekmiyor mu?
Duyguların ilk öğrenildiği yer aile ortamı. İçinde büyüdüğümüz aile, ebeveynlerimizin yaptıkları bizlere kendimiz hakkında nasıl hissetmemiz gerektiğini, hislerimizi nasıl yorumlayacağımızı, nasıl davranacağımızı, korkularımızı ya da umutlarımızı nasıl ifade edeceğimizi öğretiyor. Çocuklarımızın öfke ve mutsuzluklarına yönelik gösterdiğimiz tepkiler onların duygusal zekasını belirliyor. Duygusal zekası da, çocuklarımızın sosyal ilişkilerini, akademik başarılarını, problem çözme becerilerini ve duygusal gelişimlerini...
John Gottman’ın çocukların duygusal zekaları ile ilgili araştırmasından öğrendiğimiz çok şey var:
- Duygusal zekası yüksek çocuklar fiziksel olarak daha sağlıklılar,
- Duygusal zeka yükseldikçe akademik başarı artıyor,
- Arkadaşlarıyla daha iyi anlaşıyor, davranış problemleri azalıyor ve şiddete daha az eğilimli oluyorlar,
- Duygusal zekanın yüksek olması, çocukların psikolojik açıdan daha sağlıklı olmasını sağlıyor,
- Aile içi kavgalardan ya da boşanmanın yıkıcı etkilerinden korunuyorlar,
- Ebeveynleri ile daha yakın ilişkiler kuruyor, onlara daha saygılı ve samimi davranıyorlar,
- Problem çözmede daha başarılı, stres yaratan yaşam olayları karşısında daha dayanıklı oluyorlar,
- Riskli davranış ve alışkanlıklardan uzak duruyorlar,
- Duygusal zekası yüksek çocukların ailelerine ve onların değerlerine gösterdikleri uyum çok yüksek, disiplin ile ilgili sorunlar yaşama olasılıkları çok düşük oluyor,
- Duygusal zekası yüksek çocuklar daha mutlu olan, olumlu duyguları yoğun deneyimleyen çocuklar oluyorlar,
Okullar ne durumda?
Bu kadar yarar sağlayan duygusal zekanın güçlenmesini sağlayan temel şey çocuğun ebeveynlerinin ve çevresindeki yetişkinlerin ‘Duygu Koçluğu’ yapması. Her türlü duyguya alan tanıması, anlayışla yaklaşması ve çocuklara olumsuz duygularla başa çıkma becerileri edindirmeleri. Duygusal zekanın gelişimini önleyen davranışlar ise şunlar:
- Duyguların yok sayılması, yani çocukların olumsuz duygularının görmezden gelinmesi, ciddiye alınmaması ve önemsizleştirilmesi.
- Duyguların reddedilmesi, yani çocuklar olumsuz duygu ifade ettiklerinde, eleştirilmesi azarlanması hatta cezalandırılması.
Peki, okullar, okullardaki öğretmenler ve yönetim tarzı çocuklarımızın duygusal zekasını nasıl şekillendiriyor? Yani soru şu:
Okullarımızın duygusal zekaları ne durumda?
Pek parlak değil. Bireysel olarak öğretmenlerin gösterdikleri çabanın dışında, okulların bu konuda herhangi bir bilinçlenme içinde olduğunu söylemek mümkün değil. Şanslı bazı çocuklar, duygusal zekası yüksek bir öğretmenle karşılaşıp, güvenli ve keyifli bir ortamda öğrenmenin tadını çıkarıyorlar. Ancak yan sınıftaki arkadaşları, kendilerini kötü hissetmekten, başarısız olmaktan ya da kontrollerini kaybedip ağlamaktan, kızmaktan korkarak derse kalkmaya çalışıyorlar.
Öğrenme süreci, öğretilen şey her ne olursa olsun, öğrencinin duygularından bağımsız olarak gerçekleşemez. Etkili bir öğrenme sağlayabilmek için çocukların duygularının da mutlak olarak desteklenmesi gerekir.
Zeki geliştirilebilir, güçlendirilebilir
Duygusal zeka kapasitesi her çocukta var. Duygusal zeka geliştirilebilir, güçlendirilebilir bir yanımız. Çocuklarımızın zamanının çoğunu geçirdiği okullar, duygusal zekalarını güçlendirecek şekilde yapılandırılabilir. Okullar ve öğretmenler, bilinçli bir biçimde eğitim, planlama ve uygulama süreçlerine duygusal zekayı destekleyecek pek çok çalışma ekleyebilir. Dahası okullarda duygusal zekanın desteklenmesi, öğrenmeyi daha keyifli, kolay ve kalıcı hale getirecektir.
Evet, duygusal zekanın ilk gelişmeye başladığı yer ailedir ama bu sürece zaman içinde okul da eklenir. Okulda ve evde duygusal zekası yüksek bir ortam oluşturmak çocukların gelişimine duygusal farkındalık, motivasyon geliştirme, özgüven artımı, empati gücü, sorun yönetimi, uyum becerileri geliştirme, akademik performans arttırma, riskli davranışları azaltma ve kendini tanıma gibi, sayısız katkı sağlar.
Olumsuzlukların bu kadar yoğun yaşandığı bir coğrafyada, çocuklarımızın akıl sağlığını koruyabilmek için duygusal zekası yüksek evler ve okullar yaratmalıyız.