Güncelleme Tarihi:
New Orleans’ta yaşayan kuzenleri Nadya ile Boston’da yaşayan Salman, Yahoo’nun üzerinde çizim yapabilen Doodle yazılımı aracılığıyla uzaktan eğitime başladı. Yeğenleri için hazırladığı ders videolarını YouTube’a yükleyince binlerce kişi bundan faydalandı. Bunun üzerine Salman Khan, 2008’de Khan Akademesi’ni kurdu. Bütün işini bırakarak bu konuda çalışmaya başladı. Şimdi milyonlarca öğrenci her gün bu videolardan eğitimine destek alıyor.
Bu dersleri bugüne kadar 300 milyondan fazla kişi izledi, her ay 10 milyon kişi Khan Academy ile öğreniyor. Her gün 3 milyon interaktif alıştırma sorusu cevaplanırken şu ana kadar cevaplanan toplam alıştırma sayısı 1.3 milyara ulaşmış. Bugün 150 bin öğretmen Khan Academy’den faydalanıyor, 30 bin sınıfta Khan Academy ile ders işleniyor ve bu sayı her geçen gün artıyor.
Bunu Türkiye’ye getiren ise STFA Grubu. Her yıl 8 milyon kullanıcının faydalandığı dünyanın en büyük ücretsiz online öğrenim platformu Khan Academy’i Türkiye’ye kazandıran STFA’nın patronu Alp Taşkent ve İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali Neyzi bunu gururla geçtiğimiz hafta açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapan STFA, Türkçe dersler için çalışmalarını bitirmek üzere. Mehmet Ali Neyzi, “STFA’nın 75’inci yılını kutlarken hem dünyada, hem de Türkiye’de eğitim alanında yaşanan bu değişimin bir parçası olmanın ve dünyanın en büyük ücretsiz eğitim platformunu Türkçe’ye kazandırmanın gururunu yaşıyoruz” diyor ve platformu herkesin kullanması çağrısında bulunuyor.
Rakamlarla Khan Academy
* Türkçe’de şu ana kadar tam 500 bin kişi faydalandı
* Yaklaşık 1500 eğitim videosu Türkçeleştirildi
* Matematikten, organik kimyaya, basit toplamadan diferansiyel denklemlere, ilkokuldan üniversite seviyesine ya da okul müfredatından bağımsız olarak finanstan sanat tarihine kadar birçok farklı konuda 5 bin eğitim videosu bulunuyor.
* Amerika’da kadrolu 50 kişi çalışıyor.
* Merkezde aktif öğretmen sayısı 150 bin.
* Akademiyi kullanan aktif sınıf sayısı 30 bin
* Türkiye’de 2000 eğitim videosu bulunuyor.
* Türkiye’de çalışan sayısı 10
* Gönüllü tercümanlar 150
**
Z kuşağı üniversitesi
1972’de dershane ile yolculuğa başlayan, 1996’da okul ile devam eden Mef Eğitim Kurumları, şimdi üniversite ile yolculuğunu sürdürüyor. Bugüne kadar 200 binden fazla öğrenci yetiştiren kurumun patronu İbrahim Arıkan, 8 ayrı dalda kurduğu 24 şirketi arasında kuşkusuz en değer verdikleri eğitim kurumları oldu. Ofisini bile okulların içinde kuran Arıkan, şimdi yeni bir heyecan içinde. Mef Üniversitesi’nin kuruluş çalışmaları çok uzun sürdü. Okulu gibi üniversiteyi kurarken farklı bir eğitim kurumu oluşturma heyecanı ile araştırmalar yapan, yüzlerce öğrenci, akademisyen ve iş dünyası ile konuşan Arıkan, İTÜ’nün eski rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin’i de transfer ederek dilediği farklılığı da yakaladı.
Dünyada bazı liselerde ve üniversitelerin fakültelerinde uygulanan Flipped Classroom modeli ile dijital dünyanın gençlerine hitap etmeye hazırlanıyor. Ellerinden cep telefonu düşmeyen, tabletlerle yatıp kalkan bu kuşağı yakalamak için uzaktan eğitim temelli ama yüz yüze eğitimin de olduğu yeni kuşak öğrenme metodu ile gençleri bünyesine çekmeye çalışan üniversite bu yıl 500 öğrenci alacak.
Maslak’ta yapılan ilk basın toplantısında MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, bu modeli uygulayacak öğretim üyelerini bulmak için önce yurtdışında bazı yayın organlarına ilan verdi. Bu ilanlara 3 haftadoa 39 ülkeden 149 akademisyen başvurdu. Üniversite İngilizce eğitim verecek. İngilizce hazırlık sınıfının akademik kadrosunun tamamının anadili İngilizce olacak.
Rektör Prof. Dr. Şahin, Türkiye’de ilk kez uygulanacak model için heyecanlı, “Sadece Türkiye’de değil dünyada da ilk olacak aktif, etkileşimli ve yaratıcı bir sistem getiriyoruz. Dijital çağın gereklerine uygun bir sistemle öğrenciler nasıl, nerde ve ne zaman öğrenmek istiyorlarsa, o şekilde öğrenecekleri bir sistem kurguladık. Dünyanın dört bir yanından bu sistemle ders vermek isteyen akademisyenlerin ilgisini görmek doğru yolda olduğumuzu gösterdi” diyor.
Eğitim camiasına hayırlı olsun.
**
Prof. Dr. Ahmet Serpil
Onu ilk tanıdığımdan itibaren hep farklıydı. Heyecanlı, aktif, her daim espiriliydi. Yeditepe Üniversitesi’nin kurucu rektörü, Marmara Üniversitesi’nin eski öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Serpil’den söz ediyorum. Eğitimle ve özellikle yükseköğretimle ilgili bir şey olduğunda onu arar, fikirlerini alır, farklı düşünce tarzından çok yararlanırdım. Amansız hastalık onu yakaladığında işini hiç bırakmadı. Sabahları tedavisine gitti, sonrasında üniversiteye koştu. Çünkü o kampüs onun hayatı, yaşam kaynağıydı. Binlerce öğrenci yetiştirdi yetiştirmesine ama yüzlerce kişinin hayata bakışını da değiştirdi. Çok farklıydı, çok özeldi. Erken yaşta hayata veda etti. Yükseköğretime katacağı daha çok şey vardı. Söyleceyecek söz bulamıyorum. Onu çok özleyeceğiz.