Güncelleme Tarihi:
Avusturya’da ilköğretimin temel amacı; öğrencilere sosyal, duygusal, bilişsel ve fiziksel alanlarda temel ve dengeli bir eğitim vermektir. Toplumdaki temel değerler ise; ‘merhamet, dayanışma, hoşgörü, barış, adalet ve çevresel duyarlılık’ olarak belirtilmiş.
Japon öğretim programı ise üç bölümden oluşur: Akademik dersler, ahlak eğitimi ve özel etkinlikler. Okullarda ahlak eğitimi, sadece tek bir derste değil, tüm derslerde ve özel etkinliklerde konu ile ilişkilendirilerek verilmelidir. Avustralya devlet okulları öğrenmeyi destekleyen nitelikleri de içeren değerler öğretir. Aynı zamanda okullar öğrencilere siyasi ve sosyal meselelere ilişkin çeşitli toplumsal tutumların arkasındaki değerleri keşfetmeleri için fırsatlar sunar.
ZORUNLU KARAKTER EĞİTİMİ
Amerika Birleşik Devletleri ise karakter eğitimi konusunda öne çıkar. Eğitim programlarına dahil edilmesi bakımından ‘karakter eğitimi’ kavramı ilk olarak ABD’de ortaya çıkmıştır. Yasa koyucular tarafından belirlenen gereksinimleri karşılamak için çeşitli programlar oluşturulsa da okul bölgelerine kendi karakter eğitimi programlarını oluşturmaları için özerklik verilmiştir. Saygı, sorumluluk, değer verme ve önemseme, adalet, güvenilirlik, vatandaşlık erdemi, ahlak, dürüstlük, empati, sosyal adalet, nezaket, anlayış, şefkat, hoşgörü, problem çözme becerisi, takım çalışması, çatışma çözme, paylaşım, iş birliği, insan hakları, kültürel farkındalık ve takdir etme gibi özellikler ‘iyi karakter’i tanımlayan özellikler olarak kabul edilir. ABD Eğitim Bakanlığı sosyal-duygusal öğrenme becerilerini de ‘iyi karakter’ tanımının ayrılmaz bir parçası olarak kabul eder. 2022 yılı itibariyle de 18 eyalet devlet okullarında karakter eğitimini zorunlu hale getirdi. 18 eyalet de okullarda karakter eğitimini teşvik eden mevzuatı yürürlüğe koymuştur. Geri kalan 14 eyalet de herhangi bir yasa olmaksızın karakter eğitimini desteklediğini duyurmuştur.
TÜRKİYE’DE KARAKTER EĞİTİMİ
Türk tarihinde karakter eğitimine baktığımızda, Türklerdeki ‘iyi karakter’ tanımlamalarını İslamiyet öncesi için ‘Alp insan’, klasik dönem için ‘gazi’ ve ‘veli insan’, bu yüzyıl için ‘yurttaş’ olarak sınıflandırıldığını görürüz. Cumhuriyet sonrası karakter eğitiminin Milli Eğitim anlayışımızdaki önemini ise ‘Milli Eğitim Temel Kanunu’nda açıkça görebiliyoruz. 1739 sayılı bu kanunda Tük Mili Eğitimi’nin genel amacı 2. Madde’de ‘Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek’ şeklinde açıklanmıştır.
TÜRKİYE’DE İHTİYAÇ ÇOK FAZLA
2016-2017 eğitim öğretim yılında başlatılan program geliştirme çalışmaları neticesinde değer ve değerler eğitimi, programların odağını oluşturur. Bu çerçevede ilköğretim ve ortaöğretimde bütün ders programlarının açıklamalar kısımlarında ‘değerlerimiz’ başlığına yer verilmiş; adalet, dostluk, dürüstlük, öz-denetim, sabır, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik ve yardımseverlik değerleri kazandırılması gereken kök değerler olarak saptanmıştır.
Karakter eğitimi konusunda öğretmen yetiştirme öğretim programlarımızda da 2018-2019 eğitim-öğretim yılında bir güncelleme gerçekleşmiştir. Buna göre öğretmen yetiştirme programlarında ‘Karakter ve Değer Eğitimi’ gibi seçmeli ders kategorisinde olan dersler, bazı programlarda zorunlu ders kategorisine geçirilmiştir.
Tüm bu gelişmelerle rağmen halen Türkiye’de ilköğretim düzeyinde öğrencilerin ahlaki gelişimlerini destekleyecek bütüncül olarak tüm okul kültürüne entegre olabilecek bir karakter eğitimi programı bulunmuyor. Sınıfta ahlaki konuların öğretmen tarafından anlatıldığı standart derslerden ziyade karakter eğitiminin okuldaki yönetici, öğretmen, öğrenci, personel ve veli dahil tüm paydaşları işe koşan bütüncül bir yaklaşım olduğunu düşündüğümüzde, Türkiye’de ilköğretim düzeyinde karakter eğitimine yönelik öğretim programlarına ihtiyaç duyulduğunu söyleyebiliriz.
SON YILLARDA ÇALIŞMALAR ARTTI
Türkiye’de karakter eğitimi alanında yapılan araştırmalar sınırlı sayıda olsa da son yıllarda bu alandaki çalışmalarda artış olduğunu gözlemliyoruz. Bu çalışmalardan biri de Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nde danışmanlığını yaptığım doktora tezi çalışmasıdır. Dünyada uygulanan karakter eğitimi programlarını inceleyip, uzman görüşleri alınarak Türkiye’de karakter eğitimi programlarının geliştirilmesine yönelik öneriler ortaya koymaya çalıştık. Hedef-kazanım, içerik, eğitim durumları ve değerlendirme olmak üzere tüm boyutlarıyla detaylı bir şekilde ele aldığımız bu programların, temel etik değerleri ve sosyal-duygusal öğrenme becerilerini öğrencilere kazandırmaya çalışan, yapılandırmacı yaklaşımla tasarlanmış, tüm okul topluluğunu kapsayan bütüncül programlar olduğunu gördük. Uzmanlar, merkezden hazırlanan bir programın temele alınıp okul temelli yaklaşımla okulların kendi karakter eğitimi programlarını oluşturmaları noktasında görüş bildirdiler. Merkezden hazırlanan tek bir programın tüm bölge ve okullarda etkili olamayacağını, her bölge ve okulun kendi ihtiyaçları ve beklentileri doğrultusunda karakter eğitimine ilişkin farklı hedefleri olabileceğini ifade ettiler. Ayrıca bu programların Türkiye için örnek teşkil edebileceğini fakat Türkiye’deki mevcut sorunlar doğrultusunda yeni konu alanlarının eklenmesinin uygun olacağı önerisinde bulundular. Ülkemizde son yıllarda eğitimin karakter ve değer boyutunun tekrar öncelikli bir mesele olarak ele alınmaya başlandığını görüyoruz. Bu anlamda dünyadaki mevcut tecrübelerden yararlanılması son derece önemlidir. Dolayısıyla karakter eğitimi alanındaki araştırmalara ağırlık verilerek ülkemizde de bu programların hazırlanması noktasında ivedilikle çalışmaların başlatılması özellikle karakter gelişiminin yoğun olarak gerçekleştiği ilköğretim düzeyinde büyük önem arz ediyor.
PROF. DR. YAVUZ ERİŞEN KİMDİR?
1992 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalında lisans eğitimini birincilikle tamamladı ve aynı yıl Teknik Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde araştırma görevlisi olarak akademik hayatına başladı.
1993-94 yılları arasında İngiltere’de eğitim bilimleri alanında araştırmacı olarak görev yaptı. 1997 yılında Ankara Üniversitesi, Program Geliştirme Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimini; 2001 yılında aynı Üniversite ve anabilim dalında doktorasını tamamladı.
2001-2005 yılları arasında Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde doktor öğretim görevlisi, 2005-2006 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Okulöncesi Öğretmenliği Anabilim Dalında Yrd. Doç. Dr olarak çalıştı. 2007-2013 yılları arası Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde görev yaptı. Bu süreçte Dekan yardımcılığı, bölüm başkan yardımcılıkları, anabilim dalı başkanlığı, pedagojik formasyon koordinatörlüğü, yurtdışından öğrenci seçme ve yerleştirme birim koordinatörlüğü, Milli Prodüktivite Merkezi temsilciliği, stratejik planlama kurul üyeliği gibi akademik ve idari görevlerde bulundu.
2013 Eylül ayında Yıldız Teknik Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri, Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalında Doçent Dr. olarak görevine başladı, 2015-16 arasında fakültenin dekan yardımcılığı görevini yapmıştır. 2016 Temmuz ayında üniversitenin Genel Sekreterliği görevine atandı, Kasım 2017 sonuna kadar bu görevi sürdürdü. 2017 Ağustos ayında Prof. Dr. unvanını aldı. 2017 Aralık-2020 Ağustos döneminde Rektör danışmanı olarak çalıştı. Halen Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı ve Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Başkanı olarak görevine devam ediyor.