Güncelleme Tarihi:
"4 YIL ÖNCE 35 BİN CİVARINDA OLAN ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYIMIZ BUGÜN 110 BİN"
İmalat ihracatının yanı sıra hizmet ihracatının da büyük bir genişleme gösterdiğini söyleyen Dr. Mustafa Aydın, şöyle konuştu:
"2023 Türkiye hedeflerinde 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefleniyor. Bu ihracatın ciddi bir kısmı hizmet ihracatı. Bunların başında da eğlence sektörü, bilişim sektörü, eğitim sektörü gibi alanlar önemli bir kalem arz ediyor. Türkiye’deki eğitim sistemini dünya pazarlarına açarak, bu kanalla uluslararası öğrencileri ülkemize getirerek elde ettiğimiz bu ihracat kalemiyle döviz girdilerine katkı sağlıyoruz. Şu anda dünyada 5 milyon uluslararası öğrenci var. Dağılıma baktığımız zaman bunların 750 bini Amerika’da, 500 bini İngiltere’de, 400’er bini Fransa ve Almanya’da, 250 bin Avustralya, 150’şer bin civarında Çin ve Japonya, 100 bin civarında Malezya’da var. Malezya bu konuda son yıllarda büyük bir atak yaptı. Türkiye de şu anda 110 bin uluslararası öğrenci sayısıyla dünyanın ilk 10’u içerisinde yer alıyor. Bu çok önemli bir rakam çünkü henüz daha 4 yıl önce bu rakam 35 bin civarındaydı. 35 binli rakamlardan DEİK bünyesinde kurulan Eğitim Ekonomisi İş Konseyi kanalıyla bugün dünyanın her tarafında yaptığımız etkinlikler sayesinde Türk yüksek öğretimini ve Türk üniversitelerini tanıtarak ve tabii ki Türk üniversitelerinin de kalitelerini sürekli artırmasıyla her geçen gün bu sayı yükseliyor. Ama yine de yeterli değil, hedefimiz uluslararası öğrenci sayısında dünyanın ilk 5’i arasına girmek."
"ULUSLARARASI ÖĞRENCİNİN BIRAKTIĞI DÖVİZ YILLIK 40 BİN DOLAR"
"Bugün uluslararası bir öğrencinin bulunduğu ülkeye bıraktığı döviz miktarı ortalama yıllık 40 bin dolar" diyen Aydın, 40 bin dolarlık ödemeyle dünyadaki 5 milyon uluslararası öğrencinin ekonomide toplamda 200 milyar dolarlık bir paya sahip olduğunu söyledi. 2020’li yıllara geldiğimizde dünyadaki uluslararası öğrenci sayısının 7 milyonu bulmasının beklendiğini söyleyen Aydın şöyle devam etti:
"Türkiye de uluslararası öğrenci pazarından kendine hak ettiği bir payı almak için çalışmalarını sürdürüyor. Ülke ekonomisine maddi olarak katkısı var. Öğrenci bulunduğu üniversiteye 40 bin dolar ödemiyor ki. Üniversiteye örneğin 15 bin dolar ödüyor. Geriye kalanını ise; emlak, perakende, eğlence, turizm, sağlık sektörlerine ödüyor. Dolayısıyla para sektöre akıyor. Ayrıca öğrenciler kanalıyla da bunların aileleri belirli dönemlerde ülkeyi ziyarete geliyorlar, turizm, hava yolu gibi sektörleri canlandırıyorlar. Uluslararası öğrencinin o ülkede bulunması farklı farklı sektörlere doğrudan pozitif yönde etki yapıyor."
"2023 HEDEFİ: 250 BİN ULUSLARARASI ÖĞENCİ"
Türkiye’nin uluslararası öğrenci sayısında 2023 hedefinin 250 bin olduğunu söyleyen Aydın, hızlı büyümeyi göz önüne alarak bu rakama 2020’li yıllarda bile ulaşılabileceğini söyledi. "Coğrafyamızdaki bir takım siyasi olaylar da Türkiye’deki uluslararası öğrenci sayısının artmasına etki etti" diyen Aydın şunları söyledi:
"Coğrafyamızdaki ülkelerde süren savaşlardan dolayı bu bölgelerdeki öğrenciler eğitim arayışlarına girdiler ve kendilerine en yakın ülke olarak Türkiye’yi gördüler."
"DÜNYANIN EN İYİ İLK 500 ÜNİVERSİTESİ ARASINDA 15 TÜRK ÜNİVERSİTESİ VAR"
Dünyanın en iyi ilk 500 üniversitesi arasında düne kadar 1-2 tane Türk üniversitesi varken günümüzde bu rakamın 15’lere kadar çıktığını söyleyen Aydın şöyle devam etti:
"Eğitimin kalitesinin artması, Türk üniversitelerinin kalitelerini artırarak dünyayla rekabet edebilir duruma gelmesi, Türk üniversitelerinin dünyanın değişik platformlarında farklı etkinlikler yapıyor olması ve Türkiye’nin hem coğrafi olarak, hem stratejik olarak, hem ekonomik olarak, hem tarihi ve kültürel olarak hem de bulunmuş olduğu coğrafi konum sayesinde son dönemlerde Eğitim Ekonomisi İş Konseyinin öncülüğünde yapılan çalışmalar sonucunda bir akım meydana geldi ve şu anda 110 bin civarında uluslararası öğrenci Türkiye’de eğitim görüyor."
Uluslararası öğrenci pazarındaki pozitif etkinin sadece ekonomik yönde olmadığını söyleyen Aydın sözlerini şöyle noktaladı:
"İkinci önemli faktör de işin sadece ekonomik boyutunun olmaması. Bu öğrenciler yarın okulları bittiğinde her biri kendi ülkelerine bu ülkenin fahri büyükelçileri olarak dönüyorlar. Yani diaspora dediğimiz, lobi dediğimiz faaliyetler. Gittikleri ülkelerde Türkiye’nin imajının doğru ve dürüst anlatılması yönünde aslında kendileri bizim çok önemli kültür elçileridir. Bu anlamda da Türkiye’nin çok ciddi bir kazancı olmuş oluyor. Üçüncü önemli konu da, bu ülkelerde çok ciddi Türk yatırımcılarımız var. Türk iş adamları bu ülkelerde farklı sektörlerde yatırımlar yapıyorlar. Oralara gittikleri zaman Türkiye’de eğitim görmüş, çeşitli mesleklerin sahibi olmuş olan insanları hazır insan kaynağı olarak istihdam edecekler. Hem Türkçeyi biliyor, hem Türk kültürünü biliyor hem o ülkenin yerlisi. Bu anlamda da yurtdışındaki Türk yatırımcısının yatırımlarını çok daha sağlıklı, çok daha başarılı yapmasında önemli rol oynuyorlar. Ya da örneğin o giden öğrenciler kendi ülkelerinde bakan, müsteşar, genel müdür oluyorlar, yüksek mevkilere geliyorlar. Sonuç itibariyle uluslararası öğrencilerin eğitim ekonomisine çok farklı parametrelerde pozitif etkileri oluyor. Bizler de Türkiye’de şu anda 110 bin civarında olan uluslararası öğrenci sayısını her geçen gün bu çalışmalarla daha yukarılara çıkarmaya devam edeceğiz."