Güncelleme Tarihi:
Dünya Bankası (World Bank), küresel çapta etkisini gösteren virüs salgı ile ilgili olarak eğitim alanındaki gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyor. İnternet sayfasında önümüzdeki birkaç haftanın kuzey yarımkürede okul yılının başlangıcını işaret ettiğine vurgu yapan bir yazıya yer veren Dünya Bankası, küresel çapta okul kapatma verilerine göre uzman görüşlerini paylaştı. Dünya Bankası izleme araçlarına göre, neredeyse yarısı Avrupa ve Orta Asya'da bulunan 67 ülke okullarını yeniden açtı. Birçok ülkede de okullar açılmak için Eylül ayını bekliyor. Bu yıl, öğrencilerin ve öğretmenlerin koronavirüs salgınına karşı güvende olması hükümetlerin en büyük önceliği olarak kabul ediliyor.
Araştırma sonuçları; ülkelerin yüzde 95'inden fazlasının okulların yeniden açılmasını planladığını ve bu nedenle enfeksiyon artışlarını önlemek için karar ve müdahaleleri hızlandıklarını gösteriyor. Bu önlemler arasında, örneğin Fransa ve Uruguay’da sınıfların aşamalı olarak okullara dönmesi gibi kararlar bulunuyor. Daha küçük sınıfların (ana ve ilköğretim) eksikliklerini kapatmak için ise örneğin İskoçya’da ek öğretmenler işe alınıyor.
Araştırmaya göre, Almanya’da eğitim-öğretim hayatı İtalya ve İspanya’dan farklı olarak şaşırtıcı katılımla hızlı ve tam önlemli olarak başladı. Danimarka, Finlandiya, Kore, Singapur, Tayland ve Tunus’ta da eğitim-öğretim hayatı ateş kontrolleri ve sosyal mesafe önlemleriyle diğer ülkelere göre erken başladı. ABD, Kanada, İngiltere ve Brezilya gibi çok az ülke, okulların açılıp açılmama kararını eyaletlere, illere ya da ilçelere bırakıyor.
GÜVENLİK DENGESİ BULUNMALI
Dünya Bankası, yazısında, öğrenme ve güvenlik arasında bir denge bulmanın ülkeler için zor olduğuna dikkat çekiyor. Buna göre bazı ülkeler okul yılına yalnızca uzaktan eğitimle başlarken bazıları da yüz yüze öğrenmeye ek olarak uzaktan eğitime başvurma yolunu seçiyor. Örneğin, Meksika'daki öğrenciler 2020-2021 yılı derslerini TV ve radyo yayınları aracılığıyla almaya başlayacaklar. ABD eyaletleri olan Atlanta, Houston, Miami ve Washington DC gibi okul bölgelerinde, 2020-2021'in ilk dönemi için çevrimiçi öğrenmenin özel olarak kullanılacağı duyuruldu. Panama’da ise eğitim, TV, radyo, basılı ve online kaynakların entegrasyonuyla temmuz ayında başladı.
OKULLARIN AÇILMASINDA TARAFLARIN ROLÜ ÖNEMLİ
Okulları yeniden açma kararının eğitim paydaşlarınca farklı algılandığının altının çizildiği Dünya Bankası araştırma yazısında, genellikle politika yapıcıların, okul idarecilerinin, ebeveynlerin ve öğretmenlerin kaybedilen fırsatlar ve yönetilen riskler hakkında birbiriyle çelişebildiği vurgulanıyor. Buna göre pandemi süreci; çocukların sağlığı, huzur ortamı ve öğrenme kayıpları üzerindeki uzun vadeli sonuçlarının belirsizliğinin yanı sıra dezavantajlı öğrencilerin maruz kaldığı eşitsizliklerin artmasına da neden oluyor. Dolayısıyla hem çocukların sağlığı hem de toplumun sağlığı, eğitim paydaşlarının tartışmasının en önemli noktası haline geliyor. Bu nedenle politika üreticilerinin öğretmenler, ebeveynler, öğrenciler ve sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı görüşmeler sonucunda alınan kararlar, ülke ya da bölgeye özgü olmalı sonucuna varılıyor.
ÖĞRENİMİN NASIL VERİLDİĞİ DEĞİL KALİTESİ ESASTIR
Dünya Bankası eğitim araştırmacılarının altını çizdiği bir diğer nokta ise eğitim-öğrenimin bu süreçte kalitesini koruyabilme sorunu. Okul kapanışlarının öğrenme üzerindeki olumsuz etkisini telafi etmek için 160'tan fazla ülke Mart 2020'nin sonuna kadar uzaktan eğitime geçti. Önümüzdeki haftalarda, yeni bir okul yılı başlarken bu ülkelerin birçoğu ya özel olarak ya da daha küçük sınıflarda, fiziksel etkileşimi azaltmak için tamamlayıcı bir önlem olarak bu yönteme devam etmeyi planlıyor. Bununla birlikte, küresel çapta tanıklık edildi ki uzaktan eğitim uygulamalarında dezavantajlı çocuklara ulaşmada birçok zorluk yaşanıyor. Bu nedenle, erişim ve kalite açısından öğrenim eşitsizliklerinin olması mümkün. Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Enstitüsü ve Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) bugün dünya genelinde okulları kapalı olan öğrencilerin yüzde 40'ının internet erişiminin olmadığını tahmin ediyor.
Bu eğitim boşluklarını gidermek için çoğu ülke yüksek teknolojili ya da düşük teknolojili modelleri, ek olarak geleneksel kağıt basımı yayımları içeren çok yönlü yaklaşımlar tercih ediyor. Erişilebilirliği artırmak için bazı hükümetler dijital cihazlar dağıtıyor ve internet altyapılarını iyileştiriyor. Örneğin, Hırvatistan’da telekomünikasyon sağlayıcıları düşük gelirli öğrencilerin SIM kartlarına ücretsiz internet erişimi sağladı. Benzer şekilde, Kazakistan, "Bilim" tarifesi kampanyası ile 380 yerel eğitim platformuna sınırsız erişim imkanı tanıdı.
KATILIM, SAĞLIK VE GÜVENLİK
Eğitim uzmanlarının dünya eğitim politikaları açısından üç olmazsa olmaz kuralı var: Öğrencilerin katılımı, öğretmenlerin sağlıklı olması ve toplulukların güvenliğini sağlamak. Bu nedenle Dünya Bankası eğitim uzmanları, çocuklara ek olarak, öğretmenleri ve okul personelinin sağlık güvenliğini destekleyen önlemler alınması konusunda uyarıyor.
ÖĞRENME SÜREKLİLİĞİ ESNEK OLMALI
Küresel çapta eğitimle ilgili tartışma ve çalışmalar ilerlerken bir milyardan fazla öğrenci (dünyadaki öğrencilerin yaklaşık üçte ikisi), okullarına halen geri dönebilecek koşullara sahip değil. Öğrencilerin okula devam edememesinin, ülkelerdeki insan yatırımına zarar verdiğine işaret eden Dünya Bankası tahminlerine göre, bugüne kadar okulların kapanması, öğrenim kalitesi açısından 0,6 yıllık eğitim kaybına neden olabilir. Bu da tüm dünya çocuklarının okul yaşamları boyunca aldıkları temel eğitim sürelerini 7,9 yıldan 7,3 yıla düşürerek gelecekte milyarlarca dolar zarara neden olabilir. Dünya Bankası uzmanlarına göre, dünyanın dört bir yanındaki öğrenciler için kovid-19 salgını, öğrenme şekillerini ve öğrenim mekanlarını değiştirdi. Esneklik, okulların yeniden açılmasıyla birlikte başvurulacak temel bir strateji olarak görünüyor: Temkinli açılan okullar, yeniden ortaya çıkacak hastalık yayılımıyla tekrar kapanmaya hazır olmalı. Geleneksel eğitim sistemine alışık olan ülkelerdeki eğitim hayatı için bu kolay değil. Ancak, eğitimde güvenlik ve öğrenmeyi dengelemek için en etkili yaklaşım, yüz yüze ve uzaktan eğitimi birleştirerek birlikte gerçekleşen bir eğitime uyum sağlamak olarak ortaya konuluyor.