Güncelleme Tarihi:
İZEV’in dünyaca ünlü 12 tablonun yüzlerine down sendromlu gençlerin yüzlerinin yerleştirildiği Sanat ve Biz projesi sergilenmeye devam ediyor. Projenin son durağı Nişantaşı Üniversitesi oldu. Gençlerin yoğun ilgisiyle karşılaşan down sendromlu gençler, Nişantaşı Üniversitesi öğrencileriyle sohbet etti, fotoğraf çektirdi. Sergide konuşan Nişantaşı Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülseren Yücel, "Bu serginin amacı dünyaya 1 kromozom farkla gelen çocuklara dikkat çekmek. Onların da hayatta var olduklarını, bizim gibi olduklarını hissettirmek. Onlara karşı daha duyarlı davranılmasını ve ayrıca daha fazla sosyal olması amacıyla gerçekleştirilmiş bir proje. İZEV Vakfı bize geldiği zaman bu projeye seve seve yer vereceğimizi, bundan sonra da bizimle birlikte ne yapmak istiyorlarsa her zaman yanlarında olacağımızı söyledik. Şu anda tablolar sergileniyor, down sendromlu çocuklarımız defterleri imzalayıp öğrencilere veriyorlar, sohbet ediyorlar, fotoğraflar çekiliyor. Sanırım sergi işlevini yerine getirdi" diye konuştu.
BİZE HAYATINIZDA, KALBİNİZDE YER AÇIN
İZEV Genel Koordinatörü Merve Kılıç da şunları söyledi:
"Biz 20 milyon kişiye zihinsel engelli olarak tanımlanan bu farklı bireylerin sosyalleşmesi için bir mesaj vermek amacıyla yola çıktık. Bu onuncu sergimiz. Alışveriş merkezlerini, üniversiteleri, insan popülasyonunun yoğun olduğu her yeri geziyoruz. Farklı bireyler olarak tanımladığımız gençler de alanda bizlerle birlikteler. Aslında projenin koordinatörleri onlar. Şu an benim yaptığım anlatıyı onlar kendileri üstlenerek anlatıyorlar. Bir misyon edindiler. İnsanlara sadece farklı olduklarını, herkes gibi özel hayatları olduğunu, yetenekleri bulunduğunu, profesyonelleşebileceklerini söylüyorlar. Biz de onların yetişemediği yerlerde onlara destek oluyoruz. Zaten 30 yıldır alanda hizmet veren bir vakıfız. Bu projeyle de İstanbul’dan başlayarak çeşitli illerde, her kesimden insana ulaşıp onlar hakkındaki önyargıları kırmaları için mesajlar iletiyoruz.
Örneğin Mona Lisa’nın yüzüne biz 54 yaşında bir down sendromluyu yerleştirdik. Biz Leonardo Da Vinci bugün yaşasaydı bir down sendromluyu da resmedebileceğine inanıyoruz. İnsanlara da biz sadece farklı bireyleriz, bize hayatınızda kalbinizde yer açın birbirimize dokunmamıza izin verin diyoruz. İnsanlar eserlere ilk önce bir değişiklik var diye yaklaşıp sonra ’Çok güzel olmuş, nasıl yaptınız?’ diyorlar."