Güncelleme Tarihi:
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabı 1930 yılında yayınlanmış bir eserdir. Kitap daha sonra 1967 yılında bir kez uyarlanmıştır. Kurgu türünde yazılmış olan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabı yazarın en beğenilen kitaplarından birisidir. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabı bir otobiyografik romandır. Bu kitap ilk kez Resimli Ay adlı yayın ei tarafından yazılmıştır.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitabı Konusu ve Anafikri
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabının konusu 15 yaşındaki bir gencin kemik veremi hastalığa yakalanması sonucu hayata tutunma çabasını anlatır. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabının ana fikri insanoğlu kendisine verilen öğütleri her zaman ciddiye almalı ve o öğütlere uymalıdır. Aksi takdirde üzülen taraf olur..
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Kitabını Kim Yazmıştır?
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kitabının yazarı ünlü Türk yazar Peyami Safa'dır.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Özet
15 yaşında bir çocuk, küçük yaşlardan itibaren dizinde bulunan ve henüz tam olarak teşhis edilemeyen bir hastalığın pençesindedir. Bu hastalıktan dolayı da oldukça fazla sıkıntı çekmektedir. Akranları sürekli olarak oyun oynarken onun hayatının büyük çoğunluğu hastanelerde geçmektedir. Yapılan son doktor kontrollerinden sonra çocuğun dizindeki hastalığın bir kemik veremi olduğu kanısına varılmıştır. Bu hastalık oldukça zor bir hastalık olduğundan dolayı, sonunda bacağından dahi olabilmektedir.
Hastalığın tedavisi olarak doktorlar, iyi beslenmenin, stresten uzak bir yaşam sürmenin önemli olduğunu söyler. Çocuk hastaneden çıktıktan sonra bu kötü haberi annesine nasıl vereceğini düşünür. Eve dahi gitmek istemez ve oldukça üzgündür. Fakat başka da gidecek bir yeri bulunmamaktadır. Eve gider fakat bu sefer de annesine hiçbir türlü bütün bu olanları anlatamaz. Doktorların söylemiş olduğu rahat yaşam sürmesi gerektiği, çocuk için tamamen terstir. Çünkü ailesinin maddi durumu oldukça kötüdür. Bundan dolayı çocuğun çalışması gerekmektedir.
Erenköy'de bulunan uzaktan akrabası çocuğun hastalığını öğrenir ve yanına köşke alır. Paşanın yanında çalışan çocuk köşkte ise paşanın kızı olan Nüzhet'e aşık olur. Bu aşk karşılıksız değildir. Nüzhet'te çocuktan etkilenir. Fakat Nüzhet'i başka biri istemektedir. Dr. Ragıp Paşa'ya kızına talip olduğunu söyler. Fakat Ragıp tam 35 yaşındadır. Bundan dolayı ailesi kızı verip vermeme konusunda kararsız kalmıştır. Paşa kesinlikle kızının bu doktorla evlenmesini istemez fakat paşanın eşi de tersi bir şekilde evlenmesi gerektiğini düşünür.
Paşa'nın karısı Nüzhet ile çocuğun birbirini sevdiğini görür. Kızını çocuktan ayırmak için ise çocuğa yalan söyler. Kızının aslında bulaşıcı bir mikrobik hastalık olduğunu bundan dolayı kendisinin de eğer hasta olmasını istemiyorsa kızından uzak durması gerektiğini söylemiştir. Çocuk bunu duyduktan sonra o gece köşkten ayrılmak ister. Fakat o anda da çocuğun annesi köşke gelir. Bundan dolayı köşkten ayrılma düşüncesi 1 hafta uzar. Tam o anda da doktor Ragıp'ın ailesi köşke gelir.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Karakterleri
- Nüzhet
- Paşa
- Çocuk
- Yenge
- Nurefşan
- Doktor Ragıp
- Doktor Mithat
- Operatör