Doğu ve Güneydoğu’nun ‘altın çocukları’

Kiminin ayrı bir çalışma odası bile yok, kimi annesini düşünerek sınavlara hazırlanıyor. Bazıları tıp okuyup insanlara yardım etmek, bazıları da hukuk eğitimi alıp çevresine adalet getirmek istiyor. Bunun için de bütün imkânsızlıklara rağmen sürekli ders çalışıp TEOG sınavlarına hazırlanıyorlar. Onlar Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin zorlu koşullarında okuyan ve birinci dönem TEOG sınavlarında yüksek puan alarak herkesin hayranlığını kazanan ortaokul son sınıf öğrencileri. İçinde bulundukları koşulların dışındaki ortak noktaları ‘çok çalışmak’ olan bu çocukların sınavdaki rakiplerine önerileri ise, “Dersi derste dinlemek ve pes etmemek.”

Hakkari’de köy okulu öğrencisiyim. Beş kişilik bir aileyiz. Annem ev hanımı, babam bulduğu her işi yapıyor. Sınav sürecinde kendim için uygun ders ortamı yaratmaya çalışıyorum. Kendime ait odam yok, kardeşlerimle aynı odayı paylaşıyoruz. Onlar da küçük olduğu için gürültü olabiliyor. Kitap sıkıntısı yaşıyorum bazen. Devlet tarafından çocuklar için ödenen para yardımından faydalanıyoruz. Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı’nı (PYBS) kazandığım için burs alıyorum ama o parayı da aileme veriyorum. Annem şeker ve tansiyon hastası, sınava hazırlandığım dönemde kardeşim havale geçirdi. Babamın da çalışmadığı zamanlar oldu. Bu nedenle boş zamanlarımda annem ve kardeşimle ilgileniyordum. Bu ortamda sınava hazırlandım. Aileme bakmak için iyi bir meslek sahibi olmam gerektiğini düşünüyorum. Ailem ve ben buna inandık, sınavda bütün sorulara doğru cevap verdim. TEOG’a çalışırken eksik olduğum konulara yöneliyorum. Dersi derste dinliyorum. Evde test çözüp, konu tekrarı yapıyorum. Okulda hafta sonu açılan kurslara gidiyorum. Okul dışında günde 1-1.5 saat ders çalışıyorum. Günde 50-100 soru çözüyorum. İkinci sınav için de düzenli çalışıyorum. Kendime güveniyorum. İleride tıp okumak istiyorum. Adaylar dersi derste anlamalı, usanmadan pes etmeden çalışmalılar.

Tunceli Çemişgezek İstiklal Ortaokulu’na gidiyorum. Birinci dönem TEOG sınavında bütün sorulara doğru cevap verdim. Bunu öğretmenlerimin sayesinde başardım. Onlar bana ihtiyacım olan kaynakları sağlıyor, anlamadığım konularda yardımcı oluyorlar. Çok çalışıyorum. Bazen geceleri saat 3.00’e kadar ders çalıştığım zamanlar oluyor. Çünkü gündüz okula gidiyorum, sonrasında etütlere katıldığım için vakit kalmıyor. Günde 350 soru çözüp, konu tekrarı yapıyorum. Annem ev hanımı, babam bir fırında çalışıyor. Kardeşim yok, kendime ait odam da yok. Derslerimi genellikle oturma odasında yapıyorum ve Galatasaray Lisesi’nde eğitim almak, psikiyatrist olmak istiyorum. Boş zamanlarımda arkadaşlarımla haftada bir gün gezmeye çıkıyorum. Sınav sırasında heyecan yapmamaya çalıştım ve verdiğim cevapları kontrol ettim. TEOG’a girecek arkadaşlarıma da, anlayarak ders çalışmalarını ve yapamadıkları soruları öğretmenlerine sormalarını öneriyorum.

Sınava hazırlık döneminde ailemle birlikte zor bir süreç yaşadık. Yedi kişilik bir aileyiz. Çıkan olaylar nedeniyle başka bir mahalledeki akrabamızın yanına taşındık 22 kişi aynı evde yaşıyoruz. Sokağa çıkma yasaklarında ben de evde ders çalışmaya odaklandım. Okul açıkken derslerden sonra etütlere kalıyorum, eve gidince 3-4 saat ders çalışıyorum. Telafi eğitimlerine düzenli katılamadım ama yoğun çalıştım. İleride hukuk okuyup, savcı olmak ve çevreme adalet getirmek istiyorum. Bunun için çok çalışmam gerektiğini biliyorum ve çalışıyorum. Sınav sırasında kendime güvendim, zor günleri aklıma getirmemeye çalıştım. Birinci dönem TEOG’da 112 net yaptım. Adaylara da bunları tavsiye ediyorum.

Son zamanlarda ilçemizde yaşanan olaylar beni olumsuz etkilese de sınavda başarılı olacağıma inandım. Birinci dönem TEOG sınavında 120 sorunun 114’ünü doğru yaptım. 10 kişilik bir aileyiz. Kendime ait küçük bir odam ve çalışma masam var. Öğretmenlerim sınav sürecinde bana moral verdi ve destek oldular. Sokağa çıkma yasakları olduğunda okulda işlediğimiz konulara evde devam ettim. Düzenli çalışmaya 7’nci sınıfın son döneminde başladım. 8’inci sınıfın başında derslere daha çok adapte olmaya çalıştım. Okuldan sonra günde 4-5 saat ders yapıyorum, 400 soru çözüyorum. Boş zamanlarımda mektup ve şiir yazıyorum, kitap okuyorum. Bu da Türkçe’de başarılı olmamı sağlıyor. Bir filmden aklımda kalan “Seni saraylarda yaşatacağım” sözünü anneme söylüyorum. Onun rahat etmesini istiyorum, bunun için de çalışıyorum. Beyin cerrahı olmak istiyorum.

Merkeze bağlı bir köy okulunda okuyorum. Sınavlara düzenli çalışıyorum. Derslerde aldığım notların dışında, öğretmenlerimin verdiği ek bilgileri evde tekrar, farklı biçimde not alıyorum. Dokuz kardeşiz, onların içinde üniversite okuyan ve mezun olanlar da olduğu için bu süreçte bana yardımcı oluyorlar. Tıpta ve mimarlıkta okuyan abim ve ablama burada olduklarında, öğrendiğim konuları anlatıyorum. Onlar da gerçekten anlayıp anlamadığımı kontrol ediyor. Annem Türkçe’yi çok iyi bilmiyor. Öğrendiğim konuları pekiştirmek için onunla Türkçe ve Kürkçe konuşuyoruz, konuları ona da özetliyorum. Deneme sınavlarında yanlış yaptığım soruları biriktirip öğretmenlerime soruyorum. Saat 8.30’da dersler başlıyor, 15.00’te bitiyor. Okulun kurslarına gidiyorum. Boş zamanlarımda kitap okuyorum, arkadaşlarımla top oynuyorum. Birinci dönem TEOG sınavlarında 115 doğru yaptım. Fen lisesine giderek hukuk eğitimi almak istiyorum. Arkadaşlarıma önerim pes etmesinler, yanlış yaptıklarında kendilerine kızmasınlar, dersi derste dinlesinler ve verimli notlar alsınlar.