Doğal afet eğitimi okul öncesinden başlamalı

Güncelleme Tarihi:

Doğal afet eğitimi okul öncesinden başlamalı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2023 11:16

Türkiye deprem, sel, kuraklık gibi pek çok doğal afetin sıklıkla yaşandığı bir ülke. Uzmanlar, 17 Ağustos Gölcük ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri gibi büyük felaketlerin doğal afetler konusundaki farkındalığı artırdığını ancak eğitim alanında bu konuda atılan adımların yeterli olmadığını söylüyor.

Haberin Devamı

17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin üzerinden 24 yıl geçti ancak ülkemizde doğal afet eğitimi hala olması gerektiği düzeyde değil. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde 2004 yılında açılan afet yönetimi programının ardından şu an 16 üniversitede aynı alanda eğitim veren lisans, 9 üniversitede yüksek lisans ve 2 üniversitede doktora programı bulunuyor. 3 binden fazla öğrenci bu alanda eğitim görüyor. Uzmanlar afetler konusundaki farkındalığın ve eğitimin daha alt kademelerde başlatılmasını öneriyor.

OKUL ÖNCESİNDEN BAŞLAMALI
6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerden çok ders aldığımızı söylen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu şöyle konuştu:
“Depremlerin ardından eğitim konusuna çok fazla değinilmedi daha çok akut şeylerle uğraşılıyor. Yıkılan okullar, altyapı sorunları gibi... Oysa afet yönetimi eğitimi anaokulundan itibaren herkese verilmeli. Biz de bu konuda İstanbul valiliğine bir girişimde bulunduk. İlkokul 4’üncü sınıf öğrencileri için yazılmış Kızılayla Güvenli Yaşamı Öğreniyorum kitabı var. Bunun basılıp bu eğitim ve öğretim yılında çocuklara dağıtılması için başvurduk. Çünkü ülkede afet yönetimi konusunda pedagojik oalarak uygun tek kitap bu.

Haberin Devamı

AFET TAKVİMİ YAPILMALI
Diğer yandan afet eğitimi yıl boyunca yapılmalı. ‘Aşırı yağış olduğu zaman sel olacak dikkat edin’ diyoruz ama nasıl dikkatli olacağını kimse bilmiyor. Olaya konuya bütün olarak bakmak lazım. Tek başına deprem değil, yangın çığ gibi doğal afetler konusunda da bilgilendirme lazım. Dolayısıyla bu eğitim yıla yayılmalı. ABD ya da Japonya’yı örnek alarak bir afet takvimi hazırlanmalı. Bazı afetler tüm yıl olabilir. Sonbaharda kuvvetli rüzgarlar başlıyor. Rüzgar fırtınası nedir, nasıl giyinmeli, hortum nedir gibi konular anlatılmalı. Kış gelince kar nedir, karlı soğuk havalarda nasıl davranmak gerektiği açıklanmalı. İlkbahara doğru yıldırım, sel gibi afetleri anlatmak gerek. Yaza doğru ise sıcak hava dalgaları, boğulma ve iklim değişikliği gibi konuları anlatmak gerekiyor. bunun için de ilgili kurumlar bir araya gelerek kaynak kitaplar yayınlamalı. Bu konuda çok geç kaldık. Türkiye’de bir şey olunca hemen ders koyalım diyorlar. Trafik, çevre dersleri gibi. Ama afet konusu müfredat çerçevesinde her dersin içinde işlenebilir.”

Haberin Devamı

KAPSAYICI BİR EĞİTİM SİSTEMİ ŞART
“Kırılma noktalarımız 17 Ağustos depremi sonrasında risk tabanlı bir planımızın olmadığını görmemizle başladı” diyen Ondokuz Mayıs Üniversitesi Afet Eğitim ve Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Doç. Dr. Afşin Ahmet Kaya da afet eğitiminin yükseköğretim ayağını şöyle değerlendirdi: “Afet yaşanmadan önce hazır mıyız, nelere ihtiyacımız var, neler yaşayacağız diye düşünememişiz. Sadece krizi yönetmeye odaklanmışız. Genel itibariyle kervan yolda düzülür diye ilerlemişiz. Ancak plan yapmaya ihtiyacımız varmış. 17 Ağustos’tan sora kurumsal olarak bir yapılanmaya girdik. AFAD’ın ardından YÖK de acil durum ve afet dönemi ile ilgili bölüm kurulmasına karar verildi. Ancak liseden başlayarak yükseköğretime hazırlayan kapsayıcı bir sistem kurulabilir bu alanda.

Haberin Devamı

EĞİTİM OLSA SORGULARDIK
Doğal afete dayanıklı bir toplum oluşturmak için eğitim çok önemli. YÖK’ün de bunun için ‘üniversiteleri kullanabilirim’ diye düşünmesi gerekiyor. Kayıpları çok olduğu için şimdi deprem çok konuşuluyor ama yakın zamanda iklim değişikliği en çok konuşulan konu olacak. Bizi doğrudan etkileyen sonuçlarla karşı karşıya kalacağız. 17 Ağustos 1999’dan 6 Şubat 2023’e kadar halkı bilinçlendirmiş olmamız gerekiyordu ama bu konuda başarılı olamadığımızı gördük. Bilinçlenmiş olsaydık oturduğumuz binanın depreme dayanıklılığını, fay hattına yakınlığını sorgulardık. Kaç kişi afet toplanma merkezinin yerini sordu ya da afet çantası hazırladı. Tüm bunlara baktığımızda afet eğitimiyle ilgili çok ileri seviyede olmadığımızı görüyoruz. Eğitim olsaydı sorgulardık çünkü.

Haberin Devamı

İSTANBUL DEPREMİ BÜYÜK BİR NÜFUSU ETKİLEYECEK
YÖK’ten beklentimiz özellikle Maraş depremi sonrasında üniversitelerin afet eğitimi ve benzer bölümlerin yaygınlaştırılması. Ayrıca üniversitelerin de kendi içinde arama kurtarma bölümleri kulüpleri oluşturması. Büyük İstanbul depremi sadece İstanbul’u değil büyük bir alanda büyük bir nüfusu etkileyecek. Burada kentsel dönüşümde neredeyiz, afet eğitimin de hangi aşamadayız takip etmeli, bu alanda çalışacak kişiler bölgeyi önceden bilmeli, Türkiye’yi afete dirençli hale getirmek için güçlü adımlar atılmalı.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!