Güncelleme Tarihi:
Divan kelimesini günlük yaşamımız içinde çok sık olarak duymaktayız fakat divan kelimesinin tam olarak ne anlama geldiğini bilmemekteyiz.
Divan Nedir?
Divan oldukça fazla insanın anlamını öğrenmek için internet üzerinden araştırma yapmakta olduğu kavramlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu doğrultuda divan nedir sorusunun yanıtı; Büyük meclis diğer tabiri ile yüksek düzeyde yer alan devlet adamlarının kurmuş olduğu büyük meclistir.
Osmanlı'da Divan Ne Zaman Kuruldu?
Osmanlı Devleti döneminde divan ne zaman kuruldu sorusu insanlarda en fazla merak uyandıran sorulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Yanıtı çok fazla merak edilen sorunun yanıtı ise Divan, Orhan Gazi döneminde kurulmuştur şeklinde olmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde padişahın sarayında toplanan ve günümüzdeki Bakanlar Kurulu gibi ülkenin son derece önemli işlerini gören, bunun beraberinde müracaat dilekçelerini de kabul ederek bir tür yüksek mahkeme görevi de gören bir kurum olma niteliği taşımaktadır.
Divan Ne İş Yapar?
Divan, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 15. yüzyıl ortalarından 17. yüzyılın yarısına kadar en önemli yüksek karar organı olarak faaliyet göstermiştir. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışına kadar olan sürede varlığını muhafaza etmiş olsa da 17. yüzyıldan sonraki dönemde yavaş yavaş mevcut durumdaki önemini yitirmiş ve 19. yüzyılda II. Mahmud'un teşkilat reformu ile kabine sistemine geçilerek Divan sembolik bir hale gelmiştir.
Rumeli beylerbeyi, Sadrazam, kubbealtı vezirleri, Rumeli ve Anadolu defterdarları, Rumeli ve Anadolu kazaskerleri, nişancı ve vezirlik rütbesine sahip konumda bulunan yeniçeri ağası ve kaptan-ı derya'da divanın asli üyeleri arasında yer bulunmaktaydı.
Divan, başlangıç aşamasında bir devlet dairesi olup, İran devlet geleneğinin de etkisiyle birlikte kurul şeklinde dönüşmüştür. Divan önemli devleti işlerinin görüşüldüğü bir ortam sunmakta idi. Divan dışında, toplanış alanına ve amacına göre farklı isimler almış durumdadır. Bu isimler:
- Ayak Divanı
At Divanı
- Galebe Divanı
- Ulufe Divanı
- Sefer Divanı
- İkindi Divanı
Divan, devletin ilk dönemlerinde devlet işleri ya doğrudan doğruya padişahlar tarafından veya sadrazamlar tarafından görülmekte idi. Osmanlı döneminde İstanbul'un alınmasının ardından, devlet işlerinin artması, bir divanın kurulmasına olan gereksinimi ortaya koymuştur.
Osmanlı Devleti döneminde merkez teşkilâtının önemli üç büyük temel etkenlerinden biri, Divan ve kalemleri olmuştur. Diva'da Osmanlı imparatorluğuna ait olan siyasi, idari, örfi, adli, askeri, şer’i ve mali işler, şikâyet ve davalar görüşülürdü. Bunun beraberinde ilgililer tarafından tetkik edilmesinin ardından, bir karara bağlanmakta idi.
Divan, kişiler hangi dil ve millete mensup durumda olursa olsun, her sınıftan olan halka, kadın erkek herke bireye açık durumda idi. Devletin idari, örfi ve siyasi nitelikteki işleri doğrudan doğruya; diğerleri, bir müracaat, bir itiraz yahut bir lüzum kapsamında tetkik edilmekteydi.
Ülkenin herhangi bir yerinde haksızlığa uğramış durumda olan, eziyete uğrayan yahut mahalli kadılar tarafından haklarında yanlış hüküm verilmiş olduğuna iddia edenler, vakıf mütevellilerinin haksız tutumlarına uğrayanlar, idari yahut askeri âmirlerden şikâyeti söz konusu durumda olan herkes ve diğer davacılar Divan'a başvuruda bulunurlardı.
Tüm davalar Divan'da tarafsızlıkla görülmekte idi. Tüm bunların yanı sıra harp ve sulh gibi kararlar Divan tarafından verildiği gibi, tüm önemli devlet işleri de burada müzakere edilmekteydi. Divan'da bitmek bilmeyen yahut padişaha arza ihtiyaç duyulmayan gerek resmi ve gerek kişisel işler, padişahın mutlak vekili olan veziriâzamın İkindi Divanında müzâkere edilerek karara bağlanmaktaydı.