Güncelleme Tarihi:
DUYGUSAL ZEKÂ YOKSUNLUĞU OLUMSUZ SONUÇLAR DOĞURABİLİR
Yıllar boyunca kişinin hayatta başarılı olmasının zekâ katsayısıyla doğru orantılı olduğuna inanıldığı için çeşitli zekâ testleri geliştirilerek akıl zekâsı (IQ) ölçümleri yapıldı. Ancak 2000’li yılların başında yapılan araştırmalar, akıl zekâsı yüksek bireylerin beklenildiği ölçüde hayat başarısı sağlayamadıkları ve sosyal hayatlarında öngörülen mutluluğu yakalayamadıklarını ortaya çıkardı. Duygu ve değerlerden ayrışmış bir akıl zekâsı sosyal bir varlık olan insanı hem kendine hem de yaşadığı topluma yabancılaştırdığı gibi olumsuz tutum ve davranışlar sergilemesine de sebep olabiliyor. 2000 yılında Dr. Daniel Goleman, yayınlamış olduğu psikoloji alanında çığır açan “Duygusal Zekâ: Neden EQ IQ’ dan Önemlidir” adlı kitabında duygusal zekâyı, ‘özbilinç, azim, dürtülerini frenleme, başkalarının duygularını paylaşabilme’ gibi özellikleri içeren bir zekâ olarak tanımladı. Araştırma bulgularına göre, duygusal zekâ yoksunluğu, kişinin aile yaşamından mesleki başarısına, toplumsal ilişkilerinden sağlık durumuna kadar birçok alanda istenmeyen sonuçlar doğurabiliyor. Ancak, Dr. Goleman’a göre, duygusal zekâ doğuştan gelen bir özellik değil. Çocukluktan itibaren karşılaşılan duygusal olaylar ve alınan duygusal dersler, yaşam boyunca bireyin davranış şeklini belirler. Akıl zekâsının büyük oranda kalıtımsal kodlarla belirlenmiş olmasına rağmen, duygusal zekânın eğitimle geliştirilebilir olması aslında sevindirici bir durum.
FARKLI KÜLTÜR VE DİLLERE İLGİLİ OLURLAR
Akademik becerilerin yanı sıra duygusal becerileri de kazandırmayı hedefleyen bir eğitim sisteminde, çocukların sorumluluk sahibi, hoşgörülü, esnek, işbirlikçi ve sosyal zekâları yüksek bireyler olmaları için kapsamlı duygusal eğitime de yer veriliyor. Böylesine aktif ve dinamik bir öğrenme ortamında öğrenciler duygu ve düşüncelerini açıklayabilmek için öncelikle iletişimin en temel aracı olarak dili kullanırlar. İster anadilde ister yabancı bir dilde olsun, dili yaşamla ilişkilendirip ona işlevsel bir boyut kazandırabilmek iletişimsel yetinin bir göstergesi. Bu nedenle dil, yalnızca dilbilgisi (gramer) boyutu olarak değil de dört temel beceriyle (dinleme, konuşma, okuma, yazma) birlikte sosyokültürel ve pragmatik unsurlar da göz ardı edilmeden öğretilmeli. Farklı kültürlere, dillere ve yaşam biçimlerine duyulan merak, hoşgörü ve empati ancak duygusal zekâsı yüksek insanlara özgü tutumları oluşturuyor. Bu nedenle farklı ifade şekillerini yabancı bir dil içerisinde öğrenip yaşama aktarma konusunda duygusal zekâsı yüksek çocukların daha fazla motivasyona sahip olduklarını söyleyebiliriz. Ayrıca günümüz çocukları arasında oldukça yaygın olan bilgisayar oyunları, video ve filmler, sosyal medya kullanımı gibi yabancı dile ihtiyaç duydukları mecralar bu motivasyonu artırıcı etkenler arasında sayılabilir.
ÖĞRENİM GERÇEK YAŞAMLA İLİŞKİLENDİRİLMELİ
Özellikle ülkemizde yabancı dil ediniminin istenilen düzeyde olamamasının altında yatan en önemli sebeplerden biri de ezbere dayalı ve yalnızca dilbilgisi kurallarının öğretildiği yöntemlerin kullanılması. Oysa gerçek yaşamla ilişkilendirilmeyen dilin iletişimsel işlevi ortadan kalkar. Bu nedenle yabancı dil öğretimini duygusal zekâyı da geliştirmeye yönelik yöntemlerle desteklemek, her iki yetinin de gelişmesi için çok daha verimli sonuçlar almamızı sağlar. Yabancı dil öğrenimini ve duygusal zekâyı geliştirmeye yönelik gerek sınıf ortamında gerek sınıf dışında bir dizi etkinlik ve uygulamalar önerilebilir. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
KİŞİSEL FARKINDALIK GELİŞTİRME
Duygu ve düşünceleri ifade eden kelimelerin seçilmesi ve bunlarla ilgili etkinlikler hazırlanması, rol yapma ve diyaloglar, okuma metinlerinde karakter analizi ve kişisel betimleme yapma çalışmaları. Paragraf ve kompozisyon yazdırma. Çocukların kendilerini ifade etmelerine olanak veren münazaralar düzenlenebilir.
ÖZ DÜZENLEME GELİŞİMİ
Görev tabanlı öğrenme, problem çözme, grup ve ikili çalışma etkinlikleri ile öğrencilerin belirli görevleri ve sorumlulukları yerine getirme (örneğin grup lideri görevi) ve işbirliği yapma becerileri geliştirilebilir. Bu tip görevler çocuklara anlamlı gerçek yaşam durumları sunarak problemlere diğer grup üyeleri ile işbirliği içinde pratik çözümler üretme becerilerini geliştirebilir.
MOTİVASYON ARTIRMA
Çocukların ilgisini çekebilecek, kişisel hedeflerine ve amaçlarına yönelik konuların seçilmesi içsel ve dışsal motivasyonu artırmada etkili olabilir. Ayrıca konuların kişiselleştirilerek kendilerine özgü ilgi alanlarını keşfetmelerini sağlayan uygulama ve etkinlikler düzenlenebilir.
EMPATİ GELİŞTİRME
Etik konuları ve kişisel zıtlıkları içeren tartışma ve münazaralar, rol yapma, hikâye ve metinlerde yer alan karakterlerin analizi gibi etkinlikler, çocukların başkalarını anlama ve empati kurma becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir.
SOSYAL BECERİLERİN GELİŞTİRİLMESİ
Yukarıda sayılan etkinliklerin yanı sıra, sunu yaptırma ve bu sunulara diğer öğrenciler tarafından geri besleme verdirme, öğrencilerin belirli konularda araştırma yapma ve bilgiyi paylaşma becerilerini geliştirici olabilir. Ayrıca, dilin belirli kalıplarını kullanmak zorunda kaldıkları, iş görüşmesi, alışveriş dili, telefon konuşması gibi gerçek yaşam söylemleri, sosyal becerilerin gelişimine katkı sağlayabilir.
PROF DR. KADRİYE DİLEK BACANAK KİMDİR?
Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini Selçuk Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamladı. Aynı bölümde öğretim görevlisi olarak bir süre çalıştıktan sonra Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller bölümü, İngiliz Dili Eğitimi alanında doktorasını yaptı. 2015 yılında yine aynı alanda Doçent, 2020 yılında Profesör unvanı aldı. 2010 yılından beri Gazi Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapıyor. Millî Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere Avrupa Birliği ve TÜBİTAK gibi kurumlarda proje yöneticiliği ve akademik danışman olarak görev aldı. İlgi alanları olan İngiliz kültürü ve edebiyatı, dilbilim, sosyodilbilim, söylem çözülmesi, yabancı dilde sözcük bilgisi eğitimi konularında yazılmış ulusal ve uluslararası makaleleri, kitap bölümleri ve çeşitli konferanslarda sunduğu bildirileri bulunuyor.