Güncelleme Tarihi:
Gelecekte eğitimin nasıl olacağı tam olarak bilinmese de tahmin edilebilir. Dün yüksek teknoloji olarak görülen ekipmanların bugün okullarda standart halini almasına şaşmamalı. Dokunmatik ekranlar, projektörler... Önümüzdeki 10-20 yıl içinde de bugün ileri teknoloji olarak nitelendirilen cihazlar sadece teknoloji enstitülerinde yer almayacak, eğitimin odak noktası haline gelecek. Dünyaca ünlü bilgisayar şirketi IBM’in araştırmalarına dayalı olarak bu yıl yaptığı ve eğitimde beklenen gelişmeleri özetleyen açıklamalara göre, gelecek 5 yılda IoT (Internet of Things - Şeylerin Interneti), giyilebilir teknolojiler, akıllı tahtalar, yüzeyler ve tüm diğer yeni teknolojiler baş döndürücü bir hızla gelişecek. Öğrenci sınıfa girdiği ya da okula online bağlandığı anda hem sınıf hem sistem onu en ayrıntılı özelliklerine kadar tanıyor olacak. Eğitim dünyası, ama özellikle de öğrenciler, herkesin uyması için zorlanan standart derslerden, konulardan ve dayatmalardan kurtulacak. Örneğin sınıf ,matematik sevmeyen öğrenciye daha eğlenceli uygulamalarla bezenmiş programlar sunacak. Eğitime damga vurması beklenen yeni trendler NMC Horizon Report 2014’te de madde madde anlatıldı. Bu raporda eğitim trendleri yakın, orta ve uzun olarak üçe ayrılıyor. Özellikle iki trendin önümüzdeki 5 yıl içinde karar verme süreçlerine damga vurması bekleniyor. Eğitim ve öğrenim pratiğinde çevrimiçi ile hibridişbirlikli eğitim ilerleyen yıllarda derslerin yapısına da etki edecek
Temel eğitime ‘gelecek’ ve ‘mühendislik’ dersi
Tabii bu gelişmelere bağlı olarak yeni meslek trendlerinin ortaya çıkması da kaçınılmaz. Uzmanlara göre önümüzdeki 5-10-15-20 yıl içinde adını bile duymadığımız meslekler doğacak. ‘Dikey çiftçi’, ‘organ imalatçısı’, ‘siber polis’, ‘soru bankası tasarımcılığı’ ya da ‘robotik sorunlar avukatlığı’ gibi meslek isimleri şimdi garip gelse de, tanışma dönemi çok da uzak değil. Peki bu durumun Türkiye’ye yansıması ne olur, aileler çocuklarını geleceğe nasıl hazırlamalı?
M-GEN Gelecek Planlama Merkezi Kurucusu, Fütürist Ufuk Tarhan’a göre, 5 sene içinde eğitimdeki yeni trendler bizim de gündemimizin parçası olacak. 10 yıl içinde de yaygınlaşacak. Tarhan, bu gecikmenin nedenini şöyle açıklıyor: “Çünkü yaygın kullanım için yazılım ve donanım da gerekiyor. Donanım ve yazılımın yaygınlaşmasına bağlı olarak 5 senede daha çok kullanmaya başlarız, 10 senede artık kitlesel kullanıma geçilir. Mesleklere gelince... İsimler fantastik ama artık bunlar daha reel... Her şey akıllanıyor, bir şeyler akıllanmaya başladıkça, onları hem üretecek, hem onların yapacaklarını tasarlayacak alanlar türeyecek. Limitsiz sayıda meslek tanımı türetebiliriz. Sadece sosyal medyanın gelişmesiyle bugüne kadar alışmadığımız çok fazla tür çıktı. Şu anda dünyanın eğitiminden sorumlu bir konuma gelsem ya da Milli Eğitim Bakanı olsam, müfredatı yeni baştan bir daha çalışırım. Temel ders kavramı değişmeli. Bir kere mühendislik artık kesin olarak temel eğitimin konusu olmalı. Mühendisliğin temel bilim olması gerekiyor. Örneğin psikolog da mühendislikten anlamalı ki, mühendis kafasıyla düşünebilsin. Sosyolojik açıdan da tarih gibi geleceğin de dersleri olması gerektiğini düşünüyorum. ‘Gelecek’ diye bir ders yok, herkesin bunu bilmesi gerekiyor ki aynı dili konuşabilelim. Kodlama, grafik tasarım, müzik tasarımcılığı şart. Eskiden nasıl ki müzik, resim gibi temel dersler vardı, şimdi bunların da olması gerekiyor, bu üçü şart.”
Sanal asistanınızla tanışın
Yakın gelecekte yaygınlaşması beklenen eğitim trendleri: 3D baskı: Sanal ortamda üç boyutlu tasarlanan bir nesnenin katı formda basılma işlemine 3 boyutlu baskı adı veriliyor. Her şeyin 3 boyutlu baskısını yapmak mümkün. Tıp öğrencileri için yapay organlar, mimarlar için yapıların küçültülmüş kopyaları… İlerleyen yıllarda ilkokul öğrencilerinin kendi 3 boyutlu yazıcıları olduğunu hayal etmek bilim kurgu değil. Arttırılmış gerçeklik: Eskiden hayat bilgisi derginde gezegenler soluk bir resim ve bolca yazyla anlatılıyordu. Şimdi çocuklar iki boyutlu gibi görünen bir kitap alıyor, tablet veya akıllı telefonlarla Satürn’ün halkalarını yanı başlarında görebiliyorlar. London City Üniversitesi Sağlık Bölümü öğrencileri okulun koridorlarına uyarıcı sağlık tabloları yerleştirdi. Bu tabloları tabletle görüntülemeye başladığınızda canlanıyor ve arttırılmış gerçeklik devreye giriyor.
Flipped Classroom: ‘Flipped Classroom’da öğrenciler sınıfa video-dersleri izleyerek geliyor. Sınıfta da bu bilgilerin pekiştirileceği, tartışılacağı ve çeşitli aktivitelerle kalıcı hale getirileceği çalışmalar yapılıyor. Video-sunumlar
hazırlanıyor, ipucu yarışmaları düzenleniyor, bilgisayar, tablet gibi ekipmanlar derslere entegre ediliyor. Oyunlaştırma: Her yıl milyonlarca insanın milyarlarca dolar harcadığı oyun sektörünün, eğitimin dışında bırakılması düşünülemez. Montclair University School of Business, ABD’nin New Jersey kentinde yer alıyor. İşletme öğrencileri Glo-Bus adı verilen online bir simulatör oyun üzerinden gerçek pazar ekonomisi koşulları altında birbirleriyle yarışıyor. Sadece üniversiteler için değil, henüz ilkokula yeni başlamış öğrenciler için halihazırda sayı saymayı, renkleri öğrenebilecekleri birçok uygulama mevcut. Oyunlaştırma gelecek 10 yılda öğretimde daha çok kullanılacağa benziyor. Giyilebilir teknoloji: Artık giyilen ya da takılan her şey teknolojiden nasibi alıyor. Örneğin saatler kalp ritmini ölçüyor, uyku ve fitness aktivitelerini izliyor. Bu yıl sınırlı sayıda satışa çıkan Google Glass video ve fotoğraf çekebiliyor. İnternete bağlanabiliyor. Sesli komut özelliğine sahip. 10 yıl sonra sıradan bir ortaokul öğrencisinin bu gözlüklerin daha gelişmişlerini kullandıklarını görebiliriz. Öğrenci bu gözlükle
not alabilir, öğretmeninin dersini görüntüleyip, daha sonra izleyebilir. Sanal asistanlar: Cambridge Üniversitesi, ‘Zoe’ adlı, insan yüzü gibi görünen bir sanal asistan geliştirdi. İnsan gibi konuşan ve görünen sanal asistan 7 bin İngiliz oyuncunun mimiklerinin kaydedilmesiyle ortaya çıkmış. Peki, sanal asistanlar eğitimde nasıl kullanılabilir? Örneğin okuldan eve dönen çocuğunuz takıldığı bir noktayı sanal asistanına sorabilir. Onunla birlikte projelerini
hazırlayabilir.
Ne olacak bu robotların hukuki hali!
Eğitimde yükselen trendler önümüzdeki yıllarda mesleklerin de değişmesine neden olacak. İşte teknolojinin devreye girmesiyle farklı bir boyuta taşınacak eğitimin sonucu olarak ortaya çıkması beklenen mesleklerden birkaçı... Yönetici menajerliği: Günümüzdekinden daha da üstün özelliklere sahip, yaratıcı insanlar olacak. Bu kişilerin en doğru işlerde olmalarını sağlayan, onları portföylerinde bulunduran menajerleri bulunacak. Tıpkı bugünün sektöründe dev dünya şirketlerinin tepe yöneticilerinin kariyer ajansları gibi. Bu hizmeti bireyler kendileri de satın alacak. Hot-line işletmeciliği: Teknik sorunları yerinde saptayıp onaran tamircilerin yerini, uzaktan onarım yapan akıllı yazılımlar ve üç boyutlu hologramlar alacak. Bugünün teknik servisleri bu şekle dönüşecek. Soru bankası tasarımcılığı: İnsanların kapasiteleri giderek artacağından, yeni şeyler sorabilmek zorlaşacak. Yenilikleri
tetikleyecek sorular sorabilmek ayrı bir uzmanlık alanına dönüşecek. Sektörel, tematik soru bankaları gelişecek. Duygu tasarımcılığı: Genetik ve nano teknolojilerin gelişmesi sonucu, yapılacak işe, yaşanılacak duruma uygun duyguların belirlenmesi ve sanal ortam uygulamalarının kurgulanması mümkün olabilecek. Gen terapistliği: Bu alan bozuk genlerin tespiti ve düzeltilmesiyle ilgilenecek. Hatta gen haritasına göre ileride bozulacak genleri önceden tespit edip, önlem alacak programlar geliştirecek. Robotik sorunlar avukatlığı: Robotların kullanımında karşılaşılan sorunların çözümünde, bunları üreten, satan, kullanan kişi ya da kurumların hak ve sorumlulukları alanında çalışan uzman avukatlar olacak. 5 duyu reklam tasarımcılığı: Yapay zeka ile koku almak, dokunuş hissetmek gibi duygular da uzaklara iletilebilecek. 5 duyuyu hissettirebilecek teknoloji ile sunulan reklam spotları hazırlanacak. Alternatif besin mühendisliği: Beslenme için gerekli maddelerin konsantre ve karma tabletlere, sıvılara dönüştürülmesiyle uğraşacaklar. Genetik ve nano teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanarak insanların beslenme ihtiyacına yanıt verecek alternatifler üzerinde çalışacak. Siber teknoloji mühendisliği: İnsansı robotik sistemler, yapay zeka ve bunların entegrasyonu üzerinde çalışacak kişiler olacak. Bilgi madenciliği: Sınırsız bilgi üretme, yayma kapasitesi nedeniyle insanların, “neyi bilmek, neyi bilmemek gerekli, bilgiler nasıl elenecek, asıl ve öncelikli olanlara nasıl erişeceğim?” sorularına yanıt vermeye yarayacak sistemlerle uğraşanlar olacak.