Güncelleme Tarihi:
Yükseköğretim Kurulunda (YÖK) 259. Üniversitelerarası Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. YÖK Başkanı Erol Özvar toplantıda yaptığı konuşmada devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarının kapatıldığını duyurdu. Özvar’ın açıklamalarında öne çıkanlar arasında Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) Logosu, istihdam odaklı bölümler, uluslararası öğrenci hareketliliği, Türkçe Öğretim Merkezlerine akreditasyon şartı ve yabancı dil öğretimi gibi konular da vardı.
İKİNCİ ÖĞRETİM PROGRAMLARININ KAPATILMASI
“Bu dönem üniversitelerimizdeki program kalitesini artırmaya yönelik belki de en önemli çalışmamız devlet üniversitelerimizdeki ikinci öğretim programlarının kapatılması oldu” diyen Özvar şunları söyledi; “Üniversitelerde bu yıl 1 milyonu aşan bir kontenjan oluştu. Kapasitemiz hızla artarken, ülkemizde yükseköğretime erişim talebi de güçlü şekilde devam ediyor. Bu talebe doğru politikalarla yanıt vermek, önceliklerimizden birisi. Bir taraftan istihdam odaklı yeni programlarla üniversitelerimize ilave kontenjanlar verilirken diğer taraftan da mimarlık, eczacılık, psikoloji, beslenme-diyetetik ve temel bilimlere özgü bazı programlarda piyasa beklentilerinin üzerinde mezuniyete yol açan kontenjanlarda ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda yeni düzenlemeler yapıldı. Öğretim elemanları sayısı, derslik ve benzeri kapasite dikkate alınarak düşürülme yoluna gidildi. Kaliteyi artırmaya yönelik en önemli çalışmalarımızdan biri devlet üniversitelerindeki ikinci öğretim programlarının kapatılmasıyken; vakıf üniversitelerinde, devlette olduğu gibi, ikinci öğretim programları yerine istihdama duyarlı ve geleceğin mesleklerine uygun programlara dönülmesi temin edilecek. Vakıf üniversitelerimizin de gelecek yıla yönelik planlamalarını buna göre yapmalarını bekliyoruz.
1 MİLYON KONTENJAN KORUNDU
Programlar dönüştürülürken devlet ve vakıf üniversitelerindeki toplam kontenjan korundu. Kapatılan programların kontenjanları açılan istihdam odaklı yeni programlara tanınarak yaklaşık bir milyon kontenjanın tamamı muhafaza edildi. Sonuç olarak geçen yıla göre toplam kontenjan sayısında herhangi bir düşüş olmadı.”
İSTİHDAM DENGESİNİ GÖZETİYORUZ
YÖK Başkanı Özvar, yükseköğretimdeki yeniliklere ilişkin konuşmasına şöyle devam etti;
İstihdamla bağı azalan programların kontenjanlarını kademeli olarak azaltıyoruz. Yükseköğretim Yürütme Kurulunca alınan karar doğrultusunda, gelecek akademik yıldan itibaren Çocuk Gelişimi, Felsefe, Sosyoloji, Tarih ve Türk Dili Edebiyatı açık öğretim programlarına “ikinci üniversite” kapsamında sadece 35 yaş üstündeki öğrenciler kayıt yaptırabilecek. Başta öğretmenlik mesleği olmak üzere ülkemizin istihdam dengesini gözeterek bu kararları alıyoruz. Nitekim, farklı ön lisans ve lisans programlarında öğrenim gören öğrencilerimizin, 35 yaş sınırı getirdiğimiz programlara ‘öğretmenliğe geçiş’ fırsatı yakalamak adına ‘ikinci üniversite’ kapsamında yoğun bir şekilde yöneldiklerini görüyoruz. Kararımız bu durumu kontrol altına almayı amaçlıyor.
TYÇ LOGOSUNUN AVANTAJLARI
Bu yıl ilk kez TYÇ Logosu, ‘Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nda yer alacak. Şu an 109 üniversitenin 898 programı TYÇ logosunu kullanma hakkına sahip. Bu logo yükseköğretim mezunlarına uluslararası bazı avantajlar getirmekte, mezunların diplomalarının yurt dışında daha hızlı tanınmasını mümkün kılmakta. Ayrıca, TYÇ Logosu yükseköğretim staj yeterliliklerinin ve yurt dışındaki öğrenim kazanımlarının karşılıklı olarak tanınmasında ve yatay ve dikey öğrenci hareketliliğinde kolaylık sağlamakta.
ULUSLARASILAŞMA STRATEJİ BELGESİ
Yükseköğretimde ‘Uluslararasılaşma Strateji Belgesi’nin hazırlık çalışmalarına başladık. Uluslararası öğrenci hareketliliğine yönelik güçlü bir mevzuat çalışması yapıyoruz. Bu çalışmanın bir kısmı kanunlarla bir kısmı yönetmeliklerle oluşturulacak. Bu düzenlemelerin ana esası üniversitelerimizin üretkenliklerini artırmanın yanı sıra, uluslararası öğrencilerin hak ve hukukunu korumak ve üniversitelerimizin küresel bir oyuncu olarak daha güçlü olmalarını sağlamaktır.
TÜRKÇE ÖĞRETİM MERKEZLERİNE AKREDİTASYON
Türkiye’nin uluslararasılaşma stratejisindeki başarısının, uluslararası öğrencilere Türkçenin dünya kalite standartlarında öğretilmesine bağlı. “TÖMER ve DİLMER gibi Türkçe öğretim merkezlerindeki Türkçe eğitim kalitesinin arttırılması amacıyla yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Yakın bir zamanda üniversitelerimizdeki Türkçe Öğretim Merkezlerine akreditasyon şartı getiriyoruz. Yabancı dil öğretiminde bütün programlara uluslararası standartlar getirilecek. Ayrıca önümüzdeki eğitim-öğretim döneminden başlamak üzere Yükseköğretim Kurulu tarafından “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversitelerle Bölgesel Toplantılar” planlanacak.