Ders mi sinema mı?

Banu Ünveren (Farkındalık Okulu Kurucusu, Meditasyon Koçu): ‘Sınavlara hazırlanmak’ dediğimiz dönemde beden çok değerli bir stres hormonu salgıladığı için bu fırsatın bolca ders çalışmayla değerlendirilmesini öneririm. Bu dönemde salgılanan hormon beynin daha iyi ve hızlı çalışmasını sağlıyor.

Enerjinin ilk önce sınavlara çalışmaya, daha sonra sırasıyla uyuma, nefes teknikleri, meditasyon, spor, müzik, arkadaşlarla sosyalleşme, gezme gibi aktivitelere ayrılması gerektiğini savunuyorum. Bu dönemde zaman ekonomisi yapmak isteyen öğrenciler de olabilir. Bunun için yeni bir önerim olacak: İmgeleme teknikleri.

İmgeleme teknikleri, bir olayın veya hayalinizin gerçekleştiğini hayal etme tekniği. Bilinçaltınız hayal ile gerçek arasında neredeyse ayrım yapamaz. Renkli ve en canlı haliyle imgelediğiniz şeyin gerçek olduğunu düşünür. Bu konuya basit bir örnek vereyim. Bir film izlediğinizde duygulanırsınız değil mi? Korku, kızgınlık, empati, ağlama veya gülme yaşarsınız. Aslında film olduğunu bilirsiniz ama bilinçaltınız onu gerçek gibi algılar. O yüzden ağlar veya gülersiniz.Sınavlara çalışma dönemindesiniz. Diyelim ki arkadaşlarınızla bir aktiviteye katılmak veya ders çalışmak arasında seçim yapacaksınız. Sınavda başarı hedefliyorsunuz ama bir yandan orada da olmak isterdiniz. Sınavlara çalışmak dışında talep ettiğiniz aktiviteyi hayal edin ve gözlerinizi kapatıp o aktiviteye katıldığınızı ve çok eğlendiğinizi imgeleyin. En renkli haliyle olmasına da özen gösterin. Bunu yapınca aktiviteye katılmış gibi hissedeceğinizi ve dersleriniz için zaman kazanacağınızı biliyorum.

ABD’de meditasyon yapılıyor

Ayrıca eğitim hayatınız boyunca düzenli meditasyon yapmanızı tavsiye ederim. Bu kadim bilginin, Amerikalı bilim adamları tarafından eğitim sistemi için önerildiğini ve ABD’de 13 eyalette 91 okulda meditasyon yapıldığını iletmek isterim. Bu uygulamanın sonuçları, yüzde 25 daha az devamsızlık ve yüzde 38 daha az uzaklaştırma cezası şeklinde ortaya çıktı. Kurallara uymama olaylarında yüzde 50, agresif davranışlarda yüzde 8 azalma, konsantrasyonda ise yüzde 50 artış görüldü.

Psikolog Ayşegül Moral (DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü, Çocuk ve Genç Bölümü): Üniversite sınavına hazırlanma süreci öğrenciler ve aileleri için strese yol açıyor. Bu karmaşa içinde günlerini nasıl düzenleyeceğini bilemeyen gençler öncelikle sosyal hayatlarından vazgeçiyor. Peki bu ne kadar doğru?

Öncelikle her zamankinden farklı bir yöntem ve motivasyonla çalışmamız gereken bu sınavın, geçici bir süreyi kapsadığının farkında olmalıyız. Her öğrenci kendi kapasitesini ve bulunduğu düzeyi belirlemeli. İhtiyacına ve hedefine göre ders çalışma programını düzenledikten sonra sosyal hayatına da zaman ayırmalı. Böylelikle genç, hem daha programlı bir sınava hazırlık süreci yaşayacak hem de motivasyonu artacak. Bu süre içerisinde verilen küçük molalar, gencin yaşadığı hayattan zevk almasına yardım eder. Dönem dönem yaşadığı yorgunluk ve bıkkınlıkla daha kolay başa çıkar.

Aileler de bu konuda gençlere yardımcı olmalı. Sürekli ders çalışmak için onları sıkmamalı, kendilerine zaman ayırmalarına anlayış göstermeli. Verimli ders çalışma, zamanı amaçları doğrultusunda planlı ve programlı kullanabilmek demek. Başarılı olabilmek için önemli olan çok çalışmak değil, verimli çalışmak. Zamanımızı doğru planladığımız takdirde hem sosyal hem de akademik hayatımıza zaman ayırabiliriz.

Günseli Güner (Öğrenci Koçu ve Kişisel Gelişim Uzmanı): Her daim sınavlarla karşı karşıyayız. Bu sefer sınavımızın adı YGS ve LYS. İşte bu süreçte sizlere yardımcı olmak adına neleri önemseyeceğinize dair ipuçları: Sınavlara hazırlanırken kesinlikle bir hedefimiz olmalı. Bu hedefimize ne kadar yakın, ne kadar ulaşabilir durumdayız? Bunun farkında olmak, sınava hazırlanırken kontrolü elimizde tutmamızı sağlar. Çünkü her sınav kendimizi değerlendirme ölçeğidir ve sonuçları bizi tekrar düşünmeye davet eder.

Bu konulara dikkat:

- Sınav hazırlığına, koçluk dilinde enerji kaçağı olarak adlandırdığımız kaçaklarımızı gözden geçirmekle başlamalıyız.

- Tüm bağımlılıklar enerjimizi ve zamanımızı çalar. Televizyon, telefon, sosyal ağlar, arkadaşlıklar, aşırı yemek yeme...

- Bunun yanı sıra sınav kaygısı, beslenme, uyku düzeni gibi faktörlerde de duygu ve düşüncelerimizi kontrol altına alarak dengeli bir süreç yaşamaya dikkat etmeliyiz.

Peki bu süreçte olmazsa olmazlarımız neler?

- Başarma isteğiniz

- Kendinize olan güven ve inancınız

- Anda kalma ve özdisiplini sağlama yeteneğiniz

- Motivasyon (Sosyal anlamda size nefes alma ortamı yaratacak, haftada en az bir etkinlik. Sinema, tiyatro, sportif faaliyetler gibi)

- Motivasyonu arttırmada uygun beslenme (stres arttırıcı yiyecek ve içeceklerden mümkün olduğunda uzak durma)

Bizler evrenin birer yıldızıyız ve sizin ışıl ışıl parlamanız için bu yol haritasını dikkate almanız; en önemlisi kendinize inanmanız yeterli. Parlayan bir yıldız olmak sizin elinizde!

Sorularınız için: egitim@hurriyet.com.tr