Güncelleme Tarihi:
Yaklaşık 5 yıl önce Çorum'dan Erciş'in Ekbaş köyüne, ardından ilçe merkezindeki Kazım Karabekir İlköğretim Okulu'na atanan Kırıkkaleli Gökmen İşçi (29), birinci sınıfı okutmaya başlamasından sonra,7.2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı.
Vanyolu Mahallesi'ndeki Ereksan Apartmanının 2’nci katında kendisi gibi öğretmen olan ev arkadaşıyla depreme yakalanan İşçi, 6 saat kaldığı enkazda yaşam savaşının galibi olurken, arkadaşının da ölümüne tanıklık etmek zorunda kaldı.
Yaşadığı trajediye rağmen, bütün Türkiye'nin tek yürek olup, yaraları sarma çabaları ve yöre halkının mücadelesine kayıtsız kalmayan Gökmen öğretmen, minik öğrencilerine verdiği eğitme, depremle gelen “zorunlu moladan” sonra yeniden başladı.
Ataması yapıldı ama gitmedi
Ataması yapılmasına rağmen öğrencilerini depremin izlerine terk etmeyen İşçi, üçüncü sınıfta okuttuğu öğrencilerini mezun etmeyi hedefliyor.
İşçi, Erciş'e bağlı Ekbaş köyünde 3 yıl çalıştıktan sonra ilçe merkezindeki Kazım Karabekir İlköğretim Okulu'nda göreve başladığını, kısa bir süre sonra ise depremin meydana geldiğini söyledi.
Yaşadığı şokla yakalandığı depremin sadece üç saniyesini hatırladığını belirten İşçi, şöyle konuştu:
“Arkadaşım Tahir Ormanoğlu, mutfağa doğru koştu. Ben de onun peşinden koşmaya başladım ama gidemedim. Kapının pervazlarına tutundum, ondan sonrasını hatırlamıyorum. Yarım saat sonrası tozlar dağıldığında kendime geldim. İlk aklıma gelen arkadaşım oldu. Ona seslendim fakat ses gelmedi. O an ölmek istedim. 'Keşke ölseydim' dedim. Bacaklarım sıkışmıştı. Çok acı çekiyordum. Ercişli bir esnaf ile bir asker içeri girerek yanıma kadar geldiler. Yaklaşık 1,5 saat benimle kaldılar. O an yeni bir deprem daha oldu. Apartman üç kat eğik kalmıştı. Kardeşim gibi sevdiğim arkadaşım hayatını kaybetti. Ben 6 saat sonra enkaz altından çıkarılırken, arkadaşım 8 gün sonra ancak çıkarılabildi. Onu kaybetmek bana çok ağır geliyor. Sanki tekrar çıkıp gelecekmiş gibi rüyalarımda bile görüyorum.”
Öğrencilerimle çok mutluyum
İşçi, deprem sonrasında insanların birbirine tutunmaları ve gösterdikleri dayanışma ruhunun başka bir yere gitmesine engel olduğunu belirtti. İşçi, depremin ardından okula ilk giden öğretmenlerden biri olduğunu söyledi. Okul müdürünün rapor alabileceğini söylemesine karşın, öğrencilerine koşmayı tercih ettiğini aktaran İşçi, şöyle devam etti:
“Öğrencilerimi bırakmak istemedim. Öğrencilerim konteynerde oturmalarına rağmen düzenli olarak okula geldiler. Onları bırakmaya kıyamadım. Zor şartlara karşın aileleri fedakarlık yaparak öğrencilerimi düzenli olarak okula getirdiler. Ben bunları görünce gitmek istemedim. Burayı bırakıp kaçıyormuş gibi geldi bana. Üstelik, atama kararnamem geldiği halde gitmekten vazgeçtim. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe verdim. Kararnamemi iptal ettiler. Öğrencilerimle çok mutluyum. Deprem sonrası atamamın yapıldığı Ankara'nın Kazan ilçesine belki ömrüm boyunca bir daha gidemeyeceğim. Şu an gitmek istesem bile belki 20 yıl sonra ancak atamam yapılacak. Buna rağmen öğrencilerim için reddettim. Öğrencilerim şimdi 3’üncü sınıfta, onları mezun edeceğim.”
Yeniden doğdum
İşçi, Artık hayatını deprem öncesi ve sonrası olarak tanımladığını, yeni bir yaşama yelken açtığını belirterek, “Depremden sonra yeniden doğmuş gibi oldum. Depremin üzerinden iki yıl geçti ortalama 2,5 yaşındayım diyebilirim. Hayata biraz daha sıkı sarıldığım bir gerçek” diye konuştu.
Öğrenciler adına konuşan Emir Sultan Şaban da öğretmenlerini çok sevdiklerini söylerek, “Öğretmenimiz bizi terk etmedi. Onu çok seviyoruz” dedi.