Güncelleme Tarihi:
Yaşanan felaket yetişkinleri olduğu kadar çocukları da oldukça etkiledi. Travma ve yas sürecinin atlatılması için ise yapılması gereken birçok şey var. Bunlardan biri de destek. Çocuklara, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve sivil toplum örgütlerinin uzmanları tarafından psikolojik ilk yardım ve travma ile baş etme konusunda destek veriliyor. Ancak çocuklar birbirleriyle bir araya geldiklerinde de belli bir iletişim şekli belirliyor. Bu noktada her yaş grubunun psikolojik olarak ihtiyacı olan destek ve yardım birbirinden farklı olabiliyor. Bu sebeple bazı yaş gruplarında akranlarla kurulan iletişim çocukların bu süreci atlatmasına katkı sağlarken bazı yaş grupları için tehlikeli olabiliyor.
EMPATİ DEĞİL SEMPATİ KURACAKLAR
Küçük yaş gruplarında bu destek, yani bir araya gelip bu süreci paylaşmaları onların travma sürecini daha yoğun yaşamalarına neden olabilir. Çünkü bu yaş grubundaki çocuklarda empati becerisi tam gelişmediği için birbirlerine empati değil sempati duyacaklardır. Bu da onların travma süreci ile baş etme süreçlerini uzatır. Küçük yaş grubundaki çocukların mutlaka uzman desteği almaları ve bu süreci uzmanların psikolojik desteği ile atlatmaları sağlanmalı.
ÖNCE AKRANLARIYLA PAYLAŞIRLAR
Ergenlik dönemindeki bireyler herhangi bir sorunları olduğu zaman sorunlarını ilk olarak akranları ile paylaşıyorlar. Bu nedenle ergenlik dönemindeki bireyler depremden sonra yaşadıkları duygularını kendilerini daha iyi anlayacaklarını düşündükleri için akranları ile paylaşacaklar. Ayrıca bu dönem empati becerisinin de geliştiği dönem olması nedeni ile birbirlerini daha iyi anlayıp birbirlerine destek olabilirler. Aynı ya da birbirine yakın (yaş farkı en fazla 2 olabilir) yaşlardaki bireylerden oluşan destek daha sağlıklı ve başarılı bir şekilde atlatılabilir. Destek ve kendi kendine yardım gruplarında o grubu oluşturan kişiler veya akranlar yaşantılarını, deneyimlerini, korkularını, isteklerini paylaşırlar. Deprem bölgesinde de akranlardan bu tür gruplar oluşturulabilir ya da onlar zaten birbirleri ile biraya gelmekte birbirleri ile vakit geçirebilirler.
SORUNLARINI ÇÖZMELERİ KOLAYLAŞIR
Bu tür akran grupların oluşturulmasındaki temel düşünce bu tarz paylaşımların, gruptaki kişilerin kendi duygularını fark etmelerine, benzer duyguları ya da yaşantıları olduğunu öğrenmelerine neden olur. Bu tür gruplarda, gruptaki akranlar kendilerini daha rahat ifade ederler. Kendi kendine yardım gruplarında akranların yanında bir uzmanın bulunması da gerekli olmadığı için kendi kendine yardım grupları diyoruz. Birbirine yardımda akranlar geçmiş ya da şu anki deneyimlerini, duygularını, düşüncelerini birbirleri ile paylaşarak birbirlerine destek olurlar. Deprem nedeni ile yaşadıkları sıkıntıları, travmaları birbirleri ile paylaştıklarında sorunlarını çözmeleri daha kolaylaşır. Depremin yarattığı travmadan daha kısa sürede çıkabilmelerine neden olabilir.
PROF. DR. SEHER BALCI ÇELİK KİMDİR?
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri bölümünden 1985 yılında mezun oldu. 1990 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü’nde Eğitimde Psikolojik Hizmetler alanında yüksek lisansını tamamladı. Doktorası Samsun’da Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde 1992 yılında tamamlayan Çelik, 2009 yılında aynı üniversitede doçent unvanını alarak göreve başladı. 2014 yılından beri Ondokuz Mayıs üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri bölümünde profesör unvanıyla görevine devam ediyor. Çelik, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık anabilim dalında; psikolojik danışmanlık eğitimi, okul psikolojik danışmanlığı ve aile danışmanlığı alanlarında çalışmalarını sürdürüyor. Çelik’in alanında yazdığı ulusal ve uluslararası yayınlarda yayımlanan 60’tan fazla makalesi bulunuyor.