Güncelleme Tarihi:
Açılış töreninde yaptığı konuşmada terör saldırılarında ve depremde hayatını kaybeden tüm öğretmenlere Allah'tan rahmet dileyen Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 6 Şubat'taki depremler sonrasında yaraları hızla sarmak için tüm çalışma arkadaşlarıyla birlikte sahada olduğunu ifade etti. Bakan Özer; " Bir yerde bir sıkıntı varsa ilk koşanlar, öğretmenlerimiz oluyor. Onlar 6 Şubat'ta bir deprem olduğu zaman, oradan çığlıklar yükseldiği zaman sağına ve soluna bakmadılar ve Bakanlığın talimatını da beklemeden sahada oldular. 40 bin öğretmenimiz çalıştı ve hâlâ da bölgedeler. Ben hepsine minnettarım ve bu toplum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de öğretmenlerimize minnettardır. Bir daha böyle acılar yaşanmamasını diliyorum" dedi.
3 YILDA 2 KRİTİK EŞİĞİ AŞTIK
Bakan Özer sözlerine şöyle devam etti; “Son üç yıl içinde iki kritik eşikten geçtik. Bunlardan ilki Kovid-19 salgını, ikincisi de 6 Şubat depremleri. Kovid-19 sürecinde normalleşmenin eğitim kurumları normalleştiği için gerçekleşti. Bir buçuk yıl boyunca çocuklar öğretmenlerinden ve toplumdaki eşitsizliklerin minimize edildiği mekânlar olan okullardan uzak kaldı. O sürecin en fazla kaybedenlerinin sosyoekonomik seviyesi görece daha düşük olanlar oldu. Allah'a şükür, bakan olduğumuz şu son yirmi aya bakıyorum. Bir sürü şey yaptık. Okul öncesi eğitim, mesleki eğitim, öğretmenlik meslek kanunu, köy okulları ama kalıcı, bu ülkenin geleceğini yapmış olduğumuz iki tane kritik katkı var. Birisi Kovid-19 salgınında her türlü koşullara ve dayatmalara rağmen okulları açma iradesi oldu. Devir teslim töreninde, okulların ilk açılması ve son kapatılması gereken mekânlar olduğu vurgusu ve okulları açmak için vakanın sıfırlanmasını beklemeyeceğimiz iradesiyle yola çıktık ve okullarımızı bir gün bile kapatmadık.
MİLLİ EĞİTİM KURUMLARI SEFERBER OLDU
465 bin vatandaşımız bizim okullarımızda, yurtlarımızda, öğretmenevlerimizde kaldı. O günlerde en ihtiyaç duyulan şeylerden birincisi barınmaydı. İkincisi de yeme, içme ihtiyacıydı. İki şeyi bir araya geldi. 6 Şubat'ta okul öncesi tüm Türkiye'de yemek yemeyle ilgili hazırlıklarımızı yapmıştık. O hazırlıkların tamamını da o bölgede kullandık. Diğer taraftan mesleki eğitimdeki yiyecek içecek bölümleri, öğretmenevlerimiz, uygulama otellerimiz hızla yemek, ihtiyaç duyulan yemekler üretmeye başladılar. Öyle bir püf noktasına ulaştık ki günde iki milyon sıcak yemek verebilir duruma geldi Millî Eğitim Bakanlığının kurumları."