Denge politikası nedir? Denge politikasının devletler arası siyasete etkileri nelerdir?

Güncelleme Tarihi:

Denge politikası nedir Denge politikasının devletler arası siyasete etkileri nelerdir
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2021 03:12

1299 yılında Osman Bey tarafından Osmanlı Devleti kuruldu. Fatih Sultan Mehmet'in 1453 yılında İstanbul'u fethetmesi ile birlikte de yükselme dönemine geçildi. Yaklaşık 250 yıl süren bu dönemden sonra da sırasıyla duraklama ve gerileme dönemleri girildi. Denge Politikası nedir? İşte, merak edilen tüm detaylar.

Haberin Devamı

Osmanlı İmparatorluğu 19. yüzyılda yeniden eski gücüne kavuşabilmek için pek çok reform yaptı ve dış politikada çok sayıda yeniliğe gitti. Denge politikası da bu yenilikler arasında yer alır.

 Denge Politikası Nedir?

 Osmanlı Devleti'nin denge politikası uygulamasının en önemli nedenleri arasında savaşlarda kaybedilen topraklar yer alır. İlk denge politikasını benimseyen padişah ise, toplam 33 yıl süre ile tahtta kalan II. Abdülmecid'dir. II. Abdülmecid'den sonra tahta çıkan V. Mehmet de bu politikayı izlemiş ve sonucunda da Osmanlı Devletinin yıkılmasını önlemeye çalışmıştır.

 Denge politikası, Osmanlı Devletinin daha çok toprak kaybetmemek için Avrupalı devletlerle kurduğu ittifaklara verilen isme denir. Üst üste kaybedilen savaşlar sonucunda da ülkenin çok fazla toprak kaybetmesi de bunda etkili olmuştur. Aynı zamanda da sanayi devrimi de Osmanlı Devletini ekonomik açıdan bir çıkmaza sürüklemiştir.

Haberin Devamı

18. ve 19. yüzyılda iç karışıklıklar ve Yeniçeri isyanları ile mücadele eden Osmanlı Devleti, Avrupalı Devletlerine karşı çok farklı bir politika izlemiştir. Bu politika sayesinde varlığını 90 yıl daha fazla sürdüren Osmanlı Devleti, Mondros Antlaşmasını imzalandıktan sonra da fiilen sona ermiştir.

 Denge Politikasının Devletler Arası Siyasete Etkileri Nelerdir?

 Osmanlı Devletinin Japonya'ya ve Avrupa Devletlerine karşı sürdürdüğü denge politikası, 18. ve 19. yüzyılda kaybedilen toprakların bir kısmının geri alınmasını sağlamıştır. Avrupa Devletlerinin birbiri ile çıkar çatışmasına düşmesi sonucunda Osmanlı Devletinin yıkılması da geciktirmiştir. Ama aynı politika sonucunda I. Dünya Savaşında Almanya'nın yanında yer almak, Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasında çok büyük bir rol oynamıştır. I. Dünya Savaşında sonra Fransa, Yunanistan, İngiltere ve Rusya ülke topraklarını işgal etmeye başlamış ve Kurtuluş Savaşından sonra da Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.

 Denge politikası, Osmanlı Devletinin 19. Yüzyılda hayatta kalmasını sağlayarak ve Kuzey Afrika, Ortadoğu bölgelerinde devletlerin alacakları kararların boşa çıkmasını sağlamıştır. 19. yüzyıla gelindiği zaman Osmanlının Avrupa'daki ve Balkanlar’daki varlığının sona erdiğinin farkına varıldı. Aynı zamanda Fransa’nın 1798 yılında Mısır’ı işgal etmesi ile birlikte Osmanlının sadece Avrupa’da değil İmparatorluğunun her bölgesinde elinin güçsüz olduğunun farkına anlaşılmıştı. Bunun sonucunda Osmanlı Devleti büyük koloni devletlerine karşı tek başına ayakta duramayacağının anlamıştı. O nedenle zamanın politik bölünmüşlüğünden faydalanmaya karar verdi.

Haberin Devamı

 Osmanlı Devleti, Batıda dünyanın çok önemli bir kısmına hükmeden ve deniz aşırı bir sürü koloniye sahip olan İngiltere ile o dönemin en büyük imparatorluklarından birisi olan Rusya arasında buldu. Bunun yanı sıra Napolyon’a karşı verilen savaşı kazanan tarafta yer alan Prusya’da Osmanlı Devleti'nin bir B planını oluşturuyordu. İngiltere ve Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerinde birden çok düşüncesi vardı. Bunlardan ilki Osmanlının elinde yer alan ve Sanayi Devrimi ile daha çok değerlenen petroldü. Rusya, Doğu Anadolu üzerinden Orta Doğu topraklarına doğru emin adımlarla ilerlemeyi hedefliyordu. İngiltere'nin gözü ise, Mısır’daydı. Bunun sonucunda da 1882 yılında da planlarına ulaşacaktı. Bu devletlerin Osmanlı üzerindeki başka kurduğu bir diğer hayal ise, Osmanlı’nın elinde olan kutsal mekanları almaktı. Rusya Osmanlı Devletinden Kudüs’teki Hristiyan dinine ait bölgeleri Rus himayesine katmak istiyordu. Fransa ve İngiltere de başta olmak üzere Batı Avrupa ülkeleri de bu kutsal bölgelerin kontrolünün Rusya’ya geçmesini hiç istemiyordu. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!