Güncelleme Tarihi:
Siyasette, özel sektörde, devlette tecrübesi olan Bedrettin Dalan ile eğitim sistemini konuştuk, gençlere kariyer önerilerini aldık.
Sizin farklı bir hikâyeniz var. Mühendislik mezunusunuz, farklı alanlarda çalıştınız. Gençlere kariyerleri konusunda nasıl bir yol haritası öneriyorsunuz?
- Allah her insana bir kabiliyet verir. Kiminin resim, kiminin müzik, kiminin de matematik kabiliyeti vardır. Her insan kendisinin en fazla hangi kabiliyetinin olduğunu keşfetmesi ve küçük yaştan itibaren hedef koyması, hayal kurması lazım. Küçük yaştan itibaren hayaline giden yol için kendini buna hazırlaması ve bu yolda sadakatla, sabırla yürümesi lazım. Ben 8 yaşında mühendis olmak istedim. Hiç hedefimden şaşmadım. Babam benim imam hatip lisesine gitmemi, vali ya da kaymakam olmamı istiyordu. Hayatta en çok sevdiğim de babamdı. Onu kırmak pahasına mühendis oldum. Bu arada babam kafama “İstanbul’a vali ol” diye koymuştu. Vali olamadım ama belediye başkanı oldum. Vakıfta okuduğum için vakıf kurmayı 15 yaşında hayal etmiştim. Hayalimden hiç şaşmadım 42 yaşında vakıf kurdum. Hayalleri gerçekleştirmek sabır istiyor.
Sizce Türkiye’nin en önemli eğitim sorunu nedir?
- Amerikalı bir yazarın kitabı çıktı. Adı ‘Mükemmel Koyun’. Ülkemize bakınca da hem dini eğitim yapan okullarda hem de normal eğitim verenlerde maalesef düşünen soru soran, aklına yatmadığı konularda gerekiyorsa kavga eden insan tipi yetişmiyor. Çünkü hükmedici, Türkiye’yi kontrol etmek isteyen güçler bu ülkede düşünen din adamı, düşünen bilim adamı yetişsin istemiyor. O yüzden kendi yarattığımız sorunların içinde boğuluyoruz. Türkiye, eğer bunu aşmazsa çok daha kötü günler bizi bekliyor. Otomatik robot, otomatik koyun olmak kolay. Şimdi düşünün. Bu ülkede general, ağır ceza reisi, Anayasa Mahkemesi üyesi olmuş biri, ilkokul mezunu olmayan bir adamın arkasından ölümüne gidiyorsa oturup bir düşünmeli. Bu adamlarda mı kabahat yoksa eğitim sisteminde mi? İyi eğitilmiş, düşünen, soru soran bir insan asla kendi iradesini; bırakın ilkokul mezunu olmayan FETÖ’ye, öz babasına bile bağlamaz. Bugün FETÖ’cü denilen insanlara kızmaktan çok acıyorum. Çünkü insanlıktan çıkarılmışlar, robotlaşmışlar. Bu ülkede başka ‘cu’lar, ‘cı’lar da var. Bu ülkede cuk’lu, muk’lu insanın yetiştirilmemesi lazım. İnsanı birey olarak yetiştiren, soru sormasına fırsat verilecek şekilde eğitim lazım. O zaman biz millet, insan olur, kalkınırız. Sorun yaratsak bile çözeriz. Şimdi sorun yaratan, ama çözemeyen bir millet olduk. Biz Türküz kardeşim. Onun için kimlikli kişilikli bir eğitim lazım.
ZEKAYI EĞİTİMLE KÖRELTİYORUZ
Ne yapmalı?
- Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’nun gerçek Türk milliyetçileri tarafından modern anlamda tekrar dizayn edilmesi lazım. Yuvadan başlatıp üniversite ve doktora dahil tümden sorgulanması, değiştirilmesi, modernize edilmesi gerekiyor. Okuduğunu anlayan, anladığını hayata geçiren, sorgulayan gerektiğinde itiraz eden insan yetiştirmeliyiz.
Anaokulundan üniversiteye kadar binlerce öğrenci yetiştiriyorsunuz. Siz bunu yapabiliyor musunuz?
- Türk Milli Eğitim sisteminin veya programın müsaade ettiği kadar bunu yapıyoruz. Şimdiye kadar lise ve üniversiteden 100 binin üzerinde öğrenci mezun ettik, koyunlaşmış insan hemen hemen yetiştirmedik. Her şeye rağmen sağlam çocuklar yetiştirdik. Mezunlarımız dünyanın her yerinde başarılı iş adamı, yönetici olarak çalışıyorlar. Kendi kimliğini, ulusunu, kültürünü seven, milli değerlerini bilen ama dünya vatandaşı olan birey olarak dünyanın her yerinde “ben varım” diyorlar. Türk eğitim sistemi buna göre dizayn edilse ve programları da buna göre yapılsa Türkiye 15 sene sonra Avrupa’nın en büyük ekonomisi ve en büyük yıldızı olur. Çünkü dünyanın en büyük zekâsı Anadolu’da. Anadolu Kavimler Kapısı’dır. Dünyada bütün milletlerin genetiğinin var olduğu bir toplumdur. Genetik karışım, melezleme ne kadar çok olursa zekâ o kadar yüksek olur. Anadolu gibi bin, 2 bin yıldır melezlemenin olduğu başka toplum yok. Bu korkunç bir zekâdır, bu zekâyı eğitimle köreltiyoruz. Pırlantayı kömür haline getirmekle meşgulüz.
Sevmediğin işi hemen bırak
Kendilerini keşfetsinler, kendi keşfettikleri ve sevdikleri işi yapmaya çalışsınlar. İlla hukuk, doktorluk ya mühendislik diye bir iddia yok. Eskiden bu üç meslek vardı. Ama şu an tiyatro da müzik de resim de çok iyi bir şey. Kötü mühendis olacağına iyi bir ressam ol. Hatta ekstrem bir şey söyleyeyim, kötü bir mühendis olacağına çok iyi bir kanalizasyon işçisi ol. İşini severek yap. Sevmediğin işi de hemen bırak. İnsanın hayattaki en büyük iki olgusu mutluluğa götürür. Biri işi diğeri eşi. İkisinden de mutlu değilsen değiştir kardeşim.