Güncelleme Tarihi:
Eylül ayı ile birlikte okullar ve üniversiteler açılıyor ve geleceğimizin umut çiçekleri çoçuklar okulları doldurmaya başladılar. Acaba okullarımız yeni eğitim-öğretim dönemine gerçekten hazır durumdalar mı? Fiziki yapıları, mimari tasarım ve olanakları güvenli okul standartlarına uygun mudur? Güvenli okul kavramını oluşturan faktörler biliniyor mu? Okul yöneticileri, öğretmenler ve okul personeli bu konuda bilinçlendirildiler mi? Türkiye’de güvenli okul denilince ne anlaşılıyor? Bu konuda belirlenen standartlar var mıdır ve sistematik olarak okullar denetleniyor mu? Bu soruları daha da çoğaltabiliriz.
Okullarda başına lavabo düşerek hayatını kaybeden öğrencilerden tutun da, öğrencilerin yakınları tarafından dövülen, bıçaklanan öğretmenler ya da yattığı öğrenci yurdunun penceresinden dengesini kaybedip yere çakılan ve sakat kalan öğrencilere kadar bir çok önemli olayın yaşandığı güvensiz okul ortamları yetkililerin dikkatini nedense çekmiyor.
Türkiye’de yeni bir güvenli okul olgusuna ihtiyaç duyuluyor. Bu okullar güvenlik algısı ve yapısının güçlü olduğu, fiziki güvenlik, toplum güvenliği, aile ve öğrenci güvenliğinin sağlandığı güvenli bir okul iklimine ve kültürüne sahip okullardır.
Dünyanın en genç ve dinamik nüfusuna sahip ülkemizde, güvenlik sektörü her geçen gün büyüyor. Güvenlik ekonomisi gerek insan kaynakları gerekse sektörde yer alan işgücü yoğunluğu ve teknolojik gelişmelere paralel olarak ortaya çıkan ekonomik parametrelerdeki değerleri ile hizmet sektörleri içinde iyi bir yere yükselmiş bulunuyor.
Yedi milyarlık dünya nüfusunun yarısını, ülkemizde ise nüfusun 22.6 milyonunu çocuklar oluşturuyor. Halen 17.2 milyon öğrencinin bulunduğu ülkemizde, eğitim çağındaki çocukların güvenli bir okul ortamında eğitimlerini sürdürebilmelerine yönelik olarak hazırlanan “Güvenli Okul Projesi”nin önem ve değeri ortaya çıkıyor. Okullar ve çevresinde oluşabilecek güvenlik risk ve tehlikesinin önlenmesinde kolluk kuvvetleri ile koordineli çalışılmasının yanında; okul, öğrenci, aile ve toplum işbirliğinin sağlanmasının önemi tartışılmaz.
Sadece okul ve çevresini içermez
Okul güvenliği sadece okul ve çevresinin güvenliğini sağlayıcı ve koruyucu çalışmaları içermez. Güvenlik algısınının güçlü olduğu güvenlik yönetiminin her aşamasında, okul bina ve kampüslerinin tasarımından sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerin çeşitliliğine ve kalitesine, öğrencilerin şiddet içeren davranışlarından, öğrenmeye odaklanmalarına kadar, okul kültürü ve iklimini oluşturan tüm etmenler bulunuyor.
Çocuk ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen olayların belirlenmesi amacıyla TBMM Araştırma Komisyonu’nca yapılan bir anket çalışması kaygı verici bir duruma işaret ediyor. Güvensiz ortamı gerekçe gösteren lise öğrencilerinin yüzde 15,1’i okula delici, kesici alet ve silahla geliyor. Yüzde 6,9’u da en az bir defa uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri denediğini belirtiyor. Araştırmaya göre, ortaöğretim kurumlarına devam eden öğrencilerin yüzde 7,7’si çete üyesi. Çete üyesi olma nedenleri arasında ise güvensizlik ortamı en belirleyici etken.
Milli Eğitim Bakanlığı’nca yapılan bir çalışmada; eğitim öğretim yıllarına göre kayıt altına alınan şiddet içerikli olay sayısının, 2007’de 3 bin 14, 2009’da 1.716, ve 2011’de ise 434 olduğu tespit edildi.
Yine bir çalışmada; okulların yüzde 62,3’ünde şiddet olayları yaşanırken, bunların yüzde 44,2’sinin fiziksel şiddet, yüzde 43,5’inin sözlü şiddet, yüzde 12,7’sinin sözlü taciz, yüzde 8,8’inin psikolojik şiddet, yüzde 5,7’sinin fiziksel taciz, yüzde 5,3’ünün ayrımcı şiddet ve yüzde 3’ünün ise duygusal taciz olduğu görülüyor.
UNICEF’e göre okullarda şiddet küresel bir sorun. Avrupa’da her gün dört çocuk şiddet sonucu hayatını kaybediyor. Her geçen gün şiddet olaylarının arttığı dünya ülkelerine paralel olarak ülkemizde de okullardaki şiddet olayları bu artıştan etkileniyor ve toplumun dikkatini daha fazla çekiyor.
Şiddet olaylarının çok yönlü olduğu okullarda okul paydaşları arasında uygulanan şiddet nedeniyle, okul ortamının güvenliği olumsuz etkileniyor. Victor Hugo “Bir okulun yapılması, bir hapishanenin kapanması demektir” diyerek eğitim ile suç arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor.
Toplumun örgütlü bir kurumu olarak okulda roller, sorumluluklar ve uyulması gereken yazılı kurallar vardır. Okul toplumun bir parçası olduğundan, sorunları önleme ve çözmede yerel paydaşlarla işbirliği yapmalı. Ülkeden ülkeye toplumsal yapı ve ihtiyaçlar farklılık gösteriyor ve okulların güvenliğini etkileyen oldukça fazla etmen bulunuyor. Okullarda güvenli ortamın ve çevrenin yaratılması için farkındalık yaratmak gerekiyor. Ülkemizde bu alanda birçok çalışma yapılıyorsa da yeterli olamıyor.
Okul güvenliği, öğrenci, öğretmen ve okul çalışanları gibi kişileri ve bu kişilerin birbirlerine karşı tavırları gibi çevresel faktörleri içermekle birlikte, fiziksel koşulları da kapsıyor. Güvenli okul, yalnızca suça karışmaktan veya suçtan zarar görmekten korkulan okul olmayıp, yönetici ve okul çalışanlarının tutum ve davranışlarını, okulun tasarımını ve binanın yapısından donanımına kadar daha birçok özelliği de içinde taşıyan okuldur.
Okul güvenliğinin sağlanmasında okul yöneticileri, öğretmen ve rehberlerin rollerinin önemli olduğu kabul edilmelidir. Okul güvenliği çok aktörlü ve çok fonksiyonlu işbirliğini gerekli kılıyor. Ülkemiz, 22.6 milyon çocuk nüfusuyla, diğer ülkelere göre farklı bir demografik yapıya sahip. Bu durum okul güvenliği ve çocuk konusunda yeni sosyal ve güvenlik politikaları oluşturulmasını ve eğitimlerinin sürekli geliştirilmesini zorunlu kılıyor.
Okullarda akademik anlamda eğitim ve öğretim etkinliklerinin etkili olarak gerçekleştirilebilmesi için okul ortamının elverişli olmasının yanında, okulun fiziksel kapasitesi ile öğrencilere sunduğu okul atmosferinin öğrencinin öğrenme ve gelişim psikolojisi üzerinde etkisi bulunuyor.
Güvenli okul, eğitimin korku, şiddet ve kaygıdan uzak, güvenli bir ortamda gerçekleştirildiği okuldur. Özgüven ve bağlılık duygusunun olduğu bir iklimsellik vardır. Öğrencilerin okulda karşılaşabilecekleri güvenlik risklerine karşı güvenli bir çevrede yaşatılmaları hedefleniyor.
Güvenli okul nedir?
Fiziki güvenlik standartları yönünden belirlenen plan ve normlara göre dizayn edilmiştir. Yüksek ölçekli güvenlik algısına ve prosedürlerine sahiptir. Kampüs, okul binaları ve çevreleri yetenekli kamera sistemleri ile izlenir, giriş ve çıkışları özel güvenlik personeli tarafından kontrol edilir. Önceden hazırlanan güvenlik planları ile acil durum planlarına göre olası olaylara karşı alınacak önlemler ve uygulanacak yöntemler planlanarak belirli zaman aralıklarında uygulamaya dönüştürülür ve sürekli güncel tutulur.
Güvenli okul, öğrenci, öğretmen ve diğer çalışanların kendilerini fiziksel, psikolojik ve duygusal bakımdan özgür hissettikleri, öğrenme ve öğretme için en uygun ortamın olduğu, tedirginlik, korku ve gözdağının olmadığı, yüksek ölçekli güvenlik algısına ve uygulamalarına sahip, özgür ve güvenli bir ruhu, huzurlu ve mutlu bir atmosferi, birbirini seven ve değer veren, okuluna bağlılık hissiyle dolu, öğrenmeye ve öğretmeye odaklanmış öğrenci ve öğretmenleri, uyum ve uzlaşıyla oluşturulmuş kuralları, olası suç olgularına karşı önceden saptanmış plan ve projeleri bulunan, proaktif bir güvenlik algısının etkin ve yetkin olduğu, ailelerin çocuklarının dönüşünü gönül rahatlığıyla beklediği, sınıfları tebessüm eden, sosyal, sanatsal, sportif ve kültürel etkinliklerle renklendirilmiş bahçesi öğrencilerin sevinç çığlıklarıyla çınlayan, umut ve bilginin güneş gibi ısıttığı, gözlerinin içi gülümseyen okuldur.
Huzur ve güven içinde bir eğitim yaşamının hüküm sürdüğü, vandalizm , akran zorbalığı ve şiddetin hiç yaşanmadığı, mutlu ve sıcak bir okul ilkliminin duyguları ısıttığı güvenli okulların Türkiye gündemine taşınması zamanı geldi. Okul, öğrenci ve kampüs güvenliği konusunda Türkiye genelinde, tüm olayların ve bilgilerin toplandığı ve değerlendirildiği Güvenli Okullar Koordinatörlüğü şeklinde bir merkezin, hangi isim altında olursa olsun oluşturulması çok yararlı olacak. Araştırmacılar ve kurumlar bu merkez kanalı ile yayınlanacak bilgi ve istatistikleri değerlendirme ve bu veriler doğrultusunda geleceğe yönelik düzenlemeler yapma olanağına sahip olacaklardır.