Cumhuriyet dönemi Roman özellikleri nelerdir? Cumhuriyet dönemi Roman yazarları ve Roman örnekleri

Cumhuriyet dönemi yazarları, farklı bakış açıları üzerinden pek çok özellik ortaya çıkardı. Bu sayede günümüze kadar ulaşmış olan çok önemli yazarlar ile birlikte romanlar hala çok önemli eserler olarak ön plana çıkıyor.

 Cumhuriyet Dönemi Roman Özellikleri Nelerdir?

 Cumhuriyet Dönemi roman özellikleri ele alındığında genel olarak belli başlı bazı özellikleri ön plana çıkar. Bu özellikler ise;

Romanlarda gerçekçilik ön plandaydı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında yazarlar, kendi gözlemlerini romanlara aktardı.

Cumhuriyet döneminde yazarlar, daha çok topluma gerçekleri anlatan konuları ön plana çıkardı.

Bireysellikten çok toplumsal konular ele alınmaya başlandı.

1950'li yıllarda köy enstitüsü mezunları daha çok ön plana çıktı. Hem köy hem de kasabada yaşanan zorluklar bu dönemde romanlarda kaleme alındı.

Altmışlı yıllardan sonra ise, daha farklı konular ön plana çıktı. Aynı zamanda siyasi, ekonomik ve toplumsal konuları daha çok kitaplarda yer aldı.

Bütün bu özellikler ile birlikte Cumhuriyet Dönemi roman çeşitliliği pek çok farklı konu üzerinden farklı zaman dilimlerinde de ele alındı.

Cumhuriyet’in ilan edildiği ilk yıllarda sanatçıların önemli bir kısmı toplumsal konulara yönelerek bazı sorunları gerçekçi bir şekilde dile getirdi.

Toplumdaki sorunları görerek bunu gerçekçi bir şekilde topluma aktarma amacı olduğu için daha çok realizmin etkisi görülüyor.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar ve Reşat Nuri Güntekin, Milli Edebiyat Dönemi’nde başlayarak Anadolu’ya yönelme anlayışını devam ettirmekle birlikte Kurtuluş Savaşı’nı ve yeni rejimi de eserlerinde işlemiştir.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kurtuluş Savaşı tema olarak sıkça işlendi. Aynı zamanda ülkemizin dört bir yanının işgal altında olmasına rağmen ama destansı bir mücadeleyle büyük bir zafer kazanmanın verdiği heyecan etkili oldu.

 Cumhuriyet Dönemi Roman Yazarları ve Roman Örnekleri

 Cumhuriyet Dönemi yazarları daha çok 1940'lı yıllardan sonra ortaya çıkmış olan isimlerden meydana gelir. Bundan önce ise, yani 1923-1940 yılları arasında daha çok kendi dönem sanat anlayışlarını sürdürdükleri için bu yazarlara Cumhuriyet Dönemi yazarı demek çok da doğru olmaz. Bu dönemi milli edebiyat döneminden Cumhuriyet dönemine geçiş olarak adlandırılır. Daha çok olgun roman olarak da tanımlanan Cumhuriyet Dönemi roman özellikleri, genellikle halka gerçekleri anlatmak için ele alınmış pek çok eser üzerinden ön plana çıkıyor.

 İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise, daha çok toplumsal kaygı ağır basar. O nedenle de 1940'lı yıllardan sonra Cumhuriyet Dönemi yazarları, daha çok toplumsal konuları işler ve romanlar ön plana çıkar. Bu dönem içinde özellikle de edebiyat, ‘Köy edebiyatı’ olarak ön plana çıkıyor. Bu sayede köylerde yaşayan insanların sorunları romanlarda işleniyor. 1950'li yıllarda ise, Köy Enstitüsü mezunları yazarların kasaba ve köylerde romanları ön plana çıkarır.

 1960'lı yıllardan sonra ise, toplumcu ve genç yazarlar konuları daha farklı ve çeşitli bir hale getirdi. Özellikle de toplumsal ve siyasal ve ekonomik bakımdan farklı alanlardaki konular romanlarda yer alıyor. Özellikle de 1970 ile 1980 yılları arasında yazılan roman sayısında önemli ölçüde bir artış yaşandı. Konularda ise, daha fazla çeşitlilik ortaya çıktı ve yazarların gerçek hayatta yaşadıkları sorunlar da kitaplarda kendine yer bulmaya başladı. Özellikle 21 Mayıs ve 12 Mart olayları romanlarda daha fazla ön plana çıkmaya başladı.