Güncelleme Tarihi:
Öğretmen yetiştiren programların geliştirilmesi gerekiyor. Öğretmen eğitimi konusunda da bir eylem planı ortaya konulmalı. Çünkü eğitim öğretim meselesi şu anda ülkemizin en ciddi sıkıntısı. Öğretmen kalitesi meselenin önemli boyutlarından biri. Bunun yanında müfredattan ders kitaplarına ilk, orta ve lise, yükseköğretime geçiş sistemleri kadar eğitim ve öğretimde çözmemiz gerekn pek çok sorunumuz bulunuyor. Geçtiğimiz 15 yılda Türkiye’de her alanda çok büyük reformalara imza attık. Bu bir özeleştiridir aynı zamanda. İki alanda arzu ettiğimiz gelişmeyi sağlayamadık. Bunlar eğitim öğretim ve kültür. Eğtim öğretim nesillerin mimarlarıdır. Eğitim öğretim kurumları da nesillerin tasarlandığı ve inşa edildiği yerlerdir. Böylesine önemli bir konuda, en küçük bir ihmale, aksaklığa, yanlışlığa tahammülümüz olamaz. Mesela, son günlerde şahsıma ders kitaplarının içerikleri konusunda giderek daha fazla şikayet glemeye başladı. Tabii ben bu şikayetleri ilgili arkadaşlarımla, başta hükümetimin yetkilileri olmak üzere zaman zaman YÖK Başkanımla bunları palyaşıyorum. Demek ki burada bir sıkıntı var. Milli Eğitim Bakanımızla bu meseleyi konuştuk. Tedbirler alınacak dediler.
MÜFREDAT MESELESİNİ ÇÖZMELİYİZ
Eğitim öğretimde istenileni alamayınca tabii olarak yeni arayış içine giriyoruz. Bu da ayrı bir eleştiri konusu oluyor. Sınav sistemini defalarca değiştirdiğimiz halde, hala öğretmenlerimizi, velilerimizi, öğrencilerimizi memnun edecek sonuca ulaaşamdık. Bu olaya 2 kere 2 4 denecek şekilde bakamayız, sosyolojik olaydır. Böyle ele almak zorundayız. Bir toplumun işnası söz konusu. Yaptığımız son düzenlemeye rağman müfredat ve ders kitapları konusunda istediğimiz neticeyi elde edemediğimiz anlaşılıyor. Ne yapıp edip bu meseleyi çözmeliyiz. Aksi takdirde 2053 ve 2071 hedeflerimizin içi boş kalır.
EN İYİ OKUL, EVE YAKIN OKULDUR
YÖK’ün temel bilimlerde yani matametik, fizik, kimya ve biyiloji alanında ülkemizin en başarılı öğrencilerini bir araya toplayarak, onlara eğitim verme girişimi iyi bir adım. Ancak öğretmen eğitimi konusunda da bir eylem planı ortaya konmalı. TEOG’la ilgili görüşlerimi geçtiğimiz günlerde paylaştım. Çocuklarımızı bu tür sınavların eziyetinden kurtarmakta kararlı olduğumuzu açıklamıştım. Özel nitekilli belli okullar dışında lise eğitiminde belli standartı tutturduğumuzda hiçbir öğrencimizin bir arayışı kalmayacak. Çıkış yolları çok ama çok fazla. Öyleyse biz yavrularımızı sınav noktasındaki bu sıkıntılardan arındırmamız ve kendilerini tamamıyla derslerine ve okulundaki çalışmalarına yönlendirmeliyiz. En iyi okul, aslında evladınızın evine en yakın okuldur. Bina, personel konusunda ciddi bir eksiğimiz yok. Ancak idealist öğretmen noktasında sıkıntımızın olduğunu söyleyebiliriz.
Özellikle meslek yüksekokullarının müfredatından yeterliliklere kadar baştan sonra gözden geçirilerek yeniden yapılandırılmasına dair her çalışma yapılmaldır.
ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTELERİ AÇIKLANDI
Araştırma üniversitesi olarak tespit edilen 10 üniversitemizi alfabetik sıraya göre açıklamak istiyorum; Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi.
Bu alanda yedek olarak belirlenen üniversiteler de şunlar: Çukurova, Ege, Selçuk, Uludağ, Yıldız Teknik üniversiteleri. Asil ve yedek olarak isimlerini saydığım bu araştırma üniversitelerinde yükseköğretim alanındaki hedeflerimize ulaşma konusunda çok büyük görevler düştüğünü bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Diğer taraftan Kalite Kurulu da oluşturulmuş durumda. Bu kurul sayesinde ülkemizdeki yükseköğretim çalışmalarını bağımsız bir kalite güvence sistemine kavuşturmuş oluyoruz. YÖK’ün üniversitelerimizi dünyada rekabet edebilir düzeye taşıyacak çalışmalarını yakından takip ediyorum. Kendilerini tebrik ediyorum.
Her dönemde sözü edilmesine rağmen bir türlü arzu ettiğimiz seviyeye ulaşmayan üniversite-özel sektör işbirliği için de önemli adımlar atılıyor. Fen ve mühendislik alanlarındaki işyeri denetimi teşviki için meslek yüksekokullarının organize sanayi bölgelerinde kurulabilmesinin de önü açıldı. Gelişmiş ülkelerdeki pek çok düzenleme ülkemize kazandırılmış oldu. Bu çalışmaları gerçekleştiren yükseköğretim kurumumuz ile katkı veren ilgili tüm bakanlıklarımıza teşekkür ediyorum.Üniversitelerimizin diğer sorunlarının çözümü için de gereken adımı atmaya hazırız. Üniversitelerimizden tek bir talebimiz var; bilim üretmeye hız vermeleri ve ülkemizin kalkınmasına daha fazla katkı sağlamaları.
BECERİYE SAHİP ELEMAN İHTİYACINI KARŞILAYACAK ADIMLAR ATILMALI
YÖK’ten benim bir başka talebim, sanayimizin ihtiyaç duyduğu kalitede eğitim ve öğretime, beceriye sahip eleman ihtiyacını karşılayacak adımların atılması. Bu çerçevede özellikle meslek yüksekokullarının müfredatından yeterliliklerine kadar baştan sona gözden geçirilerek yeniden yapılandırılması dahil gereken her türlü çalışma yürütülmeli. Diğer taraftan kültür konusundaki kuraklığımızın emarelerini medyadan akademiye, edebiyattan plastik sanatlara kadar her anlamda görüyoruz. Teknolojiyi, interneti, sosyal medyayı, kültürel kuraklığımızın sebepleri olmaktan çıkartarak yükselişimizin altyapısı haline dönüştürmeliyiz. Ecdadımızın zor şartlarda başardığı bir işin üstesinden biz elimizdeki bu imkanlarla gelemezsek kendimizi sorgulamalıyız.