Çocuklarla koronavirüsü konuşmak

Çocuğunuzla koronavirüsü tartışmaktan korkmayın. Bir şeyden bahsetmemek aslında çocukları daha fazla endişelendirebilir. Bu nedenle çocuklarınızın soru sorabilmesi için onlara ortamlar yaratın.

KORONAVİRÜS NEDİR?
Çocuğunuzun gelişimsel yaşına göre bir bilgilendirme yapmak faydalı olmakla birlikte aşağıdaki örneği de uyarlayabilirsiniz. Koronavirüs diğer virüsler gibi çok çok küçük olan gözle görünmeyen bir virüs. Onlar yürüyemez veya konuşamaz ama elden ele veya yüzeyler üzerinden veya havaya saçılan tükürükler yoluyla insandan insana geçebilir. Bulaştığı insanların bazılarında öksürük ve ateşe sebep olabilir, akciğerlerini hasta edebilir. Doktorlar bunun yayılmaması ve insanları hasta etmemesi için elinden geleni yapıyor. Bizler de temizliğimize dikkat ederek, sağlıklı beslenerek ve kalabalıkların olduğu ortamlardan uzak durarak kendimize iyi bakacağız. Haberi siz alıyorsunuz ve haberi çocuğunuza ileten kişisiniz. Amacınız, çocuklarınızın bilgili hissetmelerine ve arkadaşlarından veya haberlerde duyduklarından daha güven verici gerçeklere dayalı bilgi edinmelerine yardımcı olmak. Peki, bunu nasıl yapacağınızı bilmiyor musunuz? O halde beş adımda çocuğunuza koronavirüsü nasıl anlatabileceğimizi özetleyelim:

1- Kendi kaygınızla başa çıkın
Endişeli veya paniğe kapıldığınız anlar, çocuklarınızla koronavirüs hakkında konuşma zamanı değil. Endişeli olduğunuzu fark ederseniz, konuşmaya veya çocuğunuzun sorularını yanıtlamaya çalışmadan önce sakinleşmek için kendinize biraz zaman ayırın.

2- Güven verici olun
Çocuklar çok egosantriktir, bu yüzden koronavirüs hakkında duydukları, izledikleri haberler kendileri için endişelenmelerine yeterli olabilir. Çocuğunuza koronavirüsün gerçekte ne kadar nadir olduğu (grip çok daha yaygın) ve koronavirüsün çocuklarda daha hafif semptomları olduğunu anlatarak, onlara güvence vermekte fayda var.

3- Güvende kalmak için ne yaptığınıza odaklanın
Çocuklara güven vermenin önemli bir yolu, aldığınız güvenlik önlemlerini vurgulamaktır. Koronavirüsün çoğunlukla öksürme ve temas edilen yüzeylerden bulaştığını biliyoruz. Sağlıklı kalmanın ilk yolu elleri iyice yıkamaktır. Çocuklara, dışarıdan geldiklerinde, yemekten önce, öksürme ve hapşırma sonrasında burunlarını sildikten sonra ve tuvalete girdikten sonra ellerini 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkamaları gerektiğini hatırlatın. Çocuklar yüz maskeleri hakkında soru sorarsa, uzmanların çoğunun sağlıklı insanlar için gerekli olmadığını söylediklerini belirtin. Çocuklar yüz maskesi takan insanları görürlerse, bu insanların daha temkinli olduğunu açıklayın.

4- Rutine sadık kalın
Belirsizliği sevmiyoruz, bu yüzden rutinlere ve öngörülebilirliğe sadık kalmak şu anda yardımcı olacaktır. Bu, özellikle çocuğunuzun okulu veya kreşleri kapatıldığında önemli. Düzenli yemek ve uyku saatleriyle yapılandırılmış günler, çocukları mutlu ve sağlıklı tutmanın önemli bir parçasıdır. Eğer dışarıda veya daha kalabalık gruplarla yaptığınız rutinler varsa bunları eğlenceli hale getirerek daha az kişiyle ve ev ortamında yapmanın keyfini çıkarın. İşin içine biraz oyun kattığınızda kurallara uyum artacaktır.

5- Konuşmaya devam edin
Çocuklara, daha fazla bilgi edindikçe onları güncel tutmaya devam edeceğinizi söyleyin. Sizlerin her durumda ulaşılabilir olduğunuzu hissetmelerini sağlayın. “Şu anda bu soruların cevabını bilemiyoruz, ama bilgimiz olduğunda bunları seninle paylaşacağız.” diyerek belirsizlikte kalabilmelerine de yardımcı olun.

PSİKOLOG SERRA MURADOĞLU KİMDİR?
Koç Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu. Lisansüstü eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji Çocuk ve Ergen Altdalı bölümünde tamamladı. Lisans eğitimi süresince ve sonrasında Koç Üniversitesi’nde çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimini inceleyen araştırmalarda proje asistanı olarak görev aldı. Bazı psikolojik danışmanlık merkezleri, Fransız Lape Hastanesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde staj yaptı. Klinik psikoloji eğitimi süresince psikolojik danışmanlık merkezine başvuran çocuklar, ergenler ve aileleri ile oyun terapisi ve bireysel terapi süreçleri yönetmiş, psikolojik değerlendirmeler yaptı. Yüksek lisans tezinde negatif yaşam olaylarının özellikle göçe maruz kalmanın çocukların ruhsal sağlıklarına etkisini ölçen bir test geliştirmiş, 'What They See, What They Say: A Mix-Method Study of Depression in Turkish Children' başlıklı teziyle mezun olarak Klinik Psikolog ünvanını aldı. Psikoterapi uygulamaları sırasında Dinamik Yönelimli Oyun Terapisi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Motivasyonel Görüşme ve Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) yöntemlerinden yararlanıyor. 2016'dan itibaren Koç Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrin ve Diyabet Kliniği’nde yoğunlukla Tip 1 Diyabet ve obezite tanısı olan çocuklar ve ergenlerle terapi süreçleri yönetmekte olup, ayrıca çocukların gelişimsel ve bilişsel değerlendirmelerini yapmaktadır. Tip 1 diyabetli çocuklar ve ailelerine yönelik kamplar ve sosyal aktivitelerin düzenlenmesinde görev alıyor.