Güncelleme Tarihi:
Peki nasıl döndü bu çocuk diye sorguladığımızda, çocuğun teyzesinin ambulans gelene kadar temel yaşam desteğini sağladığını ve göğüs masajı yaptığını öğrenmiştim. O zamanlar o çocuk için ‘çok şanslıymış’ demiştim. O günlerde ‘bir şeyler yapılmalı; hayat şansa bırakılmamalı’ diye düşünmüştüm. Acil durumlarda yapılan ya da yapılmayan müdahaleler birilerinin hayatını değiştirebilir ve o birileri kimi zaman biz, kimi zaman gözümüzden sakındığımız evladımız, annemiz veya babamız olabilir. Hepimizin daha şanslı olabilmesi için ilk yardım konusunda toplumsal farkındalığı artırmak, toplumu bilinçlendirmek ve bu konuda yeterli eğitimi vermek elzemdir.
EĞİTİM EN GÜÇLÜ SİLAHIMIZ OLMALI!
İlk yardım, herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda profesyonel tıbbi personel gelene kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır.
Zamanında yapılacak basit ama etkili ve önemli uygulamalar bütünü olan ilk yardımla hayat kurtarmak mümkün. Tanımından da anlaşıldığı üzere ilk yardım yapabilmek için sağlık çalışanı olmak gerekmez. İnsan özellikle bebek ve çocuklarımız ilk yardım gerektirecek durumlarla her an karşılaşabilir. Özellikle halk sağlığını yakından ilgilendiren ve uygun ilk yardım uygulaması gerektiren kazalar toplumda oldukça sıkça görüldüğü için üzerinde önemle durulması gereken alanlardan biridir.
Çocuklar kazalar için yüksek risk altında oldukları için daha sık ilk yardıma ihtiyaç duyar. İstatistikler bunu gösteriyor. 2020 TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 27,2’sini çocuklar oluşturuyor. 2019 yılında 1-17 yaş grubundaki çocukların ölüm nedenleri arasında yaralanma ve zehirlenmeler ilk sırada yer almıştır. 1-4 yaş arasındaki ölümlerin yüzde 14,3’ü, 5-14 yaş arasında yüzde 19,6’sı, 15-17 yaş arasında yüzde 35,5’i dışsal yaralanma ve zehirlenme nedeni ile gerçekleşmiş. Dünya genelinde ev kazaları çocuk acil başvuruları içinde her zaman ilk 3 sırada yer alıyor. Türkiye’de tüm kazaların yüzde 25’ini ev kazaları oluşturmakta ve yüzde 45,4’ü 0-6 yaş grubunda görülür. Sağlık Bakanlığı verilerine göre bebek ve çocuklar için yapılan acil çağrıların yüzde 79’unu ev kazaları ve boğulmalar oluşturur.
KAZALARDAN ERİŞKİNLER SORUMLU
Çocukların başına gelen ev kazalarından başlıca erişkinler sorumludur. Anne veya bakıcının psikolojik uyumsuzluğu, stresli oluşları, madde kullanımı, yorgun-dalgın veya unutkan oluşları ve çocuk güvenliği konusunda yeterli bilgiye sahip olmamaları kazalar için başlıca hazırlayıcı faktörlerdir. Evde yaşayan kişi sayısı arttıkça, eğitim ve sosyoekonomik durum düştükçe kaza riski artar.
'DOĞRU ZAMAN VE DOĞRU YÖNTEM'
Çocukların kazalardan korunması güvenli bir ortamda bulunmaları ile mümkün olabilir. Eğitim ve davranış değişiklikleri ile de bu güvenli ortamın oluşturulması gerekir. Alınan tedbirlere rağmen herhangi bir kaza durumunda olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasının önlenmesi ancak uygun ilk yardım, uygun acil müdahale ve rehabilitasyon ile mümkündür. Bu nedenle topluma ilk yardım uygulamaları mutlaka öğretilmelidir. Nitelikli bilgi doğru zamanda doğru yöntemle uygulandığında hayat kurtarıcı olabilir.
Yararlı bilgiler kazananlar, yararlı işler yaparlar!
Sadece çocuklar değil anne ve babalar da ev kazalarına maruz kalıp, yardıma ihtiyaç duyabilirler. Çocuklara böyle durumlarda acil çağrı merkezini (112) arayabilmeleri ve basit ilk yardım müdahalelerini yapabilmeleri için ilk yardım eğitimi verilmelidir. Eğitimlerde, çocukların en sık karşılaştığı solunum yolu tıkanması, göz- kulak ve buruna yabancı cisim kaçması, kanama, kırık-çıkık ve burkulma, yanık, zehirlenme, kedi-köpek ısırmaları gibi ev içi kazalarına yönelik ilk yardım konusunda bilgi aktarılabilir.
HAYATİ ÖNEM TAŞIR
İlk yardım eğitimi hayati bir yaşam becerisidir. Sadece okul müfredatı ile sınırlı kalmayıp alanın uzmanları tarafından belli programlar çerçevesinde yaygınlaştırılmalıdır. Bunu toplumsal bir sorumluluk olarak da görmek lazım. Çocuklara yaşa uygun ilk yardım eğitimi ile daha fazla çocuğu potansiyel olarak hayat kurtaran becerilerle güçlendirmek hayati öneme sahiptir. Bu şekilde çocuklara karşılaşabilecekleri herhangi bir tıbbi acil durumla başa çıkmak için hayati bilgiler verilmiş, pratik uygulanmış ve yetkinlikler sağlanmış olacaktır.
Dünyada iki çeşit insan bulunur; orada bulunan en iyiyi benimseyen ve bundan hoşlanan veya daha iyiyi dileyen ve onu oluşturmayı deneyenler. Bunlardan ikincisine güzel bir örnek “ilk yardım gönüllüleridir; kaynağını da insan gereksinimlerinden alırlar.
İLK YARDIM HAYAT KURTARIR
Hızlı, uygun ilk yardım hayat kurtarır. Ne kadar çok insan çocuklar dahil eğitilip bu becerilerle doğru şekilde donatılırsa o kadar iyi olacaktır. Bu konuda aile ve çocukların eğitimi hayati öneme sahiptir. Doktor ve sağlık personellerinin en önemli görevlerinden biride toplumu ilk yardım konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve farkındalığını artırmaktır.
PROF. DR. NİLGÜN ALTUNTAŞ KİMDİR?
Tokat Niksar doğumlu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Yenidoğan uzmanı. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde Yenidoğan ihtisasını tamamladı. Amerika Birleşik Devletleri’nde Teksas Üniversitesi, Soutwestern Tıp Fakültesi'nde 1 yıl süreli İmmünoloji eğitimi aldı. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Anne Çocuk Eğitim ve Araştırma Derneği Genel Başkanı ve Türk Neonatoloji Derneği üyesidir. Sağlık Bakanlığı Emzirme Danışmanlığı ve Yenidoğan Resusitasyon sertifikasyon kurslarında eğitmenlik yapmaktadır. Mesleki özel ilgi alanı yenidoğan hematolojisi, yenidoğan idrar yolu enfeksiyonları ve anne sütüdür. Bugüne kadar 35 uluslararası hakemli dergide, 20 ulusal hakemli dergide makale ve 65 ulusal, 21 uluslararası bilimsel tebliği yayınlandı. 16 kitap/kitap bölümü/çevirisi yazdı. İngilizce bilmekte olup evli 2 çocuk annesidir.