Güncelleme Tarihi:
Uzaktan eğitim veya dijital eğitim artık her yaş grubunun pandemi döneminde önemli bir seçeneği haline geldi. Bu nedenle uzun süreli ekran maruziyeti sonucu oluşabilecek problemlerin farkına varılmalı ve önlemler alınmalı.
Okul çocukluğu dönemi fiziksel ve ruhsal gelişimin en önemli dönemlilerinden biri. Bu dönemde genetik faktörler, beslenme, egzersizler, kronik hastalıklar büyümeyi etkileyen ana faktörler arasında. Pandemi döneminde ne yazık ki çocuklarımızın hareket kabiliyeti kısıtlandı. Bu kısıtlama kas ve iskelet sistemi şekillenmeye devam eden çocuklarımızda; kas dokusu kaybı, iskelet ve eklem problemlerine neden olma riskini ortaya çıkardı.
Vücudun kas kitlesi, kasların uyumlu çalışması, eklemler ve eklemler etrafındaki ligamanların koordineli çalışması sağlıklı insanda uygun bir postür edinilmesini sağlar. Hareketleri kısıtlı olan çocuklarda bu uyum bozulur; dinlenme ve aktivite anında, vücut ağırlık merkezinin değişmesi nedeniyle postür bozuklukları ortaya çıkar. Vücut ağırlık merkezinin bozulması artan koordinasyon bozukluğuna, sakarlığa, denge gerektiren işlerde beceriksizliğe neden olur. Vücut yapısı bozulan çocuk yaşıtları ile kendini karşılaştırdığında, duygusal ve sosyal problemler yaşamaya başlar.
Kısıtlı hareketin çocukların obeziteye yatkınlığını arttırdığı ve iskelet problemlerinin obez çocuklarda daha hızlı ortaya çıktığı biliniyor. Gününün büyük bir bölümünü evde geçiren bu çocukların beslenme alışkanlıkları da değişti. Bu nedenle bu dönemde beslenmeye dikkat etmek oldukça önemli.
Dijital ekran maruziyeti artan ve okula gitmeyen bu çocuklarda uyku ritminde bozulmalar, gece uyuma ve sabah kalkış saatlerinde değişiklikler olduğu görüldü. Derin uykuya dalamama, gece uyanma sıklığında artış, kabus görme, uykuda yürüme gibi uyku problemlerinin sık görüldüğü belirtildi. Ayrıca kilo artışı ve postür bozuklukları, uyku bozukluklarının şiddetini ve sıklığını arttırıyor. Bu durumun fiziksel etkileri yanında nörolojik ve psikolojik etkilerini de unutmamak gerekir. Uzun süre ekran maruziyeti olan çocuklar zaman geçtikçe dış dünyadan kendilerini izole eder. Kendi dizayn ettikleri ve hükmettikleri sanal bir dünya onlar için gerçek dünyaya nazaran daha caziptir. Sanal hayat; gerçek yaşamdan kopmaya, sosyal iletişimde bozulmaya, çevresiyle ve yaşıtlarıyla iletişimde aksaklıklara neden olur. Tuşlarla dijital dünyayı yönetirken kendi iradesini kullanan çocuk gerçek dünyayı da bu şekilde yönetebileceğini sanabilir. İstedikleri olmayınca, sabırsız, huzursuz, kavgacı ve mutsuz bir birey haline dönüşebilir. Gerçek dünyada uyum problemi yaşayan bu çocuklarda güvensizlik, anksiyete ve depresyon görülebilecek önemli problemlerdir.
Yapılan bilimsel çalışmalarda, uzun süre ekran maruziyeti olan çocukların, beynin karar verme, dikkat ve dürtü kontrolünden sorumlu bölgelerinde yapısal ve işlevsel değişimlerin görüldüğü gösterildi. Özellikle bu hastalarda beynin yönetici işlevlerinden (planlama, organize olma, zaman yönetimi, dürtü kontrolü) sorumlu frontal lobda küçülme olduğu ispatlandı. Sağlıklı çocuklarda dikkat, odaklanma ve dürtü problemlerine neden olan bu sorun, hiperaktivite ve dikkat eksikliği olan çocuklarda semptomların artmasına neden oluyor.
Bu konudaki önerilere gelince;
- Bu dönem klasik dijital bağımlılığı olan çocuklar için yapılmış önerilerle yönetilecek bir dönem değil, bu yüzden önlemler ve yapılacaklar bu doğrultuda planlanmalı.
- Pandemi dönemi öncesi sınırlandırılabilen ekran maruziyeti bu dönemde belirgin derece arttığı için duygusal ve fiziksel riskler açısından aileler daha dikkatli olmalı.
- Postür bozukluklarını önlemek için; eğitim sürecinde ekran karşısında çocuğun ekrana uzaklığı, sandalye yüksekliği, ekranın yüksekliği anatomik olarak boyuna uygun şekilde ayarlanmalı. Ders aralarında mutlaka çocuk hareket ettirilmeli, sürekli ekran başında kalmasına engel olunmalı.
- Obeziteyi önlemek için; beslenme rutininde glisemik indeksi yüksek karbonhidratlardan kaçınılmalı, protein ağırlıklı beslenilmeli ve mutlaka esansiyel yağlar (omega-3, omega-6) yer almalı. Kilo takibi bu dönemde önemli, kilo alımı ve kayıpları gözden kaçmamalı.
- Aileler de bu dönemde dijital ekranla ilişkili temaslarını azaltmalı. Özellikle çocuklar rol model olarak aileyi alırlar, ailenin de dijital bağımlılığı çocuğun buna yönelmesini kolaylaştırır. Aile bu dönemde çocuklarla gerçek ilişkiler kurmalı. Çocukla yaşına uygun oyunlar (lego, yapboz, hamur gibi) oynamalı, aile bireylerinin tamamını içeren planlamalar ve organizasyonlar (sofra kurmak, beraber evi toplamak, çiçek dikmek) yapılmalı. Büyük çocuklarda müzik, spor, dans, resim gibi koordinasyonu ve dengeyi arttıran aktiviteler gerçekleştirilmeli.
- Uyku açısından yatış ve kalkış saatlerinde kararlı olunmalı. Sabah uyanınca uyku kıyafetleri çıkarılmalı, eğitim aldığı dönemde mutlaka kıyafetleri okula gidermişçesine değiştirilmeli. Ebeveynler evde uyku kıyafetleriyle dolaşmamalı, günlük rutin yaşam ve aktivitelerden kopmamalı.
- Çocuğun odasında bir teknolojik aygıt bulundurulmamalı, evdeki cihazlar ortak kullanım alanlarında kullanılmalı. Ceza ve ödüllendirme konusunda dijital cihazlar kesinlikle pazarlık konusu yapılmamalı.
- Pandemi döneminde birçok ebeveyn de evden çalışma düzeniyle iş hayatına devam etti. Ebeveynler işle ilişkili yaptıkları çalışmaları çocuğun eğitim saatine denk getirmeli, iş ve eğitim haricinde mümkün olduğunca bireyler gerçek aktivitelerle günlerini geçirmeli.
- Alınan önlemlere rağmen uzun ekran maruziyeti olan çocuklarda; stres düzeyi, olumsuz duygulara sahip olma ve bunlardan uzaklaşma ihtiyacı, yaşıtları arasında kuramadığı sosyalleşme duygusunun dijital ortamda karşılanması, içe kapanıklık hissi, yalnızlık duygusu, sosyal kaygılar sorgulanmalı ve bu konularda profesyonel destek alınmalı.
Pandemi döneminin hızlıca sonlanmasını, çocuklarımızın ve bizlerin gerçek dünyaya hızlıca dönmemizi dilerim. Sağlıkla kalın…
DOÇ. DR. SERHAT GÜLER KİMDİR?
1981 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinde lisans eğitimini tamamladı. Şu an İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Nörolojisi Bilim Dalında öğretim üyesi olarak çalışmaya devam ediyor.