Güncelleme Tarihi:
İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer, “madde bağımlılığı kadar tehlikeli” olarak nitelendirdiği “ekran bağımlılığı”nın asrın sorunu olduğunu, bu konudaki sınırlamanın çocuğa ceza vererek değil, farklı etkinlikler sunup keyif almasını sağlayarak uygulanması gerektiğini bildirdi.
Haluk Yavuzer, yakın zamana kadar evlerde ekran olarak sadece televizyonların bulunduğunu, günümüzde bilgisayarlardan akıllı telefonlara kadar birçok ekran kaynağının yaygın şekilde kullanıldığını söyledi.
Ekrandaki görüntülerde hareketlilik ve yakınlaşıp uzaklaşmaların fizyolojik olarak beyin korteksinin bir takım bölgelerinin tembelleşmesine yol açtığını söyleyen Yavuzer, “Bu da çocuğun sosyal gelişimini olumsuz etkiliyor, okuma konusunda yavaşlamasına ve tembelleşmesine neden oluyor” dedi.
Yavuzer, 3 yaş civarındaki çocuğun 15-20 dakika gibi çok sınırlı zaman diliminde tablet üzerinde resim yapabileceğini ayrıca Keloğlan, Pepee gibi yarım saatlik çizgi filmleri de izleyebileceğini anlatarak, şöyle devam etti:
“Asrın sorunu, madde bağımlılığı kadar tehlikeli olan ekran bağımlılığı. Ekran sınırlamasını çocuğa ceza vererek değil farklı etkinlikler sunup keyif almasını sağlayarak uygulamak gerekiyor. Mesela, çocuğu kağıt kalem sunup birlikte resim yapmaya ya da dışarıda top oynamaya davet edip, dikkatini başka yere çevirebiliriz. Tiyatro, kitap, müzik, arkadaş beraberliği gibi farklı etkinliklere yönlendirerek doğal biçimde ekran birlikteliğini sınırlayabiliriz. Farklı etkinliklerle zengin uyarım bombardımanından bulunmalıyız. Bilinçli yaklaştığınız zaman pekala çocuk ekran bağımlısı olmuyor.”
Emek mahsulü uçurtmaya 3 saat, bakkaldan alınana 15 dakika
Haluk Yavuzer, anne ve babaların geçmişe göre daha bilinçli olduklarını belirterek, “Ama anne ve babanın zamanı yok, mekan dar. Titiz ve mükemmeliyetçi anne, zamanla yarışan anne kavramı var. Burada programı çok iyi yapıp, çocuğu mağdur etmemek gerekli” dedi.
Geçmişte annenin zamanının çok, teknolojinin de bu kadar ilerlememiş olduğuna dikkati çeken Yavuzer, şunları söyled:
“Ama uçurtmayı biz yapardık, topacımızı kendimiz kaytanla çevirirdik. Şimdi her şey otomatikleşti. Bu, çocuğun aldığı zevki de azaltıyor. Emek mahsulü bir uçurtmayı üç saatte uçuruyorduk, bakkaldan alınan plastik uçurtma 15 dakikada bırakılıyor. Dünle bugün çok farklı. Bugüne kadar çalışmalarımda, yaşadığım dönem içindeki Türk kültüründe çocuğu değerlendirdim ama artık koşullar, anne baba değişti. Yaşam şartları ve teknolojik gelişime bağlı olarak yeni çocuk tipi çıktı. Bir araştırma yaparak, yeni anne baba ve çocuk modelini irdelemeye çalışacağım.”