Güncelleme Tarihi:
Ne kadar çok beslersek çocuk da o kadar hızlı büyür gibi bir ilişki yok. Çocuk ne ile beslenirse ne kadar beslenirse beslensin ancak genetik potansiyeli kadar büyür. Ancak, yetersiz beslenirse genetik potansiyeline ulaşamaz. İşte bu nedenle çocuğun yeterli beslenip beslenmediğine, çocuğun büyümesini izleyerek karar verebiliriz. Çocuk yaş ve cinsine uygun olarak tanımlanmış değerler içinde büyüyorsa sorun yok. Çoğu zaman anne-babalar çocuğun büyüme hızını yeterli görmeyip daha fazlasını beklerler. Çocuğun yeterli beslenmediğini, iştahsız olduğunu düşünürler. Daha fazla yedirmeye çalışırlar veya büyümeyi hızlandıracak mucize besin arayışına girerler. Doğal olarak tüm bu beklenti, değerlendirme ve arayışlar yanlış. Beslenme ve besinler önemlidir ancak çocuğu genetik potansiyelinin ötesine taşıyacak mucize besin yok.
BESİNLERİN LEZZETİNE ALIŞTIRILMALI
Çocukların doğduğu andan itibaren neyle besleneceğini, çocuğun biyolojik gelişim düzeyi belirler. Yenidoğan bir bebek sadece anne sütü ile beslenebilir. Metabolizması ve beslenmeyle ilgili organ ve sistemlerinin gelişmişlik derecesi buna uygun. Bu nedenle çocuklar ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmeli, altıncı aydan itibaren de evde hazırlanmış ek (tamamlayıcı) besinlerle beslenmesi desteklenmeli. Çocuk sadece anne sütüyle çok sağlıklı büyüse de ek besinlere ihtiyaç var. Bunun en önemli nedeni, bebeğin bir yaşında anne sütü dışındaki yarı katı ve katı besinleri tüketebilmesini sağlayacak olan beslenme becerilerini kazanmasını sağlamak. Bebek altıncı aydan itibaren her ay nörolojik gelişim olarak buna hazır hale gelir. Uygun besinle bu beslenme becerilerini geliştirebilmesi için fırsat tanınması gerekir. Çocuk bir yaşında istemli olarak bir besine uzanabilmeli, ağzına götürebilmeli, ısırıp çiğneyip yutabilmeli. Bu beslenme becerileri uygun zaman aralığında geliştirilemezse çocuk yaşına uygun besin kıvam ve çeşitliliğini tüketemez. Bu çocuklar çoğunlukla iştahsız diye değerlendirilirler. Oysa sorun iştahta değil, çocuğun yaşına uygun nitelikte besin tüketebilmesi için ihtiyacı olan beslenme becerilerini geliştirememiş olmasında. Çocuk 12-18 aylık dönemde erişkin tipi beslenmeye geçebilmeli, dokuzuncu aydan itibaren de besinlerin lezzetine alıştırılmalı.
ABUR-CUBUR TÜKETİLMESİ NASIL ÖNLENİR?
İki yaşından sonra çocuk artık günde üç ana ve bir ara öğün düzeninde beslenmeli, acıkması için öğün aralarında yeteri kadar zaman olmalı. Çocuk beslenmesinde esas olan beslenme disiplininin sağlanması, çocuğun diğer aile bireyleriyle birlikte sadece öğün saatlerinde, ailenin tükettiği yiyeceklerle beslenmesini sürdürmesidir. Daha çok yesin diye çocuğun yaşına uygun olmayan besinler hazırlanması, yemediği takdirde abur-cubur adı verilen besinlerden medet umulması doğru değil. Ebeveynler abur-cubur besinleri sıklıkla çocukların sevmedikleri diğer besinleri yemelerini sağlamak için bir ‘rüşvet’ aracı olarak da kullanırlar ki, çok yanlıştır. Abur-cubur besinlerin ortak özelliği lezzetli, besleyici değeri düşük, kalori ve sodyum yoğunluğu yüksek besinler olmaları. Günümüzde obezite gelişimi için de önemli bir risk oluştururlar. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesine de engel olurlar. En sağlıklı olanlar süt bazlı olanlardır ve sadece ara öğünde zaman zaman tüketilmeliler. Ara öğünlerde taze ve/veya kuru meyveler tercih edilmeli. Çocuklara sağlıklı alışkanlıklar kazandırılmasında anne-babalık yaklaşımları ve örnek olmak çok önemli. Anne-babalar abur-cubur besinler tüketmiyorsa, bu besinler evde bulunmuyorsa çocuk da tüketemez.
SAĞLIKLI YİYECEKLERİ SEVDİRMEK
Sağlıklı yiyecekler, sağlıklı beslenmenin sağlıklı beslenme de sağlıklı yaşam tarzının önemli bileşenleri. Sağlıklı beslenme, yeterli ve dengeli beslenmedir. Dengeli beslenme, her besin grubundan besin içeren diyettir. Yeterli beslenme ise her besin grubundan ihtiyacı karşılayacak kadar besin tüketilmesidir. Her besin grubunu oluşturan besinler, sağlık için önemli besin öğeleri içerirler. Ancak hangi besin grubunun daha sıklıkla ve daha fazla miktarda tüketileceği sağlıklı beslenmenin diğer bileşeni olan yeterli beslenmeyi belirler. Süt ve süt ürünleri çocuklar için vazgeçilmezdir, mutlaka tüketilmeliler. Kalsiyumun bilinen en zengin kaynağıdırlar. Ve her yaşta günlük kalsiyum ihtiyacının karşılanması için bilinçli olarak kalsiyumdan zengin besinlerin tüketilmesi gerekli. Kalsiyumdan zengin olarak bilinen bitkisel kaynaklarla asla günlük kalsiyum ihtiyacının karşılanması mümkün değil. Süt ve süt ürünleri bu nedenle vazgeçilmezdir.
Et-yumurta-baklagil grubu, protein kaynağı olmaları nedeniyle çocuklar için olmazsa olmazdırlar. Büyüme yeni protein sentezi ile gerçekleşir. Bunun için de çocuğun amino asit kaynağı olarak hayvansal ve bitkisel proteine ihtiyacı vardır. Yumurta, kırmızı ve beyaz et hayvansal protein kanağı olup biyolojik değerleri, vücut tarafından kullanılabilirlikleri yüksektir. Bitkisel protein kaynağı olarak kuru baklagiller de önemli ve sağlıklı besinler. Meyve ve sebze grubu taze, dondurulmuş, konserve, kurutulmuş meyve ve sebze ile buların sularını içerir. Meyve ve sebzeler, antioksidanlar olarak adlandırılan birçok vitamin ve kimyasal madde ile sindirim sistemini sağlıklı tutmak için lif içerirler. Günde en az beş porsiyon meyve ve sebze tüketilmesi sağlıklıdır. Önemli olan tüketilen meyve ve sebzelerin çeşitliliği. Ancak bir çocuk her meyve ve sebzeyi tüketmek istemeyebilir. Bireysel tercihlere de saygı duyulmalı. Önemli olan tüketilen meyve ve sebzenin olabildiğince geniş bir yelpazeden seçilebilmesi.
Sebze ve meyvenin taze ve bütün olarak tüketilmesi tabii ki daha çok tercih edilmeli. Büyüme enerji gerektiren ve enerji ihtiyacını arttıran bir süreç. Bu nedenle enerji kaynağı olarak karbonhidrat, şeker ve yağ da çocuğun beslenmesinin sağlıklı bileşenleridir. Katı yağ yerine sıvı yağ, basit şeker yerine karbonhidratlar tercih edilmeli. Çocuk sütünü tatlı seviyorsa, doğal tatlandırıcı olarak pekmez veya bal kullanılırsa tabi ki daha iyi. Ancak sevmiyorsa süte ilave ettiğiniz bir tatlı kaşık şeker de zehir değil. Mümkün olduğunca basit şeker yerine kompleks karbonhidrat tüketiminin arttırılması desteklenmeli. Şeker ilave edilmiş meşrubat tüketmesi tercih edilmemeli. Bu grupta makarna, pirinç, yulaf, patates, erişte, tatlı patates, mısır, kuskus, ekmek, kahvaltılık gevrek gibi nişastalı yiyecekler bulunur.
HER BESİN GRUBUNDAN YİYECEK İÇERMELİ
O halde sağlıklı bir diyet, her besin grubundan yiyecek içermeli. Olabildiğince geniş bir yelpazede besin tüketilmeli, mutfak kültürümüz içinde evde pişirilmeli. Sağlıklı beslenme, doğada var olan besinlerle ve bunların mutfak kültürümüz içinde işlenmesiyle elde edilen yiyeceklerle sürdürülen, öğün saatlerinde gerçekleştirilen ve çocuğun yeterli büyümesini sağlayan yeterli ve dengeli beslenmedir. Mucize besin olmadığı gibi zehir besin de yoktur. Tercih sık edilecek ve daha az tercih edilecek besin vardır. Doğanın bize sunduğu besini sağlıksız yapan, çoğunlukla besinin hazırlanışında izlediğimiz yoldur. Örneğin patates kızartması, eğer kızartılan yağ defalarca kullanılır ise sağlık için olumsuz trans yağlar içerir. Ama her defasında kızartma yağı değiştirilirse arada sırada tüketilmesinde sakınca yok. Sıklık ve miktar önemli. Örneğin brokoli, içerdiği besin öğesi spektrumuyla diğer sebzelere göre bazı farklılıklar içerse de mucize yaratmaz, sebze olması nedeniyle diğer sebzeler gibi ve kadar sağlıklı. Brokoliye özel bir anlam yüklemek maksadı aşar, doğru değil. Basında bazı hekim ve kişilerce mucize gibi gösterilen bu gibi besinleri çocuğuna yediremediği için suçluluk duyan, çocuğuna baskı ve hatta şiddet uygulayan anneler hiç de az değil. Çocuklara sağlıklı besinlerin sevdirilmesi için, ailenin beslenme koşullarının ve tercih edilen besinlerin de sağlıklı olması gerekir. Çocuklara sağlıklı alışkanlıklar kazandırılmasının başlıca ve en etkin yolu örnek olmaktır; çocuğa sağlıklı tercihleri bulabilecek ve tüketebilecekleri ortamı yaratmak.
PROF. DR. BENAL BÜYÜKGEBİZ KİMDİR?
Prof. Dr. Benal Büyükgebiz, 1972-1978 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamladı. 1978-1982 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanlık Eğitimini aldı. 1983-1985 yılları arasında SSK Ankara Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak Mecburi Hizmet’ini yaptı. 1995-1998 tarihlerinde Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Gastroenteroloji Yan Dal Uzmanlık Eğitimini tamamladı. Prof. Dr. Büyükgebiz, çocuk sağlığı ve hastalıkları, çocuk gastroenteroloji ve beslenme alanlarında çalışmalarını sürdürüyor.