Çocuklara hayvan sevgisi kazandırmak için neler yapmalıyız?
Güncelleme Tarihi:
Yapılan araştırmalar, evde hayvan besleyen çocukların bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğunu ortaya koyuyor. İngiltere’de yapılan bir çalışmada, evde hayvan besleyen çocukların beslemeyenlere göre 18 gün daha fazla okula gittiği saptandı. Çocukların yüzde 30’unun korkunca hayvanları sayesinde sakinleştiği, yüzde 28’inin aile içinde anlaşmazlıklar yaşandığı zaman hayvanın sonsuz şefkatine sığındığı görüldü. Hayvanlar emir vermez, kural koymaz, eleştirmez, yargılamaz. Onlar ve çocuklar arasındaki ilişki daha yalın. Çocuk hayvanıyla oynar, dertleşir, konuşur hatta bazen ailesine anlatamadığı şeyleri ona anlatır.
Çocuklarımızın neredeyse her gelişim alanına hitap eden mucizelerdir hayvanlar. Şimdi gelelim asıl konumuza. Çocuklara hayvan sevgisi kazandırmak için neler yapmalıyız? Buradaki asıl görevin bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerine (STÖ) düştüğünü belirtmek gerekiyor. Sadece kedi ve köpeklere odaklanan bir sevgi anlayışı ya da ajitasyonlu sosyal medya mesajlarının çok primitif duygular oluşturduğunu düşünenlerdenim. Örneğin, biz HAYTAP olarak birçok eğitim çalışması gerçekleştiriyoruz. Bunlardan biri 2018 yılı itibarıyla yenilenen HAYTAP Eğitim DVD’si. DVD’nin içinde ihtiyacınız olabilecek kısa filmlerden, yüksek çözünürlüklü afişlere, eğitim çalışmalarından bir bakımevinin nasıl olması gerektiğine dair görsellere, okullarda kullanabileceğiniz materyallerden hayvan hakları felsefesine dair güncellenmiş her konu mevcut. Tek yapmanız gereken DVD’yi okulda öğrencilerin karşısına geçip, projeksiyon aletinde oynatmak. Yahut bir bilboard çalışmasında basıma hazır versiyonlar için belediyelerinizle ortak işbirliği yapmak.
YENİ NESİL Z KUŞAĞI
Çocuk-hayvan sevgisi-eğitim üçlemesinde en çok dikkat edilmesi gereken husus değişen kuşağın farkında olmamız. Yeni nesil Z kuşağını oluşturuyor. İleri derecede teknoloji kullanan, aktive ve gönüllü çalışan, birliktelik ve beraberliğe inanan, kendinden emin, imaj/video ve görsellerle iletişimde olan, malzeme ve konuları yaratan, alçak gönüllüğe sahip, geleceğe odaklanan, gerçekçi, başarılı olmak ve kazanmak için çalışan bu kuşak bireylerini eğiterek, onların desteğini kazanarak standardın dışına çıkmak istiyoruz. Sivil toplum kuruluşları çalışmalarımızı planlarken, projelerimizi hazırlarken bu değişimi göz önünde bulunduruyoruz.
TİYATROYLA ÇOCUKLARIN DİLİNDEN
Çocuklar için halen devam eden ve bana göre çok daha önemli somut bir projemizden de bahsetmek istiyorum. Türkiye’de hayvan haklarına dair ilk eğitim tiyatrosu, gösterimlere başladı bile. HAYTAP Eğitim Projesi kapsamında okullarda gösterime giren oyunumuz, yunus parkları gerçeğinden sirke, petshop gerçeğinden deneye kadar hayvan hakları ihlalinin olduğu birçok konuyu, çocukların dilinden onlara anlatıyor. Müzikli, dekorlu, kostümlü ve tamamıyla eğitim amaçlı hiçbir şiddet unsuru barındırmayan oyun, çok yakında talep geldikçe okullara ulaşacak. Yaklaşık bir yıl süren uzun çalışma ve provalardan sonra oyun, sahnelenmeye hazır hale geldi. Büyükleri çok zor eğittiğimiz bu yüzyılda çocuklarımıza sirklerin, hayvanat bahçelerinin, evden terk edilen hayvanların, yunus parklarının gerçeğini o ruh haliyle anlatıyor olacağız. Tamamıyla profesyonel ekip ve metin yazarlığıyla oluşturulan bu oyun yine HAYTAP tarafından hayvan hakları dünyamıza kazandırılan ilklerden birisi olacak. Bu projesiyle HAYTAP karanlıktan şikâyet etmek yerine, yine mum yakmaya toplumumuzu aydınlatmaya desteklerinizle devam edecek. Dünyanın yanlış giden düzenine itiraz eden, mızıkçılık yapan hayvanlar, çocuklarımıza, yarınlarımıza bir umut ışığı olacak. Lütfen belediyelerinizi, şirketlerinizi bu oyunun sizlerin okullarında da oynanabilmesi için oyunu toplu olarak satın alınması için ikna edin, bu oyun sizlerin okullarına da gelebilsin.
‘VAR OLMAK HAKTIR’
Bir diğer projemiz; HAYTAP ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) arasında 2011 yılında ‘Var Olmak Haktır’ adlı eğitim projesiydi. İstanbul’da 39 belediyeyi kapsayan bir eğitim projesi başlamış ve yaklaşık dört ay boyunca İstanbul’daki bir çok okulda Yonca Evcimik ve dans grubunun katılımıyla renklenmişti. Hala İBB ile birçok proje gerçekleştiriyoruz. Yazımı ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle bitirmek istiyorum; “Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır.”
AHMET KEMAL ŞENPOLAT KİMDİR?
Ahmet Kemal Şenpolat, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra bir süre ABD’de kalarak hukuk eğitimi aldı. 2005 yılında Bilgi Üniversitesi’nde Ekonomi Hukuku dalında master derecesini tamamladı bu arada birçok sivil toplum örgütüyle çalışmalarda bulundu. 2004 yılından itibaren Türkiye’deki hayvan hakları mücadelesi içinde kendini buldu ve çeşitili platformlarda , farklı kentlerde bireysel olarak çalışan hayvan hakları savunucularının ancak örgütlü ve bilimsel metodlarla çalışabilmeleri halinde çevre ve doğa ile ilgili başarı kaydedilebileceği, devlete olumlu yönde baskı kurabileceği konusundaki görüşlerini oluşturdu. Türkiye’deki hayvan haklarını anlattığı soru yanıt şeklinde yazmış olduğu ‘99 Soruda Hayvan Hakları’ adlı kitabı 2015 ‘te yayımlandı. HAYTAP Başkanlığı’nı yürüten Şenpolat, aynı zamanda MEF Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ‘Hayvan Hukuku’ dersleri veriyor.