Güncelleme Tarihi:
Öğrenciler akıcı okuyamadıkları için de özellikle sınavlarda beklenen başarıyı elde edemiyor. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Baştuğ, bu durumu şöyle anlatıyor:
OKUMA VE OKUDUĞUNU ANLAMANIN FARKI
“Bir öğrenci düşünelim. Okuduğu metindeki kelimelerin kodunu çözmede sorunlar yaşıyor. Okuma sırasında hatalar yapıyor. Okuma hızı ya çok düşük ya da gereğinden çok hızlı. Bununla birlikte öğrencinin sesli okumasında prozodik özellikler (vurgu, tonlama, duraksama vb) yok. Monoton bir şekilde okuyor. Bu öğrenci temel olarak akıcı okuma sorunu yaşıyor (ki benim gözlemlerimde bu çocuklar okurken adeta acı çekiyor). Bu şekilde akıcı okumada sorun yaşayan bir çocuğun okuduğunu anlaması da sorunludur. Akıcı okuma önemlidir ama yetmez: Okuduğunu anlamak gerekir.”
5, 6, 7 veya 8’inci sınıf öğrencilerinin akıcı okuma düzeylerinde sorun olduğunu, eğer önlem alınmazsa bunun lisede de düzelmediğini söyleyen Baştuğ, “Öğrenciler sınıf düzeyinde beklenen akıcı okumaya ulaşamazsa, doğal olarak okuduğunu anlamada da sorunlar çıkıyor. Yaptığımız ve devam eden araştırma da bunu gösteriyor. Buna göre 5’inci sınıftaki çocukla 7’nci sınıftaki çocuğun okuma düzeyinde pek fark yok. Bu da beni çok korkutuyor. Çünkü sınıf düzeyi arttıkça içerik artıyor, zorlaşıyor ve öğrenciler daha karmaşık problemlerle karşılaşıyor. Bunun için de akıcı okumaya ihtiyaç var. Bu olmayınca öğrenme gerçekleşmiyor” diyerek şu uyarıda bulunuyor:
“Günümüzde pek çok ebeveyn ya da öğretmen öğrencilerin bir kelimeyi, cümleyi seslendirmeyi öğrendiğinde, okumayı ve anlamayı da öğrendiğini varsayar. Oysa okuma ve okuduğunu anlama iki farklı beceridir. Çünkü öğrenciler okumayı öğrenebilir, ama bu durum onların okuduğunda iyi anlayacaklarını garanti etmez. Çünkü okuduğunu anlama akıcı okumanın yanında iyi bir kelime dağarcığı, kavram bilgisi ve strateji gibi başka öğeleri de gerektirir. Okuma çalışmalarında nihai hedef derin düzeyde anlama becerisi kazandırmak olmalıdır.”
ÇOK TEST YERİNE OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI
Öğrencilerin okuma ve derin düzeyde anlama becerisi gelişmeden, akademik açıdan başarılı olmasının çok zor olduğu vurgusunu yapan Muhammet Baştuğ, “Yapılan çok sayıda araştırmada, okuma becerileriyle ilgili faktörler öğrencilerin akademik başarısını çok etkiliyor. Özellikle son LGS’de herkes aynı şeyi söylüyor: ‘Sorular okuma ve anlama gerektiriyor’. O halde öğrencilere daha çok test çözdürmek yerine daha nitelikli okuma ve anlama çalışmaları yaptırmak gerekmez mi” diyor.
SESLİ OKUMA YAPTIRIN
DOÇ. Dr. Muhammet Baştuğ’a göre öğrencilerin ilk 3 sınıfta mutlaka ‘sesli okuma’ yapması gerekiyor. Baştuğ’un ailelere önerileri şöyle:
“Anaokulunda çocuğa sesli hikâye okuyun. İlkokul ve ortaokulda 10-15 dakika sessiz odada sesli okuma yapmasını isteyin, siz de dinleyin. Örnek okumayı da anne-baba olarak siz yapın. İlkokulda da yoğun olarak bunu mutlaka yapın.”
NE KADAR HARÇLIK VERECEĞİZ?
ÇOCUKLARIN parayla ilişkisi uzmanlara göre 5 yaş civarında başlıyor. Bu ilişkinin yönünü ise ailenin rolü belirliyor. Her ne kadar yurtdışında farklı uygulamaları olsa da Türkiye’de hangi yaşta ne kadar para verileceği konusunda kafalar karışık. Bu durumu birkaç uzmanla konuştum. İşte onlardan aldığım bazı ipuçları:
Geleceğin tüketicileri olan çocukların daha küçük yaştan itibaren para yönetimi için harçlık almaları doğru olur. Para harcama konusunda çevresel etkenler de onun belli alışkanlıklar kazanmasına neden olur.
5-6 yaşlarındaki çocuklara küçük alışveriş fırsatları tanınması, harçlığını gerçekten ihtiyacı olan şeylere harcayıp harcayamayacağı konusunda önemli bir uygulama. Kumbara kullanımı da harçlık konusunda önemli bir adım. Çocuk daha küçük yaşta para biriktirme ve bekleme sürecinin önemini bu yolla kavrar.
Okula başlarken cep harçlıklarının günde 1 TL civarında olması yeterli. Harçlığın amacı çocuğa sorumlu para kullanmayı, planlamayı öğretmek.
Haftalık harçlık verilmesi daha yararlı. Çocuğa her istediğinde harçlık vermek yerine düzenli aralıklarla ve belli miktarda para verilmeli. Harçlığını belirlenen sürede ve planlı bir şekilde harcaması istenmeli.
Çocukların para harcama ve harçlıklarının yönetimi konusunda bilinçlenmeleri için aileyle ilgili harcama kararlarına katılımı da önemli. Hatta ailenin gelirine göre harcama sınırları gibi konularda çocukları bilgilendirmek çok yararlı.
Unutmayın temel gereksinimi aileler karşılamalı, ailenin geliri yüksek olsa da harçlık abartılmamalı.