Güncelleme Tarihi:
Çocuk Vakfı'ndan yapılan açıklamada, 5 Nisan 2012'de çalışmalarına başlayan TBMM Üstün Yetenekli Çocukların Keşfi, Eğitimleriyle İlgili Sorunların Tespiti ve Ülkemizin Gelişimine Katkı Sağlayacak Etkin İstihdamlarının Sağlanması Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'nun, 471 sayfalık rapor açıkladığı hatırlatıldı. İlk kez hazırlanan rapor dolayısıyla komisyon başkanı ve üyeleri ile komisyonun kurulmasında emeği geçenlere teşekkür edildi. Rapora göre, Türkiye'nin, yetenekleri dikkate almayan bir eğitim sistemi uyguladığı belirtilen açıklamada, "Türkiye, üstün yetenekli bireylerin eğitimine ve istihdamına yönelik ülke ölçekli politika, çoklu eğitim model ve uygulamaları, insan kaynağının yetiştirilmesi, bireyin, ailenin ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak alt yapıdan yoksun bir ülke durumundadır" denildi.
Açıklamada, raporun, 15 Ocak'ta Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu tarafından onaylanan ve Bakanlar Kurulu kararı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Başbakanlığa gönderilen "Özel Yetenekli Bireyler Strateji ve Uygulama Planı 2013-2017" belgesinin, Türkiye'nin ihtiyacını karşılayamayacak vasat bir faaliyet planı olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Raporun ortaya çıkardığı bir diğer sonuç, özerk yapıda bir kurumun kurulmasının önerilmiş olmasıdır. Her yaştan bireyin yeteneklerinin belirlenmesi, geliştirilmesi, ülke yararına verimli hale getirilmesi için bilimin ışığında gerekli strateji ve politikaları tespit etmek, araştırma-geliştirme ve uygulamaları özendirmek, gerekli alt yapı ve araçlarının oluşturulmasını ve geliştirilmesini sağlamak, ülkemizde yeteneklerin geliştirilmesi kültürünü yaygınlaştırmaya yönelik faaliyetleri yürütmek amacıyla Türkiye Yetenekleri Geliştirme Kurumu'nun kurulması için tekrar çağrıda bulunuyoruz.
Çocuk Vakfı'nın, 'üstün zekalı ve yetenekli' çocuklar için savunduğu görüş kısaca şudur: Her çocuk erken çocukluk döneminden başlamak üzere büyüme, gelişme ve yeteneğini geliştirme hakkına sahiptir. Eğitim sistemi mevcut yapısıyla zeka ve yeteneklerin öğrenme hızı ve öğrenmeye hazır bulunuşluğuna dikkat edilmeksizin farklı yetenekleri sıradanlaştırmaktadır. Türkiye'de her yaştan zeka ve yeteneğin gerektiği biçimde değerlendirilmesinde mevcut yapısıyla yalnızca Milli Eğitim Bakanlığının yer alması da önemli bir problem alanıdır. Türkiye'nin çoklu 'ileri düzey öğrenme ortamları' modellerine dayalı bir sisteme ihtiyacı vardır. Bunun için de öncelikle müfredatın gerektiği biçimde değerlendirilmesinde yetenekleri geliştiren bir muhtevada ve kökten düzenlenmesi gerekmektedir. Raporun, bu alandaki son 100 yılın üç uyurları olan devlet-hükümet, üniversite, birey-toplum öznelerini uyandırmasını temenni ediyoruz."