Çocuk tiyatrosunun eğitime katkısı

Güncelleme Tarihi:

Çocuk tiyatrosunun eğitime katkısı
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2022 09:53

Çocuk tiyatrosuyla ilkokul üçüncü sınıftayken tanıştım. Şanslıydım, çünkü Berlin’de okula gidiyordum ve tüm sınıfla Almanya’nın en tanınmış çocuk tiyatrosu olan Grips Tiyatrosu’nda, ‘Aptal Aptal Kalır’ adında bir oyun izlemiştik. Açıkçası ilk oyunumu Almanya’da çocuk tiyatrosu tarihine yön vermiş olan Grips Tiyatrosu’nda izlemiş olmam büyük bir şanstı.

Haberin Devamı

1969 yılında Volker Ludwig tarafından 68 hareketinin ruhuyla kurulmuş olan Grips Tiyatrosu, oyunlarını farklı yaş gruplarından çocuklarla yapılan röportajlar sonucunda geliştirdiği için, çocuk tiyatrosuna farklı bir boyut kazandırdı. O güne değin çocuk tiyatrosunun amacı ağırlıklı olarak çocuklara ilk tiyatro deneyimini kazandırmak ve yarının seyircisini yetiştirmek, yani onların uygulamalı sanatlarla ilişki kurmalarını sağlayarak, onlara estetik bir temel vermek; aynı zamanda eğlendirerek hoş vakit geçirtmek, eğitmek ve kendi oyun alışkanlıklarını değerlendirerek benzerini yapmaya yöneltmekti.
Oysa Grips Tiyatrosu öğrenmeyi zevkle bağdaştıran, kabare öğeleri taşıyan ve çocuğun ‘özgürleşmesini’ hedefleyen, yeni, gerçekçi, sosyal ve eleştirel çocuk oyunları sahneye koyuyordu. Bununla birlikte, çocuğun ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran, parmak sallamadan eğiten, içinde yaşadığı toplumu ve koşulları anlamasına ve değerlendirmesine yardımcı olan ‘anti-otoriter’ bir tiyatro anlayışı geliştirdiler.

Haberin Devamı

SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE ODAKLANIYOR
Yetmişli yılların ‘anti-otoriter’ ruhu zaman için dönüşüme uğramış olsa da, Grips Tiyatrosu’nun çocuk ve gençlere yaklaşımı, çocuk tiyatrosu alanında yaratıcı ve yararlı üretimlerde bulunmak isteyenler için hala çok iyi bir örnek.
Çünkü Grips gibi, işini ciddiye alan bir tiyatro topluluğu çocukların da sorunları olduğunu kabul ederken, onlara toplumsal sorunların kaynaklarını göstererek ve anlamalarını sağlayarak, onların çözümü üzerine düşündürmeye sevk ediyor. Geleneksel çocuk tiyatrosu çocukların tepkiselliklerini, hareketliliklerini ve oyuna katılma arzularını dikkate alsa da, bunların bir çoğu çocukların algılama ve kavrama kapasitelerini küçümser ve onları gerçek yaşamdan soyutlarlar.
Çocuk tiyatrosunun Türkiye’de oldukça uzun bir geçmişe sahip olması ilk anda şaşırtıcı gelebilir. Geçmişi Meşrutiyet dönemine uzanan ve Nihal Kuyumcu’nun belirttiği gibi, ‘Mektebi Temsil’ gibi adlarla anılan çocuk tiyatrosu için en büyük atılım 1915 yılında döneminin Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitici ve öğretici niteliği nedeniyle, tiyatroyu bir ders olarak koymasıyla gerçekleşti. (1)

Haberin Devamı

ÇOCUK TİYATROSU BİLİNÇLİ KİŞİLER TARAFINDAN ÜRETİLMELİ
Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı çocuk tiyatrosu alanındaki gelişmeleri sekteye uğratmakla birlikte Cumhuriyet’in kurulmasıyla, çocuk tiyatrosu özellikle bir eğitim aracı olarak yeniden önem kazanmaya başladı. Ne var ki yetmişli yıllarda bizde de toplumsal olayları konu alan çocuk oyunları sahnelenmiş olsa da, Türkiye’deki bir çok çocuk tiyatrosu (BeReZe gibi, işini ciddiye alan çocuk tiyatrolarını bu genellemenin dışında tutuyorum), sanatsal ve düşünsel açıdan çocuğu ciddiye alan işler üretmekten uzak. Bunun en önemli nedeni, birçok oyunun çocuğun dünyasını dikkate almadan sahneye konmasıdır. Oysa çocuk tiyatrosunun faydalı olabilmesi için, onun bilinçli ve yetkin kişiler tarafından üretilmesi gerekir. Tiyatro Pedagogu Ulrike Henschel’in ifade ettiği gibi, tiyatro deneyimi çocuklar için de ‘gündelik hayatın gerçekliğine farklı bir gerçeklik düzeyinden bakmayı’ mümkün kılar.

Haberin Devamı

YETİLERİN GELİŞMESİNE ÖNEMLİ KATKI
Kültürel eğitimin bir çeşidi olarak sanatta estetik eğitim, insanların, özellikle çocukların, ‘dünya’ ve dünyayı kendi kendilerine mal etme biçimleriyle yüzleşmelerinin temel boyutlarından biridir. Tiyatro provası, atölye çalışması, kendi performansınız veya tiyatro ziyareti gibi sanatsal etkinliklerin her biri, yaratıcı veya alımlayan öznenin bireysel deneyimlerinin çerçevesini oluşturur. Bu çerçeve ne kadar uyarıcı olursa ve konular, hikayeler ve bağlamların konularla ilgisi ne kadar büyük olursa, eğitsel süreçleri o kadar yoğun olabilir. (2)

Bu etki büyükler tarafından çocuklar için yapılan tiyatrodan ziyade, çocuklarla birlikte yapılan, onları sahneye çıkartan ya da süreç odaklı eğitimde yapılan tiyatro çalışmalarında daha da yoğun bir biçimde ortaya çıkar. Tiyatro bu bağlamda çocuğun dilsel ve sosyal gelişimine, hafıza, düşünme ve algılama yetilerinin gelişimine, yaratıcılık ve kinetik yeteneklerin gelişimine, benlik duygusu, özgüven ve karar verme gibi yetilerin gelişimine önemli katkılar sağlar. Ancak hangisi olursa olsun, çocuklar için tiyatro ya da çocuklarla yapılan tiyatro, her ikisi de onların empati duygusunu geliştirebilecek özelliğe sahip. Benim izlediğim ilk çocuk oyunumdan, yani Grips tiyatrosundaki ‘Aptal Aptal Kalır’dan öğrendiğim ve hayatım boyunca unutmadığım örnekteki gibi: “Hiç kimse çevresi tarafından kendisine yakıştırılan niteliklerle sınırlandırılmamalı, önyargılara hapsedilmemelidir, başta kişinin kendisi olmak üzere.” Yarının tiyatro izleyicisini yetiştiren çocuk tiyatrolarına bugünden çok iş düşüyor.
1) Bkz. Nihal Kuyumcu, Türkiye’de Çocuk Tiyatrosu, “Çocuk Kültürü-edebiyat-tiyatro-medya”, Mavibulut Yayınları, İstanbul 1997
2) Bkz. Tiyatro Pedagojisi uzmanları Ulrike Henschel ve Klaus Möllenhauer’ın bu konudaki çalışmalarına.

Haberin Devamı

DOÇ. DR. HASİBE KALKAN KİMDİR?
Hasibe Kalkan ilk ve orta öğrenimini Almanya’da gördü. 1983 yılında ailesiyle Ankara’ya döndü ve Hacettepe Üniversitesi, Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne kayıt oldu. Mezun olduktan sonra bir süre Türkiye’nin farklı bölgelerinde turist rehberi olarak çalıştı. Yüksek Lisans yapmak için 1991 yılında İstanbul’a taşındı ve Marmara Üniversitesi’nin ardından 1998 yılında İstanbul Üniversitesi, Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nde Doktora’sını tamamladı. 1994 yılında asistan olarak girdiği bölümde halen öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Belgesel Tiyatro, Tiyatroda Göstergebilim ve Göçmen Sonrası Tiyatro başlıklı kitapları, çeşitli dergilerde makale ve eleştiri yazıları vardır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!