Güncelleme Tarihi:
Mardin, Türkiye’de çocuk istismarı konusunda toplumun yeterince sağduyulu olmadığını ve kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesinin yeterince konuşulmadığını söyledi. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Lisans Programı son sınıf öğrencilerinin, Türkiye’de Betül Mardin önderliğinde düzenlediği ‘Ama Ben Daha Çocuğum’ adlı etkinlikte çocuk istismarı tartışıldı. Türkiye’de çocuk istismarına gereken ilginin gösterilmediğini belirten Mardin, şöyle konuştu: “Bu seminerle tünelin sonunda ışık yansın istiyorum. 87 yaşındayım. Atatürk döneminden geliyorum ve o zamanlar her gün bir yenilikler yapılıyordu. Her yenilikte kıyametler kopardı ama birkaç gün sonra bunlara alışılırdı. Ben Mardinliyim. Hem Arap, hem Türk’üm. Asıl Türk benim. Kürtler “biz neyiz?” diye soruyorlar. Tabi ki Türksün. Türkiye Cumhuriyeti’nde oturuyorsun. Var mı başka bir şey.”
Bu sözler üzerine alkışlanan Mardin, alkışları Atatürk adına aldığını belirterek, “Şimdiye bakalım. Para denildiği zaman her şeyin önüne geçiliyor. Çocuklar para karşılığı evlendiriliyor. Bunun sonucunda şu çıkıyor ortaya; kanunlarımız önlemeye yetmiyor. Çocuk istismarının önüne geçilmesi için, bu konunun daha fazla konuşulması, gündemde olması gerekiyor” dedi.
Seminerde çocuk istismarı, kız çocukların maruz kaldığı erken evliliklere dikkat çekildi. Konuşmasında kendi teyzesinden de örnekler veren Mardin katılımcılara seslenerek çocuk istismarı konusunda kitap yazılmasını, her ortamda konuşulmasını da istedi.
Çözüm hukukta
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu da, çocuk istismarının toplumda kanayan bir yara olduğunu anlattı. Bu konuda topluma anlamlı mesaj verilmesi gerektiğini aktaran Nalçaoğlu şöyle devam etti:
“Çocuk istismarı köklü bir konu. Kültürül, tarihsel geçmişi var. Bunun iletişimini yapmaktan geçiyor. Topluma mesaj göndermenin ötesinde çalışmalar yapılmalı. Kanunlar var, yapılıyor ama adalet yok. Zihniyette asıl dönüşüm gerçekleştirilmeli. Bu konuda söz, eylem üretmek gerekir. Gerçek çözüm hukuku, adaleti tehsis etmekle olur.”
Ataerkil aile yapısı değişmeli
Örf, adet ,gelenek görenek bu suçların yaşanmasında etkili olduğunu anlatan Psikiyatrist Prof. Dr. Özcan Köknel, dinde olmadığı halde çocuk suçlarının yaşandığını söyledi. Daha çok ataerkil, babanın etkin olduğu tip ailede şiddetin görüldüğü dile getirdi. Türkiye’de demokratik görüntü verilmeye çalışıldığını aktaran Köknel, toplumda korkunun ve kaygının toplumsal şiddete yol açtığını söyledi. Ataerkil aile yapısının ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyerek önemli olanın erkek egemenliğinin denetlenmesi olduğunu anlattı.
Herkese görev düşüyor
Panelde konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Müdürlüğü Kadın Politikaları Daire Başkanı İnci Kirdaban da, ülke genelinde daha önce yapılan atölye çalışmaları, konferans, seminerleri anlattı. TÜİK’in 2012 yılı rakamlarını paylaşan Kirdaban şunları söyledi:
“18 yaş altında evlenme oranları 2012’de 40 bin 428. İlk evlenme yaşı ortalamaları 2012’de kadınlarda 23,5 erkelerde 26,7. Yapılacak çok iş var. Bu alanda eğitimden sağlığa herkese iş düşüyor. Önemli olan toplumsal algıyı değiştirmek. Asıl hedefimiz bu. Zihniyet değişimi çok önemli. Müdürlük olarak da her türlü görüş önerilere açığız.”