Güncelleme Tarihi:
İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde uzun süre tedavi gören çocukların okul ayağına geliyor. Bu okulun da sınıf öğretmeni Nezih Yaşar Bor. Öğretmen Bor, sabah mesaisine okul çağındaki hasta çocukların servislerini ziyaret ederek başlıyor.
Bor, daha sonra çocukları hastane bünyesindeki sınıfa davet ediyor. Onkoloji bölümünde kalan veya yatağından kalkamayacak durumdaki diğer hasta çocukların ise ayağına gidiyor. Sağlıklı yaşam süren birçok çocuğun zaman zaman okula gitmek istemediğini ancak hastanedeki çocukların da yataklarından terlik ve pijamalarla kaçarak sınıfa gelmeye çalıştığını söyleyen Bor, eğitim ve moral çalışmalarını şöyle anlattı:
"Burası çok büyük bir hastane. Okul çağı çocukları için burada bir sınıfımız var. Cerrahi ve onkoloji hastalarına da yatak başında ders veriyoruz. Zaman zaman gönüllü öğretmenlerimiz de oluyor. Okul çocuğun yaşamında büyük bir tutuyor. Hastalanan bir çocuk veya ailesinin en büyük korkusu okuldan kopmak, eğitim alamamak, sene kaybı oluyor. Biz burada ilköğretim birinci kademe eğitimi vermeye çalışıyoruz. Ders aralarında hemşire ya da sağlık görevlisi gelip çocuğu ilaç, iğne, yemek, tetkik veya muayene için sınıftan alıyor. Okulumuzda zaten zil yok. Çocuk uygun olduğunda yeniden dersine dönüyor. İstedikleri zaman geliyorlar, böylelikle daha mutlu ders yapıyorlar, onlar mutlu olunca bizler de mutlu oluyoruz."
Aylarca yatan da var
Bor, Bazı çocukların aylar boyu günün her saatini hasta yatağında geçirdiğini, bu çocuklar için 1-2 saat eğitimin veya gönüllüler tarafından düzenlenen etkinliklerin büyük önem taşıdığını söyledi.
Nezih Yaşar Bor, "Onkoloji servisindeki bir çocuğun tedavisi yıllarca sürebiliyor. 24 saat hastanede kalan küçük hasta için 1-2 saat eğlenebilmek, sınıf ortamını yaşayabilmek çok önemli. Bazı çocuklar hiç normal okula gitmeden birinci sınıftan 3’üncü sınıfa kadar burada eğitim alıyor. Bir okula giderken hastalanmış ve buraya gelmişse ders durumu hakkına okula ve öğretmenlerine bilgi veriyoruz. Bu sınıf, onların hem okuldan kopmamasını sağlıyor hem de tedavilerini olumlu etkiliyor. Biz de onların hastalığını hiç sormuyoruz. Ancak özellikle kanser hastası çocukların yataklarına gidiyoruz. İstekli olurlarsa, takati varsa kitap okuyor, bulmaca çözüyor ya da o ne isterse onu yapıyoruz. Bazen hiçbir şey yapmasak, saçsız başını okşasak bile onun için bu çok anlamına geliyor" dedi.
İdeallari öğretmen ya da doktor olmak
Devamsızlık listesi, öğrenci sayısı gibi kavramların bulunmadığı sınıfta okumayı öğrenen Arda Bilgitay, çizgileri, resim yapmayı, öğretmenleri ve doktorları sevdiğini, 5 yaşında anaokulu eğitimi alan Fatma Kutluata da doktor olmak istediğini anlattı.
İzmirli 6 yaşındaki Nilsu Yağmur Gürbüz de çocuk gözüyle hasta olmayı, hastanede yatmayı, hastanede yatarken eğitim almaktan mutlu. Gürbüz, duygularını şu sözlerle aktardı:
"Hastalandığım için buraya geldim. Karnım ağrımaya başlamıştı. Doktorlar dedi ki 'çok kilo almaktan oluyormuş'. Arkadaşlarım hastanede okul olduğunu haber verince ben de geldim ve çok sevdim burayı. Çizgileri, arkadaşlarımla paylaşmayı, eğlenmeyi seviyorum. En çok da Paris'i öğrenmek istiyorum. Büyüyünce profesör doktor olacağım. Böylelikle bütün hastaları iyileştireceğim."