Güncelleme Tarihi:
20 Kasım'ın ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ olduğunu belirten Fatma Benli, çocuk istismarı konusunun önemi ve yıkıcılığı nedeniyle TBMM tarafından geçen yıl kurulan Çocuk İstismarını Önleme ve Araştırma Komisyonunda başkan vekilliği görevini yürüttüğünü hatırlattı.
Komisyonun, hazırladığı raporla istismarla karşılaşıldığında neler yapılması gerektiğine dair somut bir çerçeve çizdiğini aktaran Benli, "Komisyonun önerilerinden biri de Meclis çatısı altında daimi çocuk haklarına ilişkin daimi bir komisyon kurulmasına yönündeydi. AK Parti Milletvekilleri olarak Çocuk Hakları Komisyonu adı altında ihtisas komisyonu kurulması için TBMM Başkanlığına bir yasa teklifi sunmuştuk. Meclis, bu haftalarda yoğun olarak çalışıyor, kendine ait bir gündemi var. Zamanı geldiğinde, yasa teklifleri değerlendirilirken bu teklif de değerlendirilecek. Bu kadar önemli bir konunun Genel Kurul gündeminin ön sıralarına alınmasını ümit ediyoruz" diye konuştu.
Çocuk İstismarını Önleme ve Araştırma Komisyonunun hazırladığı 80'in üzerinde önerinin bir kısmının hayata geçtiğini, bir kısmına ilişkin yasa teklifi hazırlandığını ve bakanlıkların bu konuda çalışmalarını sürdürdüğüne değinen Benli, AK Parti'nin 2005'te Çocuk Koruma Kanunu çıkardığını, bu kanunla bütünlükçü politikanın benimsendiğini, değişik bakanlıkların yapması gereken işlemlerin koordinasyon içerisinde gerçekleştirilmesinin sağlandığını bildirdi. Benli, daha önce yurtlarda kalan bakıma muhtaç çocukların hepsinin, Sevgi Evlerinde kalmasına ilişkin dönüşümün gerçekleştiğini ifade etti.
ÇOCUK İZLEME MERKEZLERİNİN SAYISININ ARTIRILMASI
Fatma Benli, öneriler arasında, istismara uğrayan çocukların polis tarafından değil de sosyal hizmetler mensubu tarafından dinlenmesi sağlayan Çocuk İzleme Merkezlerinin sayısının artırılmasının da bulunduğunu, buna ilişkin çalışmaların sürdüğünü anlattı.
AK Parti hükümetleri döneminde istismar vakalarıyla ilgili cezaların artırıldığını ancak asıl, suçun gerçekleşmesinin önlenmesinin önemli olduğuna işaret eden Benli, çocukların iyi ve kötü dokunuş arasındaki farkı öğrenerek, kendisine kötü dokunuş gerçekleştiğinde ailelerini bilgilendirmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Bu nedenle anne ve babaların çocuklarına "iyi ve kötü dokunuşu" öğretmesi ve çocuklarıyla daha fazla iletişime girmesi gerektiğini belirten Benli, şunları söyledi:
"İstismarın fark edilmemesi veya cezasız kalması failin, başka çocukta veya aynı çocuk üzerinde daha ağır istismarlar gerçekleştirmesine sebep oluyor. Ailelerin bu konuda çocuklarıyla daha fazla iletişimde olmasını sağlarsak, çocukların ailelerine başına bir şey geldiğinde bunu anlatmaları halinde biz en ağır olay gerçekleşmeden önlemini almış olacağız. Buna ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı'nın, özellikle rehber öğretmenlerle ilgili çalışmaları devam etmekte. Ceza davalarına baktığımızda, olaydan ilk olarak rehber öğretmenler haberdar oluyor. Bir çocuğun başına gelen bütün Türkiye'yi aslında etkiliyorsa, her birimizin sorumluğu var. Sadece bakanlıkların, öğretmenlerin, velilerin, çocukların değil, STK'ların, basının, herkesin elini taşın altına koyması ve 'çocuklar için neler yapabilirim' diye düşünmesi gerekiyor."