Çocuk destek merkezlerinden kaçma oranı düştü

İslam, ANKA Çocuk Destek Programı kapsamında suça yönelmiş ve suçun mağduru olmuş çocukların rehabilitasyonuyla ilgilendiklerini söyledi.

Programın iyi hazırlandığını, 1-1,5 yıl Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Adalet Bakanlığı ve Adalet Komisyonuyla çalıştıklarını belirten İslam, "Pek çok modülden oluşan bireysel, grup terapisi yapabilen rehabilitasyon merkezi inşa edildi" dedi.

Bu sistemin şu anda Türkiye'de 62 Çocuk Destek Merkezinde uygulandığını anlatan Bakan İslam, "Bu destek merkezlerini 2016'da 100'e çıkarmayı planlıyoruz. Bir taraftan fiziki şartlarını düzenliyoruz, bir taraftan da bu rehabilitasyon programını yaş, cinsiyet, mağduriyet gruplarına göre çocuklarımızın hizmetine sunuyoruz" diye konuştu.

Çocukların suça sürüklenmeleri ya da suçun mağduru olmalarının bir vaka olduğunu söyleyen İslam, çocukları bir yerde besleyip büyüterek, toplumu onlardan korumak gibi bir tavrın yerine, onları rehabilite edip yeniden hayata kazandırmayı arzuladıklarını belirtti.

"ANKA programının çıkış noktası budur" diyen İslam, "Her çocuğun bir koçu var, çocuk merkeze geldiği andan itibaren 10 gün boyunca bu eğitmenle çalışıyor. Çocuğun sorunları bu koç tarafından ortaya çıkarılıyor, çocuktan adeta anamnezi alınıyor" dedi.

Kaçma ve izinsiz ayrılma oranı yüzde 25 düştü

Ayşenur İslam, anamnezin ortaya çıkmasından sonra ANKA programında var olan 100'ün üzerindeki modülden çocuk için uygun olan modüllerin bir araya getirildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Çocuğun mesela kendine, çevresine zarar verme, intihar eğilimi, sokak geçmişi ya da yaşadığı mağduriyetleri var. İstismar, şiddet mağduru, böyle bir geçmişi var. Bütün bunlara karşılık farklı modülle o çocuğun rehabilitasyonu başlatılıyor. Bazı şeyler için grup terapileri var. Mesela kişilik geliştirme, çevreyle iletişim, sağlıklı yaşam, uyuşturucuyla mücadele gibi konularda grup terapileri çok faydalı ama daha özel sorunlarda bireysel terapiler var. Bir çocuk hem grup terapisi hem bireysel terapiler alabilir. Sadece birini, 3 ay birini, diğer 3 ay başkasını alabilir, yani bunlar son derece çoklu değişken, tamamen çocuğa uyarlanabilen bir sistemin içinden seçiliyor."

İslam, bu çalışmayı aralıktan bu yana uyguladıklarını belirterek, "Memnuniyetle fark ediyoruz ki, kaçma, izinsiz ayrılma oranları, bu uygulama başladıktan sonra yüzde 25 azaldı. Birkaç ay içerisinde güzel bir rakam. İnşallah çok başarılı olacağını düşünüyoruz" dedi.

Özel olarak seçilen koçların da eğitimden geçtiğini belirten İslam, koçların sayısının az olduğunu, onlara büyük yükümlülük düştüğünü anlattı. Koçlardan aynı anda birden fazla işi yapmalarını istediklerini söyleyen İslam, "Ama bunlar iyi eğitilmiş elemanlar. Fakat kendilerine farklı görevler verildiğinde mesela ANKA sisteminde çalıştırılmaya karar verilen elemanlarımız, 4-5 ay yeniden eğitim gördü. Sürekli eğitim alıyorlar, yani sistem onlara anlatılıyor, bu sistemle ilgili tecrübe kazanmaları sağlanıyor, 'hizmet içi eğitim' gibi düşünebilirsiniz bunu. Bunlar sürekli yenileniyor ama çok sayıda yeni elemana ihtiyacımız var. Onu da inşallah seçimlerden sonra kazanacağız diye düşünüyoruz" diye konuştu.

Koruyucu aile sistemi

İslam, koruyucu aile sistemine 2012'den bu yana süratle geçmeye çalıştıklarını belirterek, çocukların yüzde 90'dan fazlasının ev tipi kurumlarda olduğunu söyledi.

Çocukların sevgi veya çocuk evlerinde kaldığını belirten İslam, şöyle konuştu:
"Koğuş tipi bakım merkezlerimizde 800 ila bin çocuğumuz var. Onlar da süratle koruyucu ailelere, mümkünse kendi ailelerine veya ev tipi kurumlara geçiriliyorlar. O konuda bir sorunumuz yok, kararlılıkla buna devam ediyoruz. Sadece rehabilitasyon merkezlerimiz, bu sistemin sonunda geniş çaplı büyük binalarda kalacak."