Güncelleme Tarihi:
Bu videoları izleyen çocukların videoların etkisinde kaldığını söyleyen Psikolog Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, “Bir çocuk nasıl Taksim Meydanı’nda yalnız bırakılmıyorsa, YouTube izlerken de aynı şekilde yalnız bırakmaması gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Koçkar’ın, anne ve babalara önerileri şöyle:
“YouTube’da oyuncak açma videoları genellikle çocuklar tarafından çekiliyor. Bir çocuk videoda yüz tane sürpriz yumurtayı açıyor tek tek ve bu yumurtaların içinde neler olduğunu anlatıyor. Tek tek tüm oyuncakları kuruyor ve gösteriyor. Bu videolar milyonlarca izleniyor. Çocuklar bunları izledikçe ve tekrar tekrar aynı şeyleri gördükçe bağımlı hale geliyor ve oradaki oyuncakları istiyor. Bütün oyuncakların kendilerinde olması gerektiğini de düşünüyorlar. İzledikleri oyuncakları alamazlarsa kendilerini eksik hissediyorlar. Bu çok üzücü bir durum, zira insan oyuncakla ya da nesnelerle artmaz ya da eksilmez. O videolarla ilgili bir oyuncağın yoğun biçimde reklamının yapılıyor olduğunu görüyoruz. Çocuklar video izlerken birçok reklama da maruz kalıyor ve bir videodan diğerine atlıyor. Böyle ilerlerken karşılarına istenmeyen bir sürü tuhaf bilgi çıkabiliyor. Bunlar şiddet veya cinsel içerikli olabilir. Maalesef orada videonun nereden nereye gideceğine dair bir kontrol yok. Bu nedenle çocukların YouTube gibi bir araçla yalnız bırakılmaması gerekiyor. Çocuğu YouTube ile yalnız bırakmak, çocuğu Taksim Meydanı’nda yalnız bırakmakla eşdeğer. Onu nasıl yapmıyorsanız bunu da yapmamak gerekiyor.
OYUNCAK ÇOCUĞUN DİL GELİŞİMİNE KATKIDA BULUNMALI
Bir çocuk bir oyuncağı aldığında önemli olan çocuğun dil gelişimine, bilişsel ve sosyal etkileşimine ne kadar katkıda bulunduğu. Oyuncağı açmak, onu göstermek dil-bilişsel ve sosyal gelişime katkıda bulunmaz. Önemli olan yetişkinlerin özel zamanlar ayırarak çocukla günde yarım saat kadar birebir oynaması. Dolayısıyla bu videoları izlemek, sosyal etkileşim ve dil gelişiminden de çalıyor. Oyuncak açma videoları izleyen çocuklar hem özeniyor hem de bağımlı hale geliyor ve gördüğü yeni oyuncağı annesine babasına ‘tutturarak’ istiyor. Ancak o oyuncak alındığında 10 dakika oynayıp, bir sonraki oyuncağı istemeye başlayabilir çocuk. Bunun bir sonu yok. Çocuğun bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimini desteklemek için karşılıklı, keyifli vakit geçirerek birlikte oyun oynamak çok önemli.
VİDEOYU ÇEKEN ÇOCUK İÇİN DE ZARARLI
Videoları çeken çocukların özgüvenleri de bu videolarla nedensizce yükselip azalıyor. Videoyu çocuğa annesi ya da babası çektiriyorsa ve ‘Sen artık YouTube fenomeni olacaksın, para kazanacaksın’ diyorsa zaten çocuğu çalıştırdığı için bu bambaşka bir sorun. Eğer çocuk bu videoları kendisi çekiyorsa ve ‘Bak ben kaç tane beğeni aldım’ diyorsa bu da çocuğun boş bir özgüvene sahip olmasına neden oluyor. Çocuğun beğenileri düşüyorsa, bu da onun kendine olan güvenini azaltıyor, kendisini değersiz hissetmesine neden oluyor. Ancak özgüven böyle bir şey değil. Gerçekten iç kaynaklarınıza göre kendinize güven duyabilirsiniz. Boş anlamsız bir mutluluk ya da hüzün hali yaşıyor çocuk. Bu nedenle videoyu çeken çocuk açısından da sakıncalı.
ÇOCUĞUN ÖZGÜVENİNİ KENDİ ÖZKAYNAKLARIYLA GELİŞTİRİN
Özgüveni desteklemek için çocuğun özkaynaklarının farkına varılmasına yardımcı olmak gerekiyor. Herkesin farklı konularda iyi olabileceği, herkesin farklı konularda daha fazla, daha az çaba göstermesi gerektiği ve kendisinde bulunan olumlu yanların ne olduğunu düşündüğümüzü çocuğa sormamız lazım. ‘Kendinde neleri iyi buluyorsun, neler sence senin güçlü yanların?’ diye konuşmak gerekiyor. Her konuda da çocuğun kendisini geliştirebileceğini vurgulamak gerekiyor.”