Güncelleme Tarihi:
Çocuklar doğal bir merak duygusu ile doğarlar. Doğuştan kaşif, bilim adamı, sporcu, sanatçı gibidirler. Doğumdan ölüme kadar devam eden gelişim süreci içerisinde çocuklar, duyularını geliştirme, araştırma, keşfetme, deneme-yanılma, tekrar deneme, soru sorma güdüsüne sahiptir. Duyular çocukların dünyayı anlamasında rehberlik eder. Sanat çalışmaları çocukların duyularının gelişmesi için en iyi yol. Çünkü sanat, çocuklar için düş dünyasını sergileyebilecekleri, bilişsel, duyuşsal ve bedensel etkinlikler fırsatlarını sunar.
Çocuklardaki hayal gücünün kaynağıdır sanat. Çocuklar sanat çalışmaları yaptıkça yaratıcılıkları beslenir. Yaratıcı düşünen çocuğun zihinsel gelişimi olumlu etkilenir. Zihinsel yönden olumlu yönde gelişen çocuklar daha fazla üretken olma güdüsü ile hareket eder. Çocuklar, doğada ve yeryüzünde gördükleri arasındaki estetik ilişkinin dışavurumunu sanat çalışmalarına yansıtır.
SANAT ÇALIŞMALARINA KATILMAK KEYİF VERİR
Erken çocukluk döneminde sanat eğitimi, görsel ve plastik alandaki eğitime ek olarak anlatım yollarını kapsayan bir süreç. Sanat çalışmaları çocukların kendi seslerini, bedenlerini ve tanıdığı materyalleri alışılmadık olan yeni yollarla denemelerine fırsat verir. Çocuklar kendi fikirlerini kullanır, girişimlerde bulunurlar. Orijinal eylemler ve kombinasyonlar üreterek sanat üretirler. Sanat çalışmalarına katılmak çocuklara büyük keyif verir. Bu etkinlikler, çocukların özel yetenekleri olduğu alanlarda eğitimcilere ipuçları verir. Eğitimciler bu etkinliklerle çocukların desteklenmesi gereken alanları da keşfederler.
Sanat eğitim süreci algılama, fark etme, beğenme ve estetik değerlerin oluşmasıyla başlar. Çocuğun yaratıcılığını kullanması ve bundan zevk alması olarak devam eder. Erken dönemde çocukluklar müzik, görsel sanatlar, drama, hareket çalışmalarında performans sergileyebilir.
SANATLA ÇOCUK KENDİNİ TANIR
Sanat çocukların duygularını ifade etmelerini sağlayan bir araç. Çocuklar renk ve doku seçerek duygularını ve düşüncelerini dışa vururlar. Örneğin, çocuk mutlu veya heyecanlı hissettiğinde parlak renkleri kullanabilir. Üzgün hissettiği zamanlarda daha koyu tonları tercih edebilir. Sanat etkinlikleri çocuğun kendi bedenini ve yeteneklerini tanımasına; fazla enerjisini yönlendirmesine ve harcamasına fırsat verir. Örneğin, yaratıcı dans etkinliklerinde çocuk bedenine farklı formlar verirken fiziksel hareket ve kavramları öğrenir.
BİLİŞSEL GELİŞİMİ DESTEKLER
Sanat çocukların sözcük bilgisini ve dil becerilerde ustalaşmalarını destekler. Örneğin, sıcak, soğuk, parlak, donuk renkleri anlatır. Düz, zikzak, dalgalı, kıvrımlı çizgilerini, daire, kare, oval şeklini, yakında, uzakta, içinde, üstünde konumunu anlatır ve kaygan, pürüzlü, engebeli, dikenli dokuyu anlatırken dil becerilerini kullanır. Sanat çalışmaları ile bilişsel gelişimi desteklenebilir. Çocukların sanat çalışması sırasında farklı çizgiler ve şekilleri gözlemlemesi sağlanır. Heykel gibi üç boyutlu çalışmalar yaparken çocukların geometri ve uzamsal duyularını keşfetmeleri sağlanır.
ÇOCUKLARIN GÖSTERGELERİ İNCELENMELİ
Çizgiler, çocukların sanatsal gelişiminin göstergelerinden biri. Çocukların göstergeleri incelenerek sanat gelişimi hakkında bir fikir elde edilebilir. Kalın, ince, düz, eğri, uzun, kısa, kesintisiz kesintili, dikey, yatay, çapraz, açık, koyu, yumuşak, sert, pürüzlü, kaygan çizgilerin gelişimi ve kullanımı incelenebilir. Çocuklar, resim yaparken iki boyutlu şekilleri kullanarak sanat çalışması yapmış olur. Heykel ve seramik gibi çalışmalarında ise üç boyutlu formları kullanarak sanat çalışması yapar. Renklerin çeşitli kombinasyonu, harmanlanması, ışık oyunlarının kullanılması sanatta estetik gelişimi için önemli. Erken dönemde göstergelerden bir diğeri doku. Çocukların duyu gelişiminin baş mimarı olan doku çalışmalarının erken dönemdeki yeri çok kıymetli. Doğada pürüzlü, düzgün, kaygan, ince tüylü, dikenli, delikli, yünlü, sert, yumuşak gibi birçok doku var. Dokular hissedilebilir olanlar ve görülebilir olanlar olarak ayrılır. Çocuklar için yapılan tüm çabalar çocuğun dünyayı ve kendini tanıması ile ilişkilidir. Bu nedenle sanat çalışmalarının bir diğer göstergesi mekandır. Deniz kıyısı, orman, mağara gibi mekanlar doğal mekanlardır. Oluşturulmuş mekanlar ise ev, karavan, otel, arabanın içi gibi yerler. Çocuğun mekanda perspektif alması, görüş ve bakış açısı sanat çalışmalarında paha biçilemez.
MERAK EDEREK ÖĞRENİRLER
Çocukların gelişimi bir bütün. Bilişsel gelişim, motor gelişim, sosyal-duygusal gelişim, dil gelişimi bir arada ilerler. Zaman zaman bazı gelişim alanları biraz daha fazla atağa geçer. Ama tüm gelişim alanları birbiri ile yakından ilişkili. Buna bağlamda çocuğun sanat gelişimi, el-göz ve beyin koordinasyonun sağlanarak yaratıcılık ile bütünleşmesi.
Çocuklar hayatlarındaki ilk sanatsal yolculuk döneminde öğrenmeye çok açık. Bu dönemde çocuklar eğlenirken öğrenirler, meraklarını gidermek için bol bol soru sorar, araştırma yapar.
ÖZ GELİŞİM SANATLA ARTAR
Çocuğun gelişiminde bazı sanat eğitimi yaklaşımları yer alır. Psikolojik yaklaşımdır, bilişsel yaklaşım ve öz gelişimi yaklaşımı olarak sıralanabilir. Sanat eğitiminde elde edilen ürünlerin çocukların kendi iç dünyalarını yansıttığını savunan psikolojik yaklaşımdır. Sanat çalışmalarının çocukların yaşadıkları dünya ve kendi çevreleri hakkında bilgi verdiğini savunan bilişsel yaklaşımdır. Öz gelişim yaklaşımını savunanlar ise çocukların içinde yaşadığı toplumla kendisi arasındaki ilişkiyi örüntülerini, kendini doğru ifade edebilme becerisi ve toplumla sağlıklı iletişim kurabilme beceri ile ilgilenir. Çocukların sanat çalışmalarında öz gelişimlerine odaklanırlar.
İLK ÖNCE KARALAMA
Çocukların sanatsal gelişimi sistematik olarak ilerleyen belirli dönemlerden oluşur. 2-4 yaş Karalama Dönemi, 4-7 yaş Şema Öncesi Dönem, 7-9 yaş Şematik Gerçeklik Dönemi, 9-12 yaş Gerçeklik Dönemi ve 12-14 yaş Görünürde Doğalcılık Dönemi olarak irdelenir. Çocuğun kağıt üzerinde iz bırakma yeteneklerini keşfetmesiyle sanat yolculuğu başlamış olur.
2-4 Yaş arası Karalama Dönemindeki ilk karalama rast geledir. İlerleyen zamanda el-göz-beyin koordinasyonun sağlanması ile karalamalar muntazam çizgilere dönüşür. Çeşitli daireler, ardından kare ve diğer geometrik şekilleri çizer. Çevresindeki yetişkinlerle etkileşim kurabildiğini ve onları etkileyebildiğini keşfeder. Karalamalar kendi içinde isimsiz, kontrollü ve isimlendirilen karalamalar olarak adlandırılır.
1. İsimsiz karalamalar; Çocuğun ilk karalamaları gelişigüzeldir. Geniş kol hareketleriyle çizim göze çarpar.
2. Kontrollü karalamalar: Kontrollü çizgiler çocuklarda motor koordinasyonunun gelişmesiyle ortaya çıkar.
3. İsimlendirilen karalamalar: Çocuklar yaptıkları karalamaları bir nesne olarak adlandırmaya başlarlar. Bu davranış, onların şekiller ile düşünmeye başladıklarına işaret eder. Çevrelerindeki yaşam ile ilişki kurarlar. Şekil-yapı ilişkisini anlarlar. Bu dönemde canlı bir varlık değil, zihninde kaydettiği bir hayal çizgilerle ifade edilir.
DÜŞÜNCELERİ İFADE ETMENİN YOLU
Karalama dönemi tamamlandığında 4-7 Yaş Şema Öncesi Dönem görülür. Bu dönemde insanları ve diğer nesneleri gösteren çarpıcı resimler ön plandadır. Sanatsal çalışmalar yetişkinler tarafından anlaşılabilir durumdadır. Çok çeşitli renkleri kullanma eğilimindedir. İleri derecede hayal gücüne sahiptirler. Bir fikre odaklanır ve düşüncelerini ifade etme yollarını ararlar. Çocuğun becerileri desteklendikçe sanat çalışmalarında daha yaratıcı ve amaçlı hale gelirler.
7-9 yaş Şematik Gerçeklik Döneminde resimler daha belirgin ve ayrıntılıdır. bakıldığında resmin ne olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Resimler daha gerçekçidir. Resimde mekansal ilişki vardır. Resimlerde yer çizgisi kullanırlar.
9-12 yaş Gerçeklik Döneminde resimlerinde daha ayrıntılı çizimler vardır. İnsan figürleri anatomiye uygundur. Resimdekiler elbise giymiş şekilde çizilmiştir.
12-14 yaş Görünürde Doğalcılık Döneminde çocuğun çizgilerinde her türlü ayrıntı vardır. İki boyutlu yüzey olan kâğıt üstünde mekânın üç boyutlu yönünü, uzak yakın perspektif ilişkileri, nesnelerin boşluk içindeki yerlerini gerçeğe uygun olarak gösterebilmeyi başarır.
DOÇ. DR. ZEYNEP DERE KİMDİR?
Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Okul Öncesi Eğitim Öğretmenliği Bölümü’nden lisans mezunu oldu. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü’nden 2008 yılında yüksek lisans, 2014 yılında doktora mezunu oldu. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde 1 yıl çocuk gelişimi uzmanı olarak çalıştı. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı anasınıflarında 3 yıl öğretmenlik yaptı. 2020 yılında Temel Eğitim Okul Öncesi Eğitimi alanında Doçent oldu. Ege Üniversitesinde olarak görev yapıyor, araştırma ve projelerine devam ediyor.